Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM: +90  05366063183 -Turkey / Denizli 

Uzay mekikleri, NASA'nın 45 yılı aşkın süredir üzerinde çalıştığı insanlı uçuş programlarının kilit kavramını oluşturuyor.

   

Neil Armstrong ve Buzz Aldrin'in Ay'a ilk ayak bastıkları 1969 yılında NASA'nın başına getirilen Thomas O. Paine, ABD başkanı Richard M. Nixon'ın da etkisiyle uzay projelerine sıcak bakmıyordu. Hatta, 1974'te insanlı uçuşların kaldırılacağını bile dile getirmişti. Paine, Apollo tipi tek kullanımlık roketlerin çok pahalı olduğunu biliyordu. Bu nedenle Nixon'dan, birbirinden ayrı bölümlerden oluşan iticilerle çalışan uzay mekiği projesi için 12 milyar dolar talep etti. Mekiğin her parçası yeniden kullanılabilir özelliğe sahip olacaktı.

                

Yapımı pahalıydı, ancak, uzun yıllar kullanılabilirdi.Bu mekik, uzay istasyonu için parçaları taşıyacak ve mürettebatın yolculuğunu sağlayacaktı. Ya sonrası? Hedefi belli olmayan bir uzay aracına prim verilebilir miydi? Nixon projeden çok etkilenmemişti. İstasyon fikri rafa kaldırıldı ve NASA, mekik planlarını yeniden gözden geçirdi. Projenin daha ucuza düşünülen versiyonuyla, uzaya ancak ticari uydular gönderilebilirdi. Bu da NASA'nın bir "uzay nakliye şirketi"ne dönüşmesine yol açardı.Nixon, her şeye rağmen düşük bütçeli proje konusunda ısrarlıydı. Paine, gelişmeler üzerine istifasını verdi. Ancak, Cumhuriyetçi kanadın bütçe uzmanı Caspar Weinberger'in olaya müdahalesiyle, mekik projesinin tamamen gündemden kaldırılmasının önüne geçildi.

                     

Weinberger, 12 Ağustos 1971'de, Nixon'a bir mesaj yolladı: "Uzay araştırmalarında en iyi olmamız gereken yıllarda geri kalmak istemiyoruz. NASA'nın bütçesini yine kesebiliriz. Ancak, bu kötü olduklarından değil, biz öyle istediğimizden..."Sonuçta, NASA'ya mekik projesi için öngörülen miktarın yarısından da az, 5 milyar dolarlık bütçe ayrıldı. Yeniden kullanılabilir kanatlı taşıyıcıdan vazgeçildi. Tasarıma, belirli bölümleri yeniden kullanılabilen katı roket ateşleyicileri ve tek seferlik sıvı yakıt tankları eklendi. Projenin başlangıcında önerilen mekiğin ancak yarısı hayata geçirilebilecekti. En zoru, mekiğin arka kısmına sıvı yakıtla çalışan 3 motorun eklenmesiydi. Var olan teknolojiyle bunu yapmak mümkün değildi. NASA, çok kısa zaman sonra, 5 milyar dolarlık limitinin üzerine çıktığını fark etti. Mekik üreticisi Lockheed Martin'in NASA yetkilisi Dan Dumbacher bunu şöyle açıklıyor: "Birkaç dakikada sonlanan ve Atlas Okyanusu'na düşen motorlar yerine, birden fazla kullanılabilenlerin yapımı çok kolay değil. İlk önce -4000 F (-204,5 santigrat derece) sıcaklıkta yüzen süper soğuk sıvı hidrojen ve oksijen, yakılarak +5.0000 F (2.760 santigrat derece) sıcaklığa çıkarılıyor. Bu sıcaklıkta, motorun dış çeperinin erimesini önlemek, dahası tekrar kullanmak herhalde şans gerektirirdi. Aynı zamanda yakıtın çok yüksek basınçla beslenmesi şart. Yakıt türbinleri, dakikada 35.000 devirle dönüyor. Bu, bir jet uçağının motor hızının iki misli..."

                                                                  

              

                    

    

                    

                                         

Atlantis Uzay Mekiği seferinden dönerken

Sıcaklık koruyucu duvarlar bir başka korkulu rüyaydı. Mekiğin dış cephesinin yüzde 70'lik bölümüne 34.000 seramik panel yapıştırıldı. Geminin aerodinamik kıvrımları nedeniyle kullanılan seramiklerin hiçbiri benzer değildi. Eklenen sorunlarla birlikte yıllar süren çalışma sonunda, NASA, yeni başkan Jimmy Carter'dan ek bütçe talebinde bulundu. Masraflar artıyor, ancak hâlâ uçuşu gerçekleştirebilecek mekik ortaya çıkmıyordu. Sonunda, 1981'de fırlatılan Colombia uzay mekiği, kara bulutları dağıttı. Yeni seçilmiş Başkan Ronald Reagan, seçimlerde Carter'ı yenilgiye uğratmıştı. İlk işi NASA'yı kutlamak oldu. Danışmanları NASA'ya, Reagan'ın uzay mekiğine sıcak baktığını, dahası yeni bir uzay istasyonu projesini gündeme getirmelerini çıtlattılar. 5 yıl içinde, Challenger ile Atlantis hizmete girdi ve mevcut program bünyesinde önemli başarılara imza atıldı...Ancak, 28 Ocak 1986'da, 25. görevi sırasında Challenger kazası yaşandı. Nixon döneminden kaynaklanan tasarım hataları bir faciaya yol açmıştı. Dondurucu hava, farklı bölümleri birbirine bağlayan plastik conta halkalarını etkilemiş ve Challenger'ın roket ateşleyicilerinden birini çalışmaz hale getirmişti. Bu hata nedeniyle kıvılcım yakıt tankına sıçramış ve kalkıştan tam 73 saniye sonra uzay mekiği infilak etmişti. Bu kazada, 6 astronot ve bir sivil öğretmen, Christa McAuliffe hayatını kaybetti.Uzay mekiği günümüzde de tehlikeli, çünkü katı ateşleyiciler, yani roketlerden oluşan itici güç bir kez harekete geçtiği zaman, bunlar kontrol edilemiyor ya da durdurulamıyor. Challenger'ın ateşleyicilerindeki gibi, yine birbirlerine borularla bağlılar. Bu durum birleşme noktalarında sızıntılara yol açabiliyor. Bir mekiği idare etmek hâlâ çok pahalı. Çünkü, dört ayrı bölümün (iki ateşleyici, bir tank ve gemi) her görev öncesinde yeniden gözden geçirilmesi gerekiyor. Bu, yüklü bir iş gücü demek...Yaşanan sıkıntılar, yeni uzay mekiği projelerini gündeme getirdi. Farklı fikirleri ileri sürenlerden biri de Dave Urie idi... İmha edilmesine gerek duyulmayan, tamamıyla yeniden kullanılabilir özelliğe sahip tek gövdeli "VentureStar"ı 1995 yılında tasarladı. Tasarımında yörüngeye oturtmak için gerekli taşıyıcı gövde bile yoktu. Fikirleri, önce Lockheed Martin, sonra da NASA tarafından kabul gördü ve 1996 yılında "Gelecek Kuşak Uzay Mekiği" projesi oluşturuldu.

                          

Discovery yörüngede

Ancak Urie'nin projesine ilgi yine çok uzun soluklu olamadı. VentureStar'ın yarı boyutlarındaki prototipi uzun süre fabrikada bekletildi, çünkü, Lockheed ve NASA, projeyi bitirmek için gerekli parayı kimin ödeyeceğine bir türlü karar veremiyordu. Sürekli sızıntı tespit edilen yakıt tankları 1,5 milyar dolarlık projeyi gözden düşürdü.Buna rağmen, fikir babası Urie, mekiğin mükemmel bir uzay aracı olduğundan emindi. Ancak ısı koruma duvarları tam bir baş belasıydı. Herhangi bir şekilde nemlendiğinde hemen açılıyor, çok ciddi bakım gerektiriyordu.Urie, "Mekiğin yan taraflarındaki katı roket ateşleyiciler her zaman tehlikelidir" diyor. "Yanı sıra mekiklerin kanatları çok büyük. Fırlatma sırasında neye katkı sağlıyorlar? Yörüngede ne işe yarıyorlar? Hiçbir şeye... Bunlar, çoğunlukla lüzumsuz ağırlıklar..."Urie'nin VentureStar'ı, 1960'lı yıllarda yapılan "beden kaldırma" deneylerine dayanıyor. Bu deney sırasında kalın ve pürüzsüz çakıl taşı şeklindeki mekiğin, aerodinamik yapısı nedeniyle en etkili uçuşu gerçekleştirebileceği anlaşılmıştı. VentureStar'ın kanatları yoktu ve şişkin gövdesi tamamıyla yük ve yakıtla doldurulabilirdi. Ancak VentureStar projesi de tasarı halinde kaldı. Üzerinde değişiklikler yapılsa da, çıkan sorunlar nedeniyle şu anda sadece modeli görmek mümkün. Bu eski uzay mekikleriyle devam edileceği anlamına mı geliyordu?NASA ve ESA'nın geleceğe yönelik geliştirdiği projeler bir kenara bırakılırsa, şimdilik eski model mekiklerin kullanılacağı düşünülüyor. Aslında, günümüzde kullanılan mekikler o kadar da eski değil... Hepsinin hava çerçeveleri ve buralarda kullanılan sistemler yenilenmiş durumda. Isıya karşı koruma duvarlarının her parçası daha büyük boyutlarda monte ediliyor. Ana motorlar ve ateşleyiciler de güncelleştiriliyor. NASA'nın üstünde çalıştığı gelecek kuşak uzay mekiklerinin 2012 yılına hazırlanması amaçlanıyor. Yine Avrupa Uzay Ajansı (ESA), Uluslararası Uzay İstasyonu (ISS) için geliştirdiği Otomatikleştirilmiş Transfer Aracı'nı (ATV) 2004'ün sonbaharında fırlatmayı planlanıyor. NASA, geleceğin uzay araçlarında arananları belirledi: güvenli, ucuz ve çok amaçlı...Uzay mekikleri için çağımızın incileri tanımlaması yapılabilir. Gerçekten de, bu uzay gemileri insanoğlunun geliştirdiği en karmaşık araçlar arasında başı çekiyor. Artık sadece insan taşımanın yanında, bir zamanlar bilim kurgu gibi düşünülen Uluslararası Uzay İstasyonu'nun gereksinim duyduğu teçhizatı taşıyor, hatta onun bir parçasına dönüşüyor.

                                                   

                                         Columbia uzay mekiği ilk yolculuğundan dönerken (STS1)

Hiçbir yazı/ resim  izinsiz olarak kullanılamaz!!  Telif hakları uyarınca bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla  siteden alıntı yapılabilir.

The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 -Turkiye/Denizli 

Ana Sayfa /index /Roket bilimi / E-Mail /CetinBAL/Quantum Teleportation-2   

Time Travel Technology /Ziyaretçi Defteri /UFO Technology/Duyuru

Kuantum Teleportation /Kuantum Fizigi /Uçaklar(Aeroplane)

New World Order(Macro Philosophy)  /Astronomy