1930'lu yıllarda
Amerikan hükümeti bilim adamlarından gemilerin
radarlarda görünmemesini sağlayacak bir yöntem
geliştirmelerini ister. Başkanlığını Nikola
Tesla'nın yaptığı bir grup bilim adamı bu isteği
gerçekleştirmek üzere işe koyulurlar…
Yaklaşık 10 yıllık bir
çalışmanın sonunda proje deneme aşamasına gelir.
Deneyde Amerikan donanmasında görevli küçük bir
destroyer olan Eldridge adlı gemi
kullanılacaktır…
Gemi, jeneratörler,
vericiler, güç yükselticiler, modülasyon
devreleri ve elektromanyetik alan oluşturmaya
yarayacak araç gereci içeren tonlarca ekipmanla
donanır…
22 Temmuz 1943'te
saatler 09:00'ı gösterirken elektromanyetik alan
jeneratörleri çalıştırılır. Eldridge'in etrafını
önce yeşil bir duman kaplar. Gemiyi bu dumanın
ardında görmek imkânsızlaşır. Alıcılar geminin
kuvvetli bir elektormanyetik alanla
çevrelendiğini göstermektedir. Duman
çekildiğinde ise deneyin istenenden daha
başarılı olduğu anlaşılır. Çünkü Eldridge sadece
radarlardan değil, mürettebatıyla beraber
"gözden de" kaybolmuştur!
Amerikan hükümeti ve
deniz kuvvetleri elbette ki böyle bir deneyin ya
da projenin varlığını asla kabul etmiyor. Tüm
bunların asılsız, hayal ürünü iddialar olduğunu
savunuyor. Ancak diğer taraftan da görgü
tanıklarının ifadeleri var. Zaten deney hakkında
bilinenlerin çoğu da bu tanıkların ifadelerinden
sağlanmış.
Şimdi başa dönelim ve
hikayemizin ayrıntılarına bakalım. 1933 yılında
Roosevelt ABD'nin başkanı oldu ve hemen ardından
eski dostu ve dünyanın sayılı bilim adamlarından
Nikola Tesla'yı Washington'a davet ederek ondan
devlet adına bazı projeleri yürütüp
yürütemeyeceğini sordu.
Yanıt olumluydu. Başkan
ona Gökkuşağı Projesi şeklinde bilinen projeden
söz etti. Tesla bu proje üzerinde çalışmaya
başladı. 1936'ya gelindiğinde Tesla önemli
gelişmeler kaydetmiş hatta insansız bir gemiyi
gözden kaybedip sonra da geri getirmeyi
başarmıştı.
Ancak yetkililerin
deneyin insanlı olarak yapılmasında ısrar
etmeleri ve Tesla'nın da insanlara zarar
gelmeden bu deneyin yapılmasının olanaksız
olduğu noktasında başlayan görüş ayrılıkları
sonunda Tesla'nın son aşamada projeden
ayrılmasıyla sonuçlandı. Bundan sonra projenin
idaresini Dr. John von Neumann devraldı.
Donanma, özellikle
Almanlara karşı bir an önce ezici üstünlük
sağlamak kaygısını taşıyordu. Bu üstünlüğü
sağlamanın ise görünmezlikten geçtiği
düşünülüyordu. Arzu edilen gemilerin "radarlara"
görünmemesini sağlamaktı. Fakat sonuç
beklenenden çok farklı oldu.
Amerikan hükumeti için
çalışan bilim adamları arasında dünyanın en
büyük dahilerinden biri olarak gösterilen ve
Nazi Almanyasından kaçıp ABD'ye sığınan Albert
Einstein da vardı.
Philadelphia Deneyi'nde
en büyük katkılardan birinin Einstein tarafından
sağlandığı düşünülmekte. Özellik Einstein'ın
"Birleşik Alan Teorisi"nin deneyi başarıya
ulaştıran faktör olduğu sanılıyor.
Einstein bu teorisini
1925-27 tarihleri arasında Prusya'da yayımlanan
bir bilim dergisine göndermiş ancak
tamamlayamadığını düşünerek geri çekmiş.
Einstein'ın ileriki yıllarda teorisini
tamamladığı, ancak bunun savaş sırası ve sonrası
hükümetlerce gizlenmiş olabileceği tahmin
ediliyor. Biz şimdi gelelim ilk deneyin
ayrıntılarına.
Haziran 1943'te deney
için seçilen USS Eldridge'e elektormanyetik alan
oluşturucu donanım yüklendi ve gemi Philadelphia
Deniz Üssü açıklarında deneye tabi tutuldu.
Deney sırasında yeni mürettebat da gemide
bulunuyordu.
Deneye ticari bir gemi
olan Andrew Furuseth'in mürettebatı da tanıklık
etti. Andrew Furuseth'in özel bir yeri var,
çünkü deney hakkında bugün bilinenlerin çoğunu
bu gemide görev yapmış olan Carlos Allende'nin
anlattıklarından biliyoruz.
(Allende, 50'li
yıllarda UFO araştırmacısı Morris Jessup'a
yazdığı mektuplarda yaşadıklarını anlatmasaydı
belki de bu olaydan hiç haberimiz olmayacaktı.
Ve küçük bir not daha: Jessup 1959'da intihar
etti. Ne ilginç değil mi?)
22 Temmuz 1943'te
şalterler kaldırıldı. Geminin gözden kayboluşuna
kadar olanları biliyorsunuz. Ondan sonra olanlar
da oldukça ilginç.
15 dakika sonra
şalterlerin indirilmesi emredildi. Yeşil duman
yeniden belirdi ve duman çekilirken Eldridge
yavaş yavaş yeniden materyalize oldu. Ancak bir
şeylerin ters gittiği hemen anlaşılmıştı. Gemiye
iletilen telsiz mesajlarına yanıt gelmiyordu.
Gemiye çıkıldığında
mürettebatın hiç de iyi durumda olmadığı
görüldü. Bir bölüm mürettebat yaşadıkları korku
dolu dakikalarda gemiden aşağı atladı (Gemiden o
anda atlayanların hiç birinin cesedi
bulunamadı). Sağ kalanların çoğu akıllarını
kaçırmıştı.
5 asker geminin metal
gövdesi ile kaynaşmıştı! İkisinin elleri çelik
gövdenin içine geçmişti. Ellerini keserek
adamları kurtardılar ve yerine protez eller
taktılar.
Normal durumda olan
mürettebatın ileriki zamanda olağan üstü
şeylerle karşılaştıkları rapor edilmiştir.
Bulundukları yerde
birden yokolup başka bir yerde
görünebiliyorlardı.
Duvarların içinden
geçebiliyorlardı.
Bir çoğu bu duvarların
arasına sıkışarak can verdi.
Birden bire taş
kesilip bir başkası onlara dokunana kadar öyle
kalanlar vardı (Boyutlar arasında
sıkışıyorlardı).
Bunun yanında doğa
üstü güçlere sahip olanlarda vardı.
Sağ kalan adamlar asla
tam anlamıyla düzelemediler. Akıl sağlıklarını
kaybettikleri gerekçesiyle de ordudan
uzaklaştırıldılar.
Donanma bu personeli
topyekun emekliye sevk ederek gemiye yeni
personel atadı. Bilim adamlarına da sadece radar
görünmezliği istediklerini, optik görünmezliğe
gerek olmadığını bildirdi.
28 Ekim 1943'te ise
Eldridge üzerinde ikinci deney gerçekleştirildi.
Saatler 17:15'i gösterirken elektromanyetik
jeneratörler yeniden çalıştırıldı. Gemi bir kez
daha hemen hemen tamamen görünmez oldu. Sadece
gövdesinin ana hatları seçilebiliyordu.
Bir kaç saniye
süresince işler yolunda gider gibiydi ki ansızın
gözleri kör edebilecek kadar güçlü mavi bir ışık
patlaması meydana geldi ve gemi gözlerden
tümüyle kayboldu.
Şimdi duyduklarınıza
inanmayacaksınız belki ama Eldridge, bir kaç
saniye sonra, 600 kilometre ötede, Norfolk
açıklarında yeniden maddeleşti.
Norfolk'ta bir kaç
dakika boyunca görülür durumda kaldıktan sonra
tekrar görünmez oldu ve saniyeler içinde
Philadelphia Deniz Üssü açıklarında yeniden
belirdi.
Elektronik kamuflajı
gerçekleştirmeye çalışan bilim adamları koca bir
gemiyi, mürettebatı ile birlikte ışınlamış ve
sonra da geri getirmişlerdi. Ancak, daha önce de
belirttiğimiz gibi ABD hükümeti asla böyle bir
deneyin yapıldığını ya da projenin yürütüldüğünü
kabul etmedi.
Donanmaya göre Eldridge,
sözü edilen tarihlerde Philadelphia'da bile
değildi. Deneyin yapıldığı günlere yakın bir
tarihte, yine enteresan bir yerde, Bermuda
Şeytan Üçgeni'nde eğitim amaçlı olarak bulunduğu
açıklandı. Eldridge daha sonra Yunanistan'a
satıldı ve 90'lı yıllara kadar da 'Leon' adıyla
hizmette kaldı.