|
Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkey / Denizli
FELSEFİ MATERYALİZM
BİRİNCİ BÖLÜM
MADDE VE MATERYALİSTLER
I . Madde nedir?
II . Birbirini izleyen madde teorileri.
III . Materyalistlere göre madde nedir?
IV . Uzay, zaman, hareket ve madde.
V . Vargı.
İLKİN bütün materyalistler için ortak olan fikirleri, bunu izleyerek bütün
materyalistlerin idealist felsefelere karşı kanıtlarını belirttikten, ve
ensonu, bilinemezciliğin yanılgısını gösterdikten sonra, şimdi bu
bilgilerden sonuçlar çıkaracağız ve aşağıdaki iki soruya kendi yanıtlarımızı
getirerek materyalist kanıtları güçlendireceğiz:
1. Madde nedir?
2. Materyalist olmanın anlamı nedir?
I. MADDE NEDİR?
Sorunun önemi. Ne zaman önümüzde çözümlenecek bir sorun olsa, sorularımızı
çok açık bir biçimde sormalıyız. (sayfa 79) Gerçekten, burada, doyurucu bir
yanıt vermek o kadar kolay bir iş değildir. Bu soruya yanıt verecek duruma
gelebilmemiz için, bir madde teorisi yapmamız gerekir.
Genellikle, insanlar, maddenin, kendisine dokunulabilen, dayanıklı ve katı
bir şey olduğunu düşünürler. Eski Yunan'da da madde, bu biçimde
tanımlanıyordu.
Bugün, bilimlerin yardımıyla, biliyoruz ki, bu tanımlama tam değildir.
II. BİRBİRİNİ İZLEYEN MADDE TEORİLERİ
(Amacımız, bilimsel açıklamalara girişmeden, maddeye ilişkin çeşitli
teorileri, olabildiğince yalın bir biçimde gözden geçirmektir.)
Eski Yunanlılarda, maddenin, sonsuz olarak bölünemeyen, nüfuz edilemeyen
dolu bir gerçek olduğu düşünülüyordu. Parçalar, bir andan sonra artık
bölünemez deniyordu ve bu parçacıklara atom (atom = bölünmez) adı
veriliyordu. Öyleyse bir masa, bir atomlar kümesi, bir atomlar topağıdır.
Gene, bu atomların birbirlerinden farklı oldukları düşünülüyordu;
zeytinyağının atomları gibi, pürüzsüz ve yuvarlak atomlar vardı, sirkenin
atomları gibi, pürtüklü ve çengelli atomlar vardı.
Bu teoriyi, dünyanın materyalistçe açıklamasını ilk kez denemiş olan
antikçağ materyalisti Demokritos kurmuştur. Demokritos, örneğin, insan
bedeninin kaba atomlardan oluştuğunu, ruhun ise daha ince atomlar yığını
olduğunu düşünüyordu. Ve tanrıların varlığını kabul ettiği, ama gene de her
şeyi maddeci bir biçimde açıklamak istediği için, tanrıların kendilerinin de
son derece ince atomlardan oluştuklarını söylüyordu.
19. yüzyılda bu teori büyük bir değişikliğe uğradı.
Gene, maddenin atomlara bölündüğü, atomların da birbirlerini çeken çok katı
parçacıklar olduğu düşünülüyordu. (sayfa 80) Yunanlıların teorisi
terkedilmişti, ve bu atomlar, artık pürüzsüz ya da çengel biçiminde kabul
edilmiyordu, ama nüfuz edilmez, bölünmez olduklarını ve birbirlerine karşı
bir çekim hareketine tutulmuş bulundukları savunulmaya devam ediliyordu.
Bugün, atomun nüfuz edilemez ve parçalara ayrılmaz (yani bölünmez) madde
tanesi olmadığı, ama atomun kendisinin de, atom kütlesinin hemen hemen
tümünün yoğunlaşmış bulunduğu bir çekirdeğin çevresinde büyük bir hızla
dönen ve elektron denilen parçacıklardan (partiküllerden) oluştuğu
tanıtlanıyor. Atomun kendisi nötr ise de, elektronlar ve çekirdek bir
elektrik yükü ile yüklüdür, ama çekirdeğin pozitif yükü, elektronların
taşıdığı negatif yüklerin toplamına eşittir. Madde, bu atomlardan oluşmuş
bir kütledir ve kendisi üzerinde etkiye bir dirençle karşı koyuyorsa, bu
kendisini oluşturan parçacıkların hareketi nedeniyledir.
Maddenin elektriğe ilişkin özelliklerinin bulunuşu, özellikle elektronların
keşfedilmesi, 20. yüzyılın başında, idealistlerin, bizzat maddenin varlığına
karşı bir saldırıya geçmelerine yolaçtı. Şöyle iddia ediyorlardı:
"Elektronda maddi olan hiçbir şey yoktur. Elektron, hareket halindeki
elektrik yükünden fazla bir şey değildir. Peki, negatif yükte madde yoksa,
pozitif çekirdekte neden olsun? Madde yokolmuştur. Yalnızca enerji vardır!"
Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm'de (bölüm V) enerji ile maddenin
birbirinden ayrılmaz şeyler olduklarını göstererek, şeyleri yerli yerine
oturtmuştur. Enerji, maddidir ve hareket, maddenin varoluş biçiminden başka
bir şey değildir. Kısacası, idealistler bilimin bulgularını tersine
çevirerek yorumluyorlardı. Bilim, maddenin o zamana kadar bilinmeyen
yönlerini, görünümlerini, apaçık bir biçimde ortaya koyar koymaz,
idealistler, hemen, madde ile hareketin birbirinden ayrı iki gerçek
oldukları sanıldığı zamanlarda, kendisi hakkında sahip olunan eski fikre
uygun olmadığı (sayfa 81) bahanesiyle, maddenin varolmadığı sonucunu
çıkarıyorlardı.[23]
III. MATERYALİSTLERE GÖRE MADDE NEDİR?
Bu konuda, bir ayrım yapmak zorunludur. İlkin şunu görmek gerekir:
1. Madde nedir?
sonra,
2. Madde nasıldır?
Materyalistler, birinci soruya, madde, bizim ruhumuzdan bağımsız, bir dış
gerçektir ve varolmak için bizim ruhumuza gereksinmesi yoktur, yanıtını
verirler. Lenin bu konuda, şöyle der: "Madde kavramı, bize duyum içinde
verilen nesnel gerçekten başka bir şey ifade etmez."[24]
Şimdi ikinci soruya, yani "Madde nasıldır?" sorusuna, materyalistler, "Buna
yanıt vermek bize değil, bilime düşer." diyorlar.
Birinci yanıt, eski çağlardan zamanımıza kadar değişmemiştir:
İkinci yanıt ise değişir ve değişmek zorundadır, çünkü bilimlere, insan
bilgilerinin durumuna bağlıdır. Bu, son ve kesin bir yanıt olmuyor.
Görüyoruz ki, sorunu iyi koymak ve idealistlerin iki sorunu birbirine
karıştırmalarına izin vermemek mutlaka zorunludur. Bu iki soruyu birbirinden
ayırmak, başlıca sorunun birinci soru olduğunu ve bu soruya yanıtımızın,
eskiden beri; her zaman değişmez kaldığını göstermek çok gereklidir. (sayfa
82)
"Çünkü maddenin biricik 'özelliği', ki felsefi materyalizm onun tanınmasına
bağlıdır, nesnel bir gerçeklik olması, zihnimizin dışında varolması
özelliğidir."[25]
IV. UZAY, ZAMAN, HAREKET VE MADDE
Maddenin bizim dışımızda varolduğunu iddia ediyorsak, bunun gerçekliğini
gösterdiğimiz için, aynı zamanda, biz belirtmiş oluyoruz ki:
1. Madde, zaman ve uzay içinde vardır.
2. Madde hareket halindedir.
İdealistler ise, zamanın ve uzayın bizim ruhumuzun fikirleri olduğunu
düşünürler (bunu, ilk kez savunan Kant olmuştur). Onlara göre, uzay, şeylere
bizim verdiğimiz bir biçimdir ve insan ruhundan doğmuştur. Zaman için de
durum aynıdır.
Materyalistler, tersine, iddia ederler ki, uzay bizde değildir, ama biz
uzayın içinde bulunuyoruz. Gene iddia ederler ki, zaman, yaşamımızın
akışının vazgeçilmez koşuludur. Ve o halde, zaman ve uzay, bizim dışımızda
varolan maddeden ayrılmazlar.
"...her Varlığın temel biçimleri uzay ve zamandır, ve zaman dışında bir
Varlık, uzay dışında bir Varlık denli büyük bir saçmalıktır."[26]
Demek ki, bilinçten bağımsız bir gerçek olduğunu düşünüyoruz. Hepimiz,
dünyanın bizden önce de varolmuş olduğuna ve bizden sonra da varolmayı
sürdüreceğine inanıyoruz. Dünyanın, varolmak için bize gereksinme
duymadığına inanıyoruz. Paris'in bizim doğuşumuzdan önce varolduğu ve kesin
olarak yerlebir edilmedikçe, bizim ölümümüzden sonra da varolacağı
inancındayız. Paris'in, kendisini düşünmediğimiz zamanda da varolduğu gibi,
hiçbir zaman (sayfa 83) ayak basmadığımız ve adlarını bile bilmediğimiz
onbinlerce kentin de bizim haberimiz olmadan varolduklarından eminiz.
İnsanlığın genel kanısı bu yoldadır. Bilimler, idealistlerin bütün
düzenbazlıklarını sıfıra indiren bu kanıtı, bir açıklığa ve sağlamlığa
kavuşturmuşlardır.
"Doğa bilimleri, yeryüzünün insanın da, başka herhangi bir canlı varlığın da
varolmadığı, varolamadığı bir durumda da, varolduğunu kesin olarak doğrular.
Organik madde, çok sonradan gelen bir olgudur, uzun bir evrimin
ürünüdür."[27]
Bilimler, bize, maddenin zaman ve uzay içinde varolduğunu tanıtlarken, aynı
zamanda maddenin hareket halinde olduğunu da öğretirler. Çağdaş bilimlerin
bize sağladıkları bu son belginlik çok önemlidir, çünkü, maddenin hareket
yeteneği bulunmadığı, yani eylemsiz olduğu yolundaki eski teoriyi
yıkmaktadır.
"Hareket maddenin varoluş biçimidir. ... Hareketsiz madde, maddesiz hareket
denli akıl almaz bir şeydir."[28]
Biliyoruz ki, dünya, bugünkü durumuyla, her alanda uzun bir evrimin ürünü,
bu bakımdan, yavaş ve sürekli bir hareketin ürünüdür. O halde, maddenin
varlığını ortaya koyduktan sonra, kesinlikle belirtelim ki: "Evren hareket
halindeki maddeden başka bir şey değildir ve bu hareket halindeki madde,
uzay ve zamandan başka bir şeyin içinde hareket edemez."[29]
V. VARGI
Gösterilen bu gerçeklerden şu sonuç çıkıyor ki, tanrı fikri, evrenin
yaratıcısı bir "salt ruh" fikri anlamsızdır; çünkü, zaman ve uzay dışında
bir tanrı, varolamayacak bir şeydir. (sayfa 84)
Zaman dışında varolan, yani hiçbir an varolmayan, ve uzay dışında varolan,
yani hiçbir yerde varolmayan bir tanrıya inanmak için, idealist
gizemciliğine katılmak, bu nedenle hiçbir bilimsel denetimi kabul etmemek
gerekir.
Materyalistler, bilimin vargılarıyla güçlenmiş olarak, maddenin uzay içinde
ve belli bir anda (yani zaman içinde) varolduğunu iddia ederler. O halde,
evren yaratılmış olamaz, çünkü, tanrıya dünyayı yaratmak için hiçbir an
olmamış olan bir an gerekirdi (mademki tanrı için zaman mevcut değildir) ve
dünyanın hiçten ortaya çıkmış, yani yoktan var edilmiş olması gerekirdi.
Yaradılışı kabul etmek için, demek ki, ilkin evrenin varolmadığı bir anın
varolduğunu, sonra da hiçten bir şey çıktığını kabul etmek gerekir ki, bilim
bunu kabul edemez.
Görüyoruz ki, idealistlerin kanıtları, bilimlerle karşı karşıya
geldiklerinde, tutunamazlar; oysa materyalist filozofların kanıtları,
bilimlerin kendilerinden ayrılamazlar. Böylece, bir kez daha materyalizm ile
bilimleri birbirine bağlayan sıkı ilişkileri belirtmiş oluyoruz. (sayfa 85)
OKUMA PARÇALARI
F. Engels, Anti-Dühring, s. 116.
V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, Üçüncü Bölüm, s. 153-161;
Beşinci Bölüm, s. 277-349.
--------------------------------------------------------------------------------
Dipnotlar
[23] Bu bölümün Birbirini İzleyen Madde Teorileri başlığı altındaki ikinci
kesimi, Luce Langevin ve Jean Orcel'in yardımıyla yeniden gözden geçirilerek
düzeltilmiştir. Madde yapısının incelenmesinde yüzyılın başından bu yana
yapılmış olan ilerlemeler hakkında F. Joliot-Curie'ye bakınız: Textes
Choisis, Editions Sociales, s. 85-89.
[24] V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 297.
[25] V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 297.
[26] Friedrich Engels, Anti-Dühring, Sol Yayınları, Ankara 1995, s. 106.
[27] V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 72.
[28] Friedrich Engels, Anti-Dühring, s. 116.
[29] V. İ. Lenin, Materyalizm ve Ampiryokritisizm, s. 189.
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa / İndex / Ziyaretçi
Defteri /
E-Mail / Kuantum Fiziği / Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /
Kuantum Teleportation /
Duyuru
/ UFO Technology
Roket bilimi /
CetinBAL
/Astronomy
|
|