Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 -Turkey/Denizli 

ZAMAN, MADDE VE ISIK HIZI ARASINDAKI ILISKI.. FELSEFI BIR KURAM...
September 5 2001 at 3:41 AM

ZAMAN, ISIK HIZI VE MADDE ARASINDAKI ILISKI..

Bu bölümde zamanla madde arasındaki ilişkiyi quantum fiziği müvacehesinde inceleyeceğim. Madde ışık hızını saptırıyorsa ve ışık hızı hızı zamanı yaratıyorsa, "madde, ışık hızı ve zaman" arasında bir ilişki olmalıdır. Bu ilişkinin doğası nedir?
Konuyu, okuması kolay olsun diye, birbiri ile ilgili dört ileti şeklinde yayınlamak istiyorum önce zamandan, sonra quantum mekaniğine göre zamandan, daha sonra da maddeden bahsedeceğim. Dördüncü iletimde ise bunlarla ilgili geliştirdiğim felsefi bir kuramı formüle etmeye çalışacam..

ZAMAN NEDiR?

Geçen, kullanılan, harcanan bir değerdir...sayıdır... Kendi dışındaki objelere ve olgulara anlam veren bir kavramdır.... Tek başına mevcut değildir... Bir referansa gereksinim gösterir. Bir başlangıcı vardır... Bu referans bir hareket de olabilir, bölünme, parçalanma, büyüme, genişleme, ortaya çıkma, yaratılma gibi fiziksel bir olgu da... Zaman, çeşitli süreçleri anlamamıza yardım eden, onlarla ilgili niteliklerden bazılarının ölçülmesinde kullanılan bir değerdir....
Tek başına zamandan bahsedilemez. Çünkü zaman tek başına bir değer değildir. Tek başına bir anlam taşımaz. Tek başına ölçülemez. Maddenin yaratıldığı an, zamanın başladıgı andır. Zaman ve madde birlikte, aynı anda, yaratılmıştır. Maddenin yaratıldığı mekan da dikkate alınınca, “uzay, madde ve zamanın” neden birbirleri ile ilgili olması gerektiği anlaşılır.
Enerjinin maddeye dönüştügü Big Bang, zamanın başladıgı anı simgeler. Zaman Big Bang’le birlikte başlamıstır. Madde de aynı anda yaratılmıştır. Big Bang zamanın doğduğu sıfır noktadır. O andaki uzay yöresi sıfır genişliktedir ve maddenin varlıgı sıfırdır. Zaman, uzay ve madde sıfırdır. Hiçbirşeyliğin hüküm sürdüğü bir dönemdir, zamandan önceki dönem... Zaman ve madde öncesi dönem... Hatta uzay öncesi dönem...

Einstein’a göre zaman rölatiftir. Büyük cisimlerin yakınında zaman yavaşlar, hatta kara deliklerde durur. Einstein kara delikleri bilmiyordu, dolayısıyla, zamanın durabileceğini düşünemezdi ama, onun rölatif olduğunu ileri suren ilk bilim adamıydı. Işık hızının sınırı vardır. Işık saniyede 300 bin km’den daha hızlı hareket edemez. Zaman iki referans noktası arasındaki hareketi gösterdiğinden, ışık hızından hızlı olamaz. Yani zamanın maksimum hızı ışıgın hızına eşittir. Zaman ışık hızından daha hızlı geçemez ama, daha az geçebilir.
Peki, aynı şeyleri ışık hızı için de söyleyebilir miyiz? Evet, söyleyebiliriz... Işıgın en fazla gidebileceği hız saniyede 300 bin km’dir. Ama daha da az hareket edebilir!
Işık hızı geçilemez.... Ama neden? Çünkü ışığın fiziksel nitelikleri ile ilgili bir durum bu sınırdan sorumludur. Işık fotonlarının hız sınırı budur. En uygun koşullarda, ısık saniyede 300 bin km’yi geçemez.
Işık hızına bu sınırı koyan, daha doğrusu, bu sınır üzerinde etkili olan diğer etkenler var mıdır? Saniyede 300 bin km’den daha hızlı gidemeyecek ışıgı yavaşlatan nedenler var mıdır? Bunlar aynı zamanda zamanı yavaşlatan etkenler olabilir mi? Zamanı yavaşlatan etkenler var mıdır?
Vardır! Büyük kütlelerin yakınında zaman daha yavaş geçmektedir. Bir cisim büyük bir kütlenin ne kadar yakınında ise, o kadar uzun zamana tabi olmaktadır. O cisim için zaman o kadar yavaş olarak geçmektedir. Kütleçekim zamanı uzatmaktadır. Bu durum deneysel olarak kanıtlanmıstır. Atomik saat kullanarak, yeryüzündeki zamanın, 20 km yukardakinden daha yavaş geçtiği saptanmıştır... Einstein’in rölativite kuramı, bir kere daha kanıtlanmıştır...

Zamanın Big Bang’le başladığından bahsetmiştik. Big bang sırasında, bir nesnenin patladığına, zamanın, maddenin ve uzayın yaratıldıgına değinmiştik. Daha da ilginç olarak, Big Bang’in ilk saniyesinde, içinde yaşadığımiz evrenin yüzde 70’inin yaratıldıgını belirtmiştik. Öyle muhteşem bir genişleme idi ki bu, ışık hızı milyonlarca kere aşılmıştı. Bu nasıl olabilirdi? Işık hızı nasıl ve neden geçilmişti?
Big Bang öncesinde evrenin bilinmediğinden bahsetmiştim. O dönemdeki fizik kanunlarının hiç bilinmediğine değinmiştim. O dönemde zamanın olmadığını
vurgulamıştım. Zamanın olmaması, onun hızla geçmesi ile eşdeğerdir. O kadar hızla geçmektedir ki, zaman, o yoktur. Başlangıcı yoktur, sonu yoktur. Anlamı
yoktur. Tanımı yoktur. Referans noktaları yoktur. Bu koşullarda, bir şey patlamıstır. Uyacağı fiziksel bir kanun yoktur. Varsa bile o çok değişik bir kanundur. Bu
patlamada açığa çıkanlar o kadar çabuk hareket etmişlerdir ki, zaman saptanana kadar, aradan zaman geçmemiştir!


Nedir bütün bunların anlamı?
Big Bang’den önce madde yoktur! Madde, Big Bang sırasında yaratılmışıtır...... Bu durumun daha başka bir yorumu olabilir mi? Olabilir. Bu durum, Einstein'in rölativite kuramını desteklemektedir. Işık hızına sınır getiren nesne, maddedir, kütledir.Kütle nasıl uzay dokusunun kendi üzerinde katlanmasına neden oluyorsa, zamanı da yavaşlatmaktadır. Maddenin yakınlarında zaman katılığını kaybetmekte ve daha plastik bir nitelik (rölativite) kazanmaktadır. Kütle yoksa, zaman sonsuzdur. Kütle bu sonsuz hızı yavaşlatmaktadır. Işık hızını, zamanı, mevcut kütle saptamaktadır.


 Big Bang öncesinde madde yoktur, zaman yoktur, uzay yoktur.... Bu nedenlerden dolayı, Big Bang’ın ilk saniyesi içinde evren bugünkünün yüzde 70’i
kadar genişleyebilmiştir. Big Bang zamanın ve maddenin olmadığı bir anda patlamıştır. Işık, zaman, madde ve uzayın olmadığı bir zaman ve mekanda patlamış ve genişlemiştir.
Görülüyor ki, zamanla kütle ve enerji arasında bir ilişki vardır. O da Einstein'a göre şu dur; E=MC^2...

Peki zamanla madde arasındaki ters ilişkinin nedeni ne olabilir? Büyük kütlelerin yakınlarında zaman neden yavaşlamaktadır? Bu durum quantum mekanigi ile açıklanabilir mi?

Bu soruyu yanıtlamadan önce kısaca zamanın ve maddenin quantum mekanik tanımına değinelim. Önce zamanın quantum mekanik tanımını inceleyelim....

QUANTUM MEKANİĞİNE GÖRE ZAMAN NEDİR?

ZAMANIN QUANTUM MEKANIK TANIMI..

Zaman hic bir zaman tersine işlemeyen bir değerdir.Bunun çok basit bir nedeni vardır. Işık saniyede 300 bin km'den daha hızlı gidemez.. Hiç bir şey o kadar hızlı gidemez. Zamanı saptayan ışık hızıdır. Dolayısıyla zaman geriye dönemez.. Işının bir kaynaktan etrafa yayılması da aynı şeydir. Hareket yalnız belli
bir yöne doğrudur. Geriye hareket olamaz.. Işık fotonları yalnız bir yöne doğru ilerler..

>Işık hızının geçilmeyeceği ve kesin olarak bir sayı ile saptandığı,termodinamik kanunlarının hüküm sürdüğü bir evrende yaşıyoruz. Zaman ve ısı yalnız bir yöne doğru hareket etmektedirler.

Mikroskopik dünyada zamanın akışı hissedilmez.. Bunun nedeni o dünyada zamanı ışığın saptamamasıdır. Karanlık bir ortamdır orası.. Dolayısıyla o dünyada zaman yoktur. O dünyada ayrıca ne üst vardır, ne alt, ne sağ vardır ne sol.. Orası sihirli bir dünyadır.


sihirbazlar bu dünyada mı yaşar?

> Atom üstü dünyada ışık hızı referansına bakarak zamanı değerlendirebiliriz. Öyle bir referans atomaltı dünyada yoktur. Hareketi referansa olarak almamız gerekir ama,Heisenberg'in belirsizlik ilkesi zamanı kesin olarak saptamamızı önler.. Hareketin kesinliksizliği vardır. Hiç bir şey kesin değildir. Her şey mümkündür.. Oradaki karmaşık fiziksel süreçlerin toplamı, kendini dış dünyaya bir düzen şeklinde yansıtır.
Kaosdan düzen doğar.. Işığın kaynağı olan atomlar, kendi dünyalarını onunla aydınlatamazlar belki ama,quantum mekanik  davranışlarıyla atomüstü dünyadaki her türlü düzenin ve dengenin, tek kelime ile simetrinin, tesisini sağlarlar. Zaman, quantum dunyasında olmayan ama, oradaki quantum mekanik etkinliklerden kaynak alan ışık aracılıgı ile atomüstü evrene yansıyan bir değerdir.
> Quantum Mekanigine göre zaman, atom altı dünyadaki quantum mekanik süreçlerden arta kalan, bir  artefakttır..

MADDE NEDİR?

Madde nedir? Bir enerjidir, Einstein’in ünlü formülünden hatırladığımız gibi:E=MC2..... Çifte doğalıdır. Hem dalgadır, hem de zerre.
Quantum fiziğine göre, kendisini oluşturan atomaltı ögelerin bir araya gelmesinden oluşmuştur. Bunlar atom çekirdeği ve elektronlardan oluşmuşlardır. Atom çekirdeğini nötron ve protonlar oluşturur. Protonlar pozitif yüklü partiküllerdir ve quarklardan oluşmuşlardır. Nötronların yükü yoktur.. Nötronların protonların etrafında hale oluşturduğuna inanılmaktadır. Nötron ve protonlar farklı quarklardan oluşmuşlardır. Çekirdekdeki proton ve nötron sayısı maddenin kimyasal yapısını, yani elementleri saptar.
Quantum fiziğine göre maddeyi oluşturan atomaltı ögeler son derece kaotik bir davranış içindedirler. Hareketlerini ve birbirleri ile olan ilişkilerini, bire-bir anlamaya olanak yoktur. Onların yalnız istatistiki bir anlamı vardır. Birbirlerinin etkilerini nötralize ederler ve dışarıya yansıyan güçler atomaltı dünyadaki kaosu değil, o kaosdan çıkan düzeni yansıtırlar. Madde göründüğü gibi davranmayan bir nesnedir.. Bir tür yanıltmacadır, hayaldir.. Çünkü temel dogasını hiç bir zaman açığa vurmaz. Bizi kandırır. Dindarlar ve tasavvufcular bunu öteden beri söyler dururlardı zaten.. Ama nedenini açıklayamıyorlardı. Quantum mekaniği ise açıklayabiliyor. Atomaltı dünyada, daha önce de değindiğimiz gibi, ışık yoktur, üst, alt, on arka yoktur. Bir hareketin başlangıcı ve sonu yoktur, geldiği mi yoksa gittiği mi bilinmez..
Quantum mekaniğine göre madde davranışı belirsiz, kesin olmayan ögelerden oluşmuştur.

ZAMAN MADDE VE ISIK HIZI ARASINDAKI İLİSKİ.
 FELSEFİ BİR KURAM...


Diğer iletilerde ışık hızını maddenin (kitlenin) sınırlandırdığından ve zamanın da ışık hızına bağlı olarak geçtiğinden, yani rölatif olduğundan bahsetmiştik.. Peki ama madde neden ve nasıl ışık hızını ve zamanı etkilemektedir? Quantum mekaniğine göre atomaltı evrende, quantum dunyasında, zamanın olmadıgını vurgulamıştık. Eğer gerçekten büyük kütlelerin civarında zaman yavaşlıyorsa, kütle, yani madde ile zaman arasında bir ilişki olmalıdır. Aynı şekilde ışık hızı ile zaman arasında da bir ilişki vardır. Ancak, ışık hızı ile zaman arasındaki ilişki birbirleri ile doğru orantılı, madde ile zaman arasındaki ilişki ise birbirleri ile ters orantılıdır. Bu durumda zamanın büyük cisimler yakınında yavaşlaması nedenini şöyle formüle edebilirim...

T=C^2/M

Burada T zaman, M kutle ve C^2 ışık hızının karesidir.

Buradaki ışık hızının karesi sembolik bir ifadedir. Aşağıda bu sembolik sayıyı neden kullandığımı açıklayacam...

Eğer büyük kütlelerin yakınında ışık hızı azalıyorsa, Hacı 'nın bu formülü doğru olmalıdır. Gözlemler bana ait değil ama, formül bana aittir.. Zaten bu yüzden bu formülle ifade ettiğim kuram tümüyle felsefidir.. Bilimsel değil..

Yukardaki formülün yanı sıra, bu iletimde, zamanın yavaşlamasına quantum mekanik bir açıklama getirmek istiyorum. Şöyle ki;

Yukarda değindiğim üzere, quantum dünyasında zaman yoktur. Çünkü o ortamda fotonlar yoktur. Fotonlar o ortamın bir ögesi olamayacak kadar büyük partikül-dalga ikilemidirler. Bana göre zaman, "atomaltı mikro ortamdan atomüstü evrene, atom çekirdeğinin ve elektronların hareketi sırasında, ışık şeklinde yansıyan bir artefakttir".

Kütle ne kadar küçükse zaman o kadar hızlı geçer. T=C^2/M formülüne göre, kütlenin olduğu bir ortamda, yine de saniyede 300 bin km den hızla hareket edemez. Zaman quantum ortamından dışa yansıyan bir artefakt ise, kütle ne kadar büyükse zaman etrafa o kadar az veya yavaş yayılacaktır. Çünkü, zaman ve ışık hızı, kütle ile ters orantılıdır. Kütlenin olmadığı durumda zaman ışık hızının karesine eşittir. Yani ışık hızı geçilebilir. "C^2'yi" Einstein'in E=MC^2 formülünden çalmadım. Benim bahsettigim "C^2" sembolik bir sayıdır. Başka türlü de yazılabilir.. Yani "C^N" şeklinde.. Ama kolay olsun diye öyle ifade ettim..Yani ışık hızının geçilebileceğini belirten bir sayıdır..


Kara deliklerde kütle ve kütleçekim çok yoğundur ve dolayısıyla onlardan ışık bile kaçamaz. Yani kara deliklerden zaman artefakti etrafa yayılamaz. Benim formüle göre ve gözlemlere göre, kütle ile ışık hızı arasındaki ilişki ters olduğuna göre, kara deliklerden
ışığın kaçamaması ve kara delikler civarında zamanın yavaşlaması ve içinde durması normaldir. Bu formül ayrıca kara deliklerin doğası hakkında da, az çok, ip ucu vermektedir. Belki de kara delikler, atomaltı ögelerin atom oluşturmadan bir araya geldiği kütlelerdir. Quantum mekanik kanunları kara deliklere uygularsak, kara deliklerde atom parçalanmıs olduğu için, etrafa ışık ve zaman artefakti kaçamaz. Elektronlar protonlarla birleşmiş ve nötronları oluşturmuşlardır. Elektronların olmadığı ortamda ışık da olamaz.. Kara deliklerde zaman durur, ışık durur, bilinen fizik kanunları, örneğin quantum fiziği, durur.. Kara deliklerde atom yoktur.. Korkunç bir kütleçekim vardır. Atomun şimdiye kadar hiç bahsetmediğim ve asla gözlemlenmemiş kuramsal bir ögesinin kara deliklerde açığa çıkıyor olması olanağı bile vardır.. Bu müthiş temel kuramsal ögeye HAK bölümünde değinecem...

EINSTEIN'IN GORECILIK KURAMI EKSIKTIR.. May 11 2002, 6:52 PM 

Einstein'in az da olsa, oldukca büyük hataları olmuştur. Bunlardan biri güneşin iki mislinden daha büyük yıldızların kendi üstlerine çökeceğine inanmamasıdır.
Uzay-zamanın kendi üzerine katlanması ki Einstein'in en büyük buluşlarından biridir, Einstein için bir sorun oluşturmuştur. Uzay-zamanın kendi üstüne katlanması ne demektir? Madde uzayın bir yerinde uzay-zamanı o şekilde deforme eder ki, bu yöre kendi üstüne katlanarak, uzay-zamandan ve evrenden kendini soyutlar, arındırır ve kara delik olur. Diğer objeler bu kara deliğe düşerler ve oradan çıkamazlar. Çünkü kara deliklerden kaçabilmek için ışık hızından daha hızlı hareket etmek gerekmektedir. Bu da Einstein'in görecelik kuramına göre mümkün değildir. Kara deliklerde hapsolan madde son derece yogun ve bilinmeyen bir duruma geçer ve çöker..
Einstein maddenin bu şekilde çökmesinden çok rahatsız olmuş ve bunun olamayacağını iddia etmiştir. Ancak 1939 yılında Robert Oppenheimer büyük yıldızların yakıtlarını tükettikten sonra kendi üstlerine çökeceğini göstermiştir. Daha sonra atom bombası projesi ile uğraşmaya başlayan Oppenheimer, savaştan sonra çekime bağlı çökmelere olan ilgisini yitirmiştir. Diğer fizikçiler de bu konu ile ilgilenmemişler ve 1960'lı yıllara kadar bu konu üzerinde ciddi çalışmalar yapılmamıştır. Einstein'in görecelik kuramının ne ifade ettiği, Roger Penrose ve Stephen Hawking bu konu ile ilgilenmeye başlayıncaya kadar açıklık kazanamamıştır. Bu bilim adamları uzayın kendi üzerine katlanmasının singulariteyi işaret ettiğini ileri süren bir teorem ortaya atmışlardır. Singularitenin var olması demek zamanın bir başlangıcı ve bir sonu olması demektir. Zaman kara delik oluşturan yıldızlarda duracaktır..

Stephen Hawking, Einstein'in Genel Görecelik kuramı için şunları yazmıştır. (Black Holes and Baby Universes, 1993, Bantam Books, Sayfa 76.

Einstein'in Genel Görecelik Kuramının singularitenin varlığını telkin etmesi fizikde bir krizin ortaya çıkmasına nede olmuştur. Genel görecelikle ilgili hesaplamalar (uzay-zamanın katlanması, madde ve enerjinin dağılımı) singularite olarak tanımlanamazlar. Bu demektir ki genel görecelik singulariteden nelerin çıktığını göstermez.. Başka bir deyişle genel görecilik kuramı evrenin Big Bang ile başladığını kanıtlamaz.
GENEL GÖRECELİK KURAMI TAM BİR TEORİ DEĞİLDİR. EKSİKTİR. EVRENİN NASIL BAŞLADIĞINI GÖSTERMESİ İÇİN DİĞER BAZI ÖGELERE GEREKSİNİMİ VARDIR. BU EKSİK ÖGE QUANTUM MEKANİGİDİR..

Einstein'in genel görecelik kuramı klasik bir teoridir ve kesinliksizlik kuramını içermediği için de eksiktir. Tek başına önemi ve yararı yoktur..
 


Kaynak :İnternet notları

Ana Sayfa ·  İndex·  Ziyaretçi Defteri    E-Mail       Roket bilimi

Time Travel Technology   UFO Technology   Kuantum Fiziği    Kuantum Teleportation