ZAMAN, MADDE VE ISIK HIZI ARASINDAKI ILISKI.. FELSEFI BIR KURAM...
September 5 2001 at
3:41 AM
ZAMAN, ISIK HIZI VE MADDE ARASINDAKI ILISKI..
Bu bölümde zamanla madde arasındaki ilişkiyi quantum fiziği müvacehesinde
inceleyeceğim. Madde ışık hızını saptırıyorsa ve ışık hızı hızı zamanı
yaratıyorsa, "madde, ışık hızı ve zaman" arasında bir ilişki olmalıdır. Bu
ilişkinin doğası nedir?
Konuyu, okuması kolay olsun diye, birbiri ile ilgili dört ileti şeklinde
yayınlamak istiyorum önce zamandan, sonra quantum mekaniğine göre zamandan,
daha sonra da maddeden bahsedeceğim. Dördüncü iletimde ise bunlarla ilgili
geliştirdiğim felsefi bir kuramı formüle etmeye çalışacam..
ZAMAN NEDiR?
Geçen, kullanılan, harcanan bir değerdir...sayıdır... Kendi dışındaki
objelere ve olgulara anlam veren bir kavramdır.... Tek başına mevcut
değildir... Bir referansa gereksinim gösterir. Bir başlangıcı vardır... Bu
referans bir hareket de olabilir, bölünme, parçalanma, büyüme, genişleme,
ortaya çıkma, yaratılma gibi fiziksel bir olgu da... Zaman, çeşitli
süreçleri anlamamıza yardım eden, onlarla ilgili niteliklerden bazılarının
ölçülmesinde kullanılan bir değerdir....
Tek başına zamandan bahsedilemez. Çünkü zaman tek başına bir değer değildir.
Tek başına bir anlam taşımaz. Tek başına ölçülemez. Maddenin yaratıldığı an,
zamanın başladıgı andır. Zaman ve madde birlikte, aynı anda, yaratılmıştır.
Maddenin yaratıldığı mekan da dikkate alınınca, “uzay, madde ve zamanın”
neden birbirleri ile ilgili olması gerektiği anlaşılır.
Enerjinin maddeye dönüştügü Big Bang, zamanın başladıgı anı simgeler. Zaman
Big Bang’le birlikte başlamıstır. Madde de aynı anda yaratılmıştır. Big Bang
zamanın doğduğu sıfır noktadır. O andaki uzay yöresi sıfır genişliktedir ve
maddenin varlıgı sıfırdır. Zaman, uzay ve madde sıfırdır. Hiçbirşeyliğin
hüküm sürdüğü bir dönemdir, zamandan önceki dönem... Zaman ve madde öncesi
dönem... Hatta uzay öncesi dönem...
Einstein’a göre zaman rölatiftir. Büyük cisimlerin yakınında zaman yavaşlar,
hatta kara deliklerde durur. Einstein kara delikleri bilmiyordu,
dolayısıyla, zamanın durabileceğini düşünemezdi ama, onun rölatif olduğunu
ileri suren ilk bilim adamıydı. Işık hızının sınırı vardır. Işık saniyede
300 bin km’den daha hızlı hareket edemez. Zaman iki referans noktası
arasındaki hareketi gösterdiğinden, ışık hızından hızlı olamaz. Yani zamanın
maksimum hızı ışıgın hızına eşittir. Zaman ışık hızından daha hızlı geçemez
ama, daha az geçebilir.
Peki, aynı şeyleri ışık hızı için de söyleyebilir miyiz? Evet,
söyleyebiliriz... Işıgın en fazla gidebileceği hız saniyede 300 bin km’dir.
Ama daha da az hareket edebilir!
Işık hızı geçilemez.... Ama neden? Çünkü ışığın fiziksel nitelikleri ile
ilgili bir durum bu sınırdan sorumludur. Işık fotonlarının hız sınırı budur.
En uygun koşullarda, ısık saniyede 300 bin km’yi geçemez.
Işık hızına bu sınırı koyan, daha doğrusu, bu sınır üzerinde etkili olan
diğer etkenler var mıdır? Saniyede 300 bin km’den daha hızlı gidemeyecek
ışıgı yavaşlatan nedenler var mıdır? Bunlar aynı zamanda zamanı yavaşlatan
etkenler olabilir mi? Zamanı yavaşlatan etkenler var mıdır?
Vardır! Büyük kütlelerin yakınında zaman daha yavaş geçmektedir. Bir cisim
büyük bir kütlenin ne kadar yakınında ise, o kadar uzun zamana tabi
olmaktadır. O cisim için zaman o kadar yavaş olarak geçmektedir. Kütleçekim
zamanı uzatmaktadır. Bu durum deneysel olarak kanıtlanmıstır. Atomik saat
kullanarak, yeryüzündeki zamanın, 20 km yukardakinden daha yavaş geçtiği
saptanmıştır... Einstein’in rölativite kuramı, bir kere daha
kanıtlanmıştır...
Zamanın Big Bang’le başladığından bahsetmiştik. Big bang sırasında, bir
nesnenin patladığına, zamanın, maddenin ve uzayın yaratıldıgına değinmiştik.
Daha da ilginç olarak, Big Bang’in ilk saniyesinde, içinde yaşadığımiz
evrenin yüzde 70’inin yaratıldıgını belirtmiştik. Öyle muhteşem bir
genişleme idi ki bu, ışık hızı milyonlarca kere aşılmıştı. Bu nasıl
olabilirdi? Işık hızı nasıl ve neden geçilmişti?
Big Bang öncesinde evrenin bilinmediğinden bahsetmiştim. O dönemdeki fizik
kanunlarının hiç bilinmediğine değinmiştim. O dönemde zamanın olmadığını
vurgulamıştım. Zamanın olmaması, onun hızla geçmesi ile eşdeğerdir. O kadar
hızla geçmektedir ki, zaman, o yoktur. Başlangıcı yoktur, sonu yoktur.
Anlamı
yoktur. Tanımı yoktur. Referans noktaları yoktur. Bu koşullarda, bir şey
patlamıstır. Uyacağı fiziksel bir kanun yoktur. Varsa bile o çok değişik bir
kanundur. Bu
patlamada açığa çıkanlar o kadar çabuk hareket etmişlerdir ki, zaman
saptanana kadar, aradan zaman geçmemiştir!
Nedir bütün bunların anlamı?
Big Bang’den önce madde yoktur! Madde, Big Bang sırasında yaratılmışıtır......
Bu durumun daha başka bir yorumu olabilir mi? Olabilir. Bu durum, Einstein'in
rölativite kuramını desteklemektedir. Işık hızına sınır getiren nesne, maddedir,
kütledir.Kütle nasıl uzay dokusunun kendi üzerinde katlanmasına neden oluyorsa,
zamanı da yavaşlatmaktadır. Maddenin yakınlarında zaman katılığını kaybetmekte
ve daha plastik bir nitelik (rölativite) kazanmaktadır. Kütle yoksa, zaman
sonsuzdur. Kütle bu sonsuz hızı yavaşlatmaktadır. Işık hızını, zamanı, mevcut
kütle saptamaktadır.
Big Bang öncesinde madde yoktur, zaman yoktur, uzay yoktur.... Bu nedenlerden
dolayı, Big Bang’ın ilk saniyesi içinde evren bugünkünün yüzde 70’i
kadar genişleyebilmiştir. Big Bang zamanın ve maddenin olmadığı bir anda
patlamıştır. Işık, zaman, madde ve uzayın olmadığı bir zaman ve mekanda patlamış
ve genişlemiştir.
Görülüyor ki, zamanla kütle ve enerji arasında bir ilişki vardır. O da
Einstein'a göre şu dur; E=MC^2...
Peki zamanla madde arasındaki ters ilişkinin nedeni ne olabilir? Büyük
kütlelerin yakınlarında zaman neden yavaşlamaktadır? Bu durum quantum mekanigi
ile açıklanabilir mi?
Bu soruyu yanıtlamadan önce kısaca zamanın ve maddenin quantum mekanik tanımına
değinelim. Önce zamanın quantum mekanik tanımını inceleyelim....
QUANTUM MEKANİĞİNE
GÖRE ZAMAN NEDİR?
ZAMANIN QUANTUM MEKANIK
TANIMI..
Zaman hic bir zaman
tersine işlemeyen bir değerdir.Bunun çok basit bir nedeni vardır. Işık saniyede
300 bin km'den daha hızlı gidemez.. Hiç bir şey o kadar hızlı gidemez. Zamanı
saptayan ışık hızıdır. Dolayısıyla zaman geriye dönemez.. Işının bir kaynaktan
etrafa yayılması da aynı şeydir. Hareket yalnız belli
bir yöne doğrudur. Geriye hareket olamaz.. Işık fotonları yalnız bir yöne doğru
ilerler..
>Işık hızının geçilmeyeceği ve kesin olarak bir sayı ile saptandığı,termodinamik
kanunlarının hüküm sürdüğü bir evrende yaşıyoruz. Zaman ve ısı yalnız bir yöne
doğru hareket etmektedirler.
Mikroskopik dünyada
zamanın akışı hissedilmez.. Bunun nedeni o dünyada zamanı ışığın saptamamasıdır.
Karanlık bir ortamdır orası.. Dolayısıyla o dünyada zaman yoktur. O dünyada
ayrıca ne üst vardır, ne alt, ne sağ vardır ne sol.. Orası sihirli bir dünyadır.
sihirbazlar bu dünyada mı yaşar?
> Atom üstü dünyada ışık hızı referansına bakarak zamanı değerlendirebiliriz.
Öyle bir referans atomaltı dünyada yoktur. Hareketi referansa olarak almamız
gerekir ama,Heisenberg'in belirsizlik ilkesi zamanı kesin olarak saptamamızı
önler.. Hareketin kesinliksizliği vardır. Hiç bir şey kesin değildir. Her şey
mümkündür.. Oradaki karmaşık fiziksel süreçlerin toplamı, kendini dış dünyaya
bir düzen şeklinde yansıtır.
Kaosdan düzen doğar.. Işığın kaynağı olan atomlar, kendi dünyalarını onunla
aydınlatamazlar belki ama,quantum mekanik davranışlarıyla atomüstü
dünyadaki her türlü düzenin ve dengenin, tek kelime ile simetrinin, tesisini
sağlarlar. Zaman, quantum dunyasında olmayan ama, oradaki quantum mekanik
etkinliklerden kaynak alan ışık aracılıgı ile atomüstü evrene yansıyan bir
değerdir.
> Quantum Mekanigine göre zaman, atom altı dünyadaki quantum mekanik süreçlerden
arta kalan, bir artefakttır..
MADDE NEDİR?
Madde nedir? Bir
enerjidir, Einstein’in ünlü formülünden hatırladığımız gibi:E=MC2..... Çifte
doğalıdır. Hem dalgadır, hem de zerre.
Quantum fiziğine göre, kendisini oluşturan atomaltı ögelerin bir araya
gelmesinden oluşmuştur. Bunlar atom çekirdeği ve elektronlardan oluşmuşlardır.
Atom çekirdeğini nötron ve protonlar oluşturur. Protonlar pozitif yüklü
partiküllerdir ve quarklardan oluşmuşlardır. Nötronların yükü yoktur..
Nötronların protonların etrafında hale oluşturduğuna inanılmaktadır. Nötron ve
protonlar farklı quarklardan oluşmuşlardır. Çekirdekdeki proton ve nötron sayısı
maddenin kimyasal yapısını, yani elementleri saptar.
Quantum fiziğine göre maddeyi oluşturan atomaltı ögeler son derece kaotik bir
davranış içindedirler. Hareketlerini ve birbirleri ile olan ilişkilerini,
bire-bir anlamaya olanak yoktur. Onların yalnız istatistiki bir anlamı vardır.
Birbirlerinin etkilerini nötralize ederler ve dışarıya yansıyan güçler atomaltı
dünyadaki kaosu değil, o kaosdan çıkan düzeni yansıtırlar. Madde göründüğü gibi
davranmayan bir nesnedir.. Bir tür yanıltmacadır, hayaldir.. Çünkü temel
dogasını hiç bir zaman açığa vurmaz. Bizi kandırır. Dindarlar ve tasavvufcular
bunu öteden beri söyler dururlardı zaten.. Ama nedenini açıklayamıyorlardı.
Quantum mekaniği ise açıklayabiliyor. Atomaltı dünyada, daha önce de
değindiğimiz gibi, ışık yoktur, üst, alt, on arka yoktur. Bir hareketin
başlangıcı ve sonu yoktur, geldiği mi yoksa gittiği mi bilinmez..
Quantum mekaniğine göre madde davranışı belirsiz, kesin olmayan ögelerden
oluşmuştur.
ZAMAN MADDE VE ISIK
HIZI ARASINDAKI İLİSKİ.
FELSEFİ BİR KURAM...
Diğer iletilerde ışık hızını maddenin (kitlenin) sınırlandırdığından ve zamanın
da ışık hızına bağlı olarak geçtiğinden, yani rölatif olduğundan bahsetmiştik..
Peki ama madde neden ve nasıl ışık hızını ve zamanı etkilemektedir? Quantum
mekaniğine göre atomaltı evrende, quantum dunyasında, zamanın olmadıgını
vurgulamıştık. Eğer gerçekten büyük kütlelerin civarında zaman yavaşlıyorsa,
kütle, yani madde ile zaman arasında bir ilişki olmalıdır. Aynı şekilde ışık
hızı ile zaman arasında da bir ilişki vardır. Ancak, ışık hızı ile zaman
arasındaki ilişki birbirleri ile doğru orantılı, madde ile zaman arasındaki
ilişki ise birbirleri ile ters orantılıdır. Bu durumda zamanın büyük cisimler
yakınında yavaşlaması nedenini şöyle formüle edebilirim...
T=C^2/M
Burada T zaman, M kutle ve C^2 ışık hızının karesidir.
Buradaki ışık hızının karesi sembolik bir ifadedir. Aşağıda bu
sembolik sayıyı neden kullandığımı açıklayacam...
Eğer büyük kütlelerin yakınında ışık hızı azalıyorsa, Hacı 'nın bu formülü doğru
olmalıdır. Gözlemler bana ait değil ama, formül bana aittir.. Zaten bu yüzden bu
formülle ifade ettiğim kuram tümüyle felsefidir.. Bilimsel değil..
Yukardaki formülün yanı sıra, bu iletimde, zamanın yavaşlamasına quantum mekanik
bir açıklama getirmek istiyorum. Şöyle ki;
Yukarda değindiğim üzere, quantum dünyasında zaman yoktur. Çünkü o ortamda
fotonlar yoktur. Fotonlar o ortamın bir ögesi olamayacak kadar büyük
partikül-dalga ikilemidirler. Bana göre zaman, "atomaltı mikro ortamdan atomüstü
evrene, atom çekirdeğinin ve elektronların hareketi sırasında, ışık şeklinde
yansıyan bir artefakttir".
Kütle ne kadar küçükse zaman o kadar hızlı geçer. T=C^2/M formülüne göre,
kütlenin olduğu bir ortamda, yine de saniyede 300 bin km den hızla hareket
edemez. Zaman quantum ortamından dışa yansıyan bir artefakt ise, kütle ne kadar
büyükse zaman etrafa o kadar az veya yavaş yayılacaktır. Çünkü, zaman ve ışık
hızı, kütle ile ters orantılıdır. Kütlenin olmadığı durumda zaman ışık hızının
karesine eşittir. Yani ışık hızı geçilebilir. "C^2'yi" Einstein'in E=MC^2
formülünden çalmadım. Benim bahsettigim "C^2" sembolik bir sayıdır. Başka türlü
de yazılabilir.. Yani "C^N" şeklinde.. Ama kolay olsun diye öyle ifade
ettim..Yani ışık hızının geçilebileceğini belirten bir sayıdır..
Kara deliklerde kütle ve kütleçekim çok yoğundur ve dolayısıyla onlardan ışık
bile kaçamaz. Yani kara deliklerden zaman artefakti etrafa yayılamaz. Benim
formüle göre ve gözlemlere göre, kütle ile ışık hızı arasındaki ilişki ters
olduğuna göre, kara deliklerden
ışığın
kaçamaması ve kara delikler civarında zamanın yavaşlaması ve içinde durması
normaldir. Bu formül ayrıca kara deliklerin doğası hakkında da, az çok, ip ucu
vermektedir. Belki de kara delikler, atomaltı ögelerin atom oluşturmadan bir
araya geldiği kütlelerdir. Quantum mekanik kanunları kara deliklere uygularsak,
kara deliklerde atom parçalanmıs olduğu için, etrafa ışık ve zaman artefakti
kaçamaz. Elektronlar protonlarla birleşmiş ve nötronları oluşturmuşlardır.
Elektronların olmadığı ortamda ışık da olamaz.. Kara deliklerde zaman durur,
ışık durur, bilinen fizik kanunları, örneğin quantum fiziği, durur.. Kara
deliklerde atom yoktur.. Korkunç bir kütleçekim vardır. Atomun şimdiye kadar hiç
bahsetmediğim ve asla gözlemlenmemiş kuramsal bir ögesinin kara deliklerde açığa
çıkıyor olması olanağı bile vardır.. Bu müthiş temel kuramsal ögeye HAK
bölümünde değinecem...
EINSTEIN'IN GORECILIK KURAMI EKSIKTIR.. |
May 11
2002, 6:52 PM |
Einstein'in az da olsa, oldukca büyük
hataları olmuştur. Bunlardan biri güneşin iki mislinden daha büyük
yıldızların kendi üstlerine çökeceğine inanmamasıdır.
Uzay-zamanın kendi üzerine katlanması ki Einstein'in en büyük
buluşlarından biridir, Einstein için bir sorun oluşturmuştur.
Uzay-zamanın kendi üstüne katlanması ne demektir? Madde uzayın bir
yerinde uzay-zamanı o şekilde deforme eder ki, bu yöre kendi üstüne
katlanarak, uzay-zamandan ve evrenden kendini soyutlar, arındırır ve
kara delik olur. Diğer objeler bu kara deliğe düşerler ve oradan
çıkamazlar. Çünkü kara deliklerden kaçabilmek için ışık hızından daha
hızlı hareket etmek gerekmektedir. Bu da Einstein'in görecelik kuramına
göre mümkün değildir. Kara deliklerde hapsolan madde son derece yogun ve
bilinmeyen bir duruma geçer ve çöker..
Einstein maddenin bu şekilde çökmesinden çok rahatsız olmuş ve bunun
olamayacağını iddia etmiştir. Ancak 1939 yılında Robert Oppenheimer
büyük yıldızların yakıtlarını tükettikten sonra kendi üstlerine
çökeceğini göstermiştir. Daha sonra atom bombası projesi ile uğraşmaya
başlayan Oppenheimer, savaştan sonra çekime bağlı çökmelere olan
ilgisini yitirmiştir. Diğer fizikçiler de bu konu ile ilgilenmemişler ve
1960'lı yıllara kadar bu konu üzerinde ciddi çalışmalar yapılmamıştır.
Einstein'in görecelik kuramının ne ifade ettiği, Roger Penrose ve
Stephen Hawking bu konu ile ilgilenmeye başlayıncaya kadar açıklık
kazanamamıştır. Bu bilim adamları uzayın kendi üzerine katlanmasının
singulariteyi işaret ettiğini ileri süren bir teorem ortaya atmışlardır.
Singularitenin var olması demek zamanın bir başlangıcı ve bir sonu
olması demektir. Zaman kara delik oluşturan yıldızlarda duracaktır..
Stephen Hawking, Einstein'in Genel Görecelik kuramı için şunları
yazmıştır. (Black Holes and Baby Universes, 1993, Bantam Books, Sayfa
76.
Einstein'in Genel Görecelik Kuramının singularitenin varlığını telkin
etmesi fizikde bir krizin ortaya çıkmasına nede olmuştur. Genel
görecelikle ilgili hesaplamalar (uzay-zamanın katlanması, madde ve
enerjinin dağılımı) singularite olarak tanımlanamazlar. Bu demektir ki
genel görecelik singulariteden nelerin çıktığını göstermez.. Başka bir
deyişle genel görecilik kuramı evrenin Big Bang ile başladığını
kanıtlamaz.
GENEL GÖRECELİK KURAMI TAM BİR TEORİ DEĞİLDİR. EKSİKTİR. EVRENİN NASIL
BAŞLADIĞINI GÖSTERMESİ İÇİN DİĞER BAZI ÖGELERE GEREKSİNİMİ VARDIR. BU
EKSİK ÖGE QUANTUM MEKANİGİDİR..
Einstein'in genel görecelik kuramı klasik bir teoridir ve kesinliksizlik
kuramını içermediği için de eksiktir. Tek başına önemi ve yararı
yoktur..
|
Kaynak :İnternet notları
Ana Sayfa ·
İndex·
Ziyaretçi
Defteri
E-Mail
Roket bilimi
Time Travel Technology
UFO Technology
Kuantum Fiziği
Kuantum Teleportation |