Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkey/Denizli
Zamanda yolculuk yapılabilir mi?
Çoğumuzun zamanın ''tıpkı sürekli akan bir akıntı'' gibi düzenli olarak
geçtiğine inanırız.Ancak modern bilim gerçeğin çok daha karmaşık olduğunu ve
zaman yolculuğunun fiziksel olarak mümkün olduğunu ortaya koyuyor.
Bizler hepimiz, herkes tarafından paylaşılan bir uzaklık olan dünyanın tam
rotasyonuyla belirli bir zaman kesiti içinde hareket eden, zaman yolcularıyız.Bu,
günlük yaşantımızda karşılaştığımız bir gerçektir, fakat çevremizdeki her
şey daha yavaş bir şekilde hareket eder gözükürken, bizim hızlanmamız ya da sanki
biri ayaklarımızdan çekiyormuş gbi çevredeki her şeyin hızlanması ve bizim ve
geride kalmamız sebebiyle bu düzenli gelişimin değişme olasılığı üzerinde kim
kafa yormaz ki? Tıpkı aynı yol üzerinde geriye doğru gitmek gibi, geçmişi ziyaret
etmek ve hatta belki de onu değiştirmek düşüncesi henüz kesin bir bilimsellik
kazanmadı.Fizksel olarak zaman içinde seyahatin mümkün olmayışı ve pratikte yerinin
olmamasına rağmen, geçmişten rüyalar, görüntüler ve hayaller biçimindeki zaman
içindeki iletişime ne demeli?
ÇetinBAL: [Bugün mekanikleri tam olarak
çözülmemişte olsa kahinlik denen yöntemle ya da geleceğe ait rüyalar görme yada
eski kızıldereli şamanlarında geleceğe ait görüntülerin alındığı -ayinsel
törenlerle geleceğe dair bilğilerin alındığı- bilinmektedir. Henüz duyular dışı
algılamanın mekanikleri bilimsel olarak ortaya konmasada metafizik ve parapsikoloji
araştımaları içerisinde geleceğin bilgisinin bugünden alındığına dair ciddi
kanıtlar vardır. Buna göre rüyalarda ve zihnin çok özel durumlarında uyku ve trans
hallerinde geleceğe ait görüntüler ve sesler zihinsel olarak yakalanabiliyor.Ve bu
çeşit psişik iletişimin sorumlusu olarakta bizim boyutumuza paralel daha yüksek
boyutların varlığı gösterilmektedir. Peki bir bilim insanı olarak ben bundan ne
çıkartabilirim ? Diyebiliriz ki ''Eğer
görüntüler, sesler ve bilgiler zaman içerisinde ileriye veya geriye doğru bu
üstboyutlar içerisinden yolculuk edebiliyorlarsa, belki insanlar ve nesnelerde bu
hiperuzay denen üstuzay boyutlarını kullanarak zaman yolculuğu yapabilirler.
Çünkü sibernetik olarak bir bilginin
bir zamandan diğerine titreşimsel olarak geçebilmesi için bir enerji dalgasının
üstünde kodlanmış olarak taşınması lazım.Atom-altı kuantum vakumuna ait
uzay-zaman ölçeğinde enerjinin ve parçacıkların farklı zamanlara geçebileceği
mikroskopik zaman/uzay eğrilmeleri sayesinde geçmişteki bir parçacık ya da
gelecekteki bir parçacık bugüne ait bir parcacık sistemiyle temasa geçerek Şimdi' de
bir etki yaratabilmektedir.Böylece uzay-zamanın bir parçası olan insan beyni de
bu titreşimleri elektriksel bir sinyale dönüştürerek uzak zamanlara ait görüntüler
elde edebilmektedir.]
Şaşırtıcı biçimde bilim bazı özel
durumlarda zaman içinde seyahati kabül etmektedir.Oysa bu, gerçeğe yeni bir bakış
açısı gerektirir.Zamanın düzenli olarak ileriye doğru hareket ettiği yolundaki
günlük deneyimlerimizle bu yaygın anlayıştan ayrılmaktan kaynaklanacak garip
olasılıklar arasında bir köprü kurabilmek için en uygun yol, öncelikle zaman
içinde seyahat olasılığının kendinden kaynaklanan paradoks ve karışıklıklara
bakmaktır.Hayal bile edilemeyecek bir parodoksun keşfi zaman yolculuğunun imkansız
olduğunu gösterir.Halbuki, akla yakın bir paradoks daha radikal çözümler bulmak
için mücadeleye davet demektir.Bilim adamları sağduyusuz çalışmaya alışmak
zorundadırlar.Yaygın sağduyu dünyasından oldukça uzaktaki Einstein'ın rölativite
koşullarında, ışık hızına yakın bir hızla hareket eden parçacıkların
kullanıldığı deneylerle, zamanın düzenli akışı fikri demode olmuştur.Evrenin
nasıl işlediğini en iyi bu kuram açıklar.Uzay gibi zaman da katı değil, esnektir ve
Einstein'ın tanımına göre uzay ve zaman diye birbirinden ayrı iki boyut
yoktu!Onun yerine ''uzay-zaman'' denen dört boyutlu bir sürekli vardı.
Einstein'ın bir tanımına göre ''uzay-zaman'' yüzlü bir para gibi, uzay ve
zamanın aynı paranın iki yüzü şeklinde düzenlenmiş bir karışımdır.Hem zaman
hem de uzay, koşullara bağlı olarak uzatılabilir veya sıkıştırılabilir ve zaman,
uygun toplam denge sağlandığı sürece uzayla takas edilebilir.Tüm bunlar tam ve makul
bilimsel gerçektir.Rölativite kuramı, atom parçalama makinesi olan
akselatörler(hızlandırıcı) içinde çok büyük bir hızla dönen atom altı
parçacıklarına ne olduğunun ölçülmesiyle güçlendirilmiştir.Böyle bir
parçacığın ömrünün, durağan bir parçacıktan daha fazla olduğu spekülasyon
değil gerçektir.Işık hızına yaklaşık bir hızla(300.000Km/sn) uzaya gönderilen
bir astronotun yaşının dünya yüzeyinde kalan bizlerden daha küçük olduğu da bir
gerçektir.
Modern bilimsel düşünceler içinde tamamen kabül gören, zamanı uzatmanın bir
diğer yolu, güçlü bir yerçekimi alanında, (hatırı sayılır bir siyah deliğe
yaklaşabilecek şekildeki bir yerçekimi alanı)bulunmayı içerir.Bu yalnızca deliğin
yerçekimi alanında oturup, hızlanan bir oranla yanından geçen evrenini seyrederek,
arka delik içinde seyahati gerektirmez.Her iki numara da, korkusuz astronotu geleceğe
normal orandan daha hızlı biçimde götüren, zaman seyahatidirler.Ancak orada
bulduklarını beğenmezse eve dönüş yolu yoktur.Zaman düzenli akan bir akıntı
omayabilir, fakat modern bilimin çatısı içinde bile tek yönlü olduğu kabül
edilebilen bir caddedir.İleriye doğru gidiş mümkün olabilir; akıntıdan çıkıp
geçmişe doğru yüzmek bu anlamda olamaz.Böyle olasılıkların reddedilmesinin nedeni
kesin parodoksların varlığında yatmaktadır.Paradokslar ve olasılıklar hakkında
bilgi edinmenin en iyi yolu bilimkurgunun sayfalarına bakmaktır.Tartışmanın anahtarı
nedenselliktir.Olayların her zaman nedenlerini izlediği yolundaki mantıklı varsayım,
sıralı bir prosestir.Bir mermi, tetik çekildikten sonra silahtan fırlar, önce değil;
Ascot'daki yarışların sonuçları ancak yarış koşulduktan sonra bize ulaşır ve bu
süre içinde bizim bahis dükkanlarına koşup ikramiye kazanmaya vaktimiz olmaz.Bunun
mantıklı açıklaması, eğer zaman seyahati nedensellik ilkesine aykırıysa, olması
mümkün değildir.Eğer bir kuram bize intihar edebileceğimizi söyledikten sonra
argüman bize bir lokantaya gitmemizi ve güzel bir akşam yemeği yememizi öneriyorsa,
kuramda bir bozukluk vardır.Bu bilimsel bir kanıt ya da çürütme değildir.Bir felsefe
meselesi ve mantıki argüman ve evren mantıkcılar için birkaç sürprize sahip
olabilir.
Fakat bilimkurgu filozoflarının bu paradokslara getirdikleri kendi yanıtları
vardır ve onların tartışma hakkındaki görüşleri iki önemli nokta olan, dallar ve
zamann döngüleri, olasılıklarına dikkat çeker.Bilimkurgu veya felsefedeki, zaman
içindeki en eski yolculuk paradoksu, zaman içinde geriye giderek bilerek veya bilmeyerek
sonradan büyükbabası olacak kişinin doğumunu önleyen kişiyle ilgilidir.Eğer
böyleyse kendisi doğmuş olamayacaktı, bunun için büyükbabanın doğmuş olması
gerekmektedir; ancak bunun sonucunda, kahramanımızın zaman içinde atasının doğumunu
önlemek için geriye gitmesi olanak dahilindeydi... ve diğerleri.Paradoksun varlığı,
birçok insan tarafından zaman içinde yolculuğun mümkün olmadığının
kanıtydı.Tıpkı bir zamanlar doğa boşluktan nefret eder dendiği gibi, onun zaman
içinde yolculuktan nefret ettiğinide söyleyebiliriz.Ancak içinde büyükbabanın hem
doğup, hem doğmadığı, torunun hem varolduğu, hem doğmadığı bu basit paradoksa
çözümler üretmek çok basittir.En basit yanıt zaman yolcularının aktivitelerinin
etkileri zaman ve uzayın dokusunda kökleşmiş olmasıdır.Ziyaretin de tarihin bir
kesiti olması dolayısıyla, çocuğun geçmiş ziyareti şimdiki zamanı
değiştirmez.Michael Moorcock bu temayı Adamı gözlemlemek adlı romanında
geliştirdi.Bu kitaptaki zaman yolcusu, çarmıha gerilme olyını görmek için İsa'nın
yaşadığı çağa yolculuk yapan, dinsel merak eğilimiyle rahatsız edilmiş
biridir.Onun zaman makinesi tamir edilemeyecek şekilde tahrip edilir ve İncil'de tarif
edilen İsa'nın izlerinden hiçbirini bulamaz.İnsanlara İsa hakkında bir şeyler
anlatmaya teşebbüs ettikçe, İncil'deki çarmıha gerilme olayını da içeren o ana
kadarki tüm olayları hatırlar ve karşı konulmaz bir şekilde, İsa'nın üstlendiği
göreve doğru sürüklenir.Böylece kendi kuyruğunu yiyen yılan gibi, 2000 yıllık bir
sürede bir ferdin zaman içinde geriye döngüye yakın bir yere kadar yolculuk
yapacağını garanti altına alarak, tarih yaratılır.
Michael Moorcock, İnsanın Gözlemlenmesi adlı romanında, İsa'nın yaşadığı
yıllara doğru bir yolculuk yapan fanatik bir Hıristiyan'ı tanıtıyor.İsa hakkında
İncil'de sözü edilen herhangi bir işarete rastlanmaz.İnsanlara İncil hikayesini
anlatmaya çalıştıkça, kendini İsa rolünü üstlenmiş bulur.Böylece 2000
yıl sonra dini bir fanatiğin hikayeden etkilenmesine, kendisinin yarattığı bir
hikayeyi yeniden canlandırmak için, zaman içinde yolculuk yapmasını olanaklı hale
getirir.
Paradoksun bu çözümü, uzay-zaman sahnesinde, yalnızca önceden belirlenmiş
rolleri oynayan bizlerle birlikte, zamanı biraz daha büyük bir doku içinde sabit
olarak görür.Alternatif paradoks çözümü, her birimizn kendi kaderine hükmetmesiyle
uzay-zamanı sonsuz bir değişken olarak ele alır.
Yine bilim kurgudan bir örnek, bu konuyu ele alıyor: ''Karanlıkta Düşme
Korkusu'' adlı bir kitapta, L.Sprague de Camp'ın kahramanı gizemli bir şekilde 6.
yüzyıl İtalya'sına emanet edilen bir 20.yüzyıl insanıdır.Hikaye saçmalıktır,
ancak yazarın açıklaması, tarih ağacının gövdesinin kaymasıyla, kahraman
20.yüzyılın fikirlerinin 6.yüzyıl ortamına girmesi sonucu gelişen yeni bir dal,
yeni bir tarih çizgisi yarattı.Biraz değişiklikle bu düşünce, tarih temasındaki
sonsuz sayıdaki değişkenle, bazı manalarda birbiri ardına devam eden dünyalarda
paralel evrenlerin kabül gören felsefi bir kavramı haline gelir.Geçmişe gider ve
büyükbabanızı öldürüseniz argüman tutarlıdır, aynı zamanda yan tarftan,
büyükbabanız herhangi bir yerden(herhangi bir zamanda) gelen davetsiz bir misafir
tarafından herzaman öldürülmüş olduğu paralel gerçekliğe kaymış
olursunuz.Bundan dolayı eve geldiğinizde tarihi hiç değişmemiş bulursanız
şaşırmayın, çünkü sizin zaman çizginizde tarihi değiştirmek için hiçbirşey
olmamıştır.Mantıklı bir sonuç dizgesinde, paralel evrenin sonsuz okları
arasındagerçekten herhangi bir şeyin olması mümkün olduğundan, gerçek konusundaki
bu görüş, kaderlerimiz üstünde tam bir kontrole sahip olduğumuzu savunur. Yapmamız
gereken şey zaman bariyerleri karşısında geriye veya ileriye değil zaman içinde yan
taraftan bir yol bulmaktır.Şüphesiz bunu söylemek yapmaktan daha kolaydır.Fakat
fiziksel zaman yolculuğu daha başından mümkün olmayan bir olasılık olarak
kalıyorsa, geride direkt iletişimle bizim zaman çizgimize, gelecek ve geçmişten
yolculuğu içeren, dünyamıza paralel zaman dünyalarından sızan bilgiler
aracılığıyla daha iyi açıklanabilecek; paranormal deneyimler olarak
sınıflandırılan ve hikayeyi ilgiç bir hale sokan rüyalar, hayaletler ve diğer
fenomenler olasılığıdır.
Doğru veya değil, böyle kuramlar zaman hakkında varsayabileceğimiz şeylerden daha
falasının olduğunu gösterir ve felsefi bir dille zaman yolculuğu parodoksunun
çevresinde yollar vardır.Ve eğer paradokslar etrafında yolar varsa, neden bir gün
fizikçiler bir zaman makinesi inşa edilmesin şeklinde mantıklı bir sebep yoktur.
H.G.Wells 'in yazdığı ''Zaman Makinesi'' gibi hikayeler şu soruyu akla
getiriyor: İnsanoğlu bir gün bir zaman makinesini yapabilecek güçte olabilecek mi?
Bugün bilim adamları zamanın, zaman yolculuğunu mümkün kılan yıldızlar veya
karadelik'ler gibi yoğun kütleler yakınında zamanın çarpıtılmış hale geldiğine
inanırlar.
Atom altı parçacıkları yüksek hızlara ulaştırmakta kullanılan İngiltere,
Oxfordshire, Harwel'de Atomik Enerji Araştırmaları Kurumunda'ki bir Van de Graaf statik
elektrik akselatöründeki deneylerde ışık hızına yakın hızlarda ivme
kazandırılan parçacıkların, durağan parçacıklardan daha uzun ömürlü oldukları
gözlemlenmiştir.Bu nedenle hareketli parçacıklar için zaman daha yavaş geçmiş
olur.
Bilim, olayların nedenlerini takip eder, biçiminde ifade edilen nedensellik nosyonuna
dayanır.Bir mermi, siz tetiği çektikten sonra silahı terk eder, önce değil! Ancak,
uçuşta mermiyi görerek zamanda geriye doğru yolculuk yapmaya ve tetiğin çekilmesini
önlemeye muktedir olsaydınız ne olurdu? Bu tür problemler bazı bilim adamlarının
zaman yolculuğunu reddetmelerine sebep oldu.Günlerden bir gün zaman makinesinin icadı
bu bilim adamlarının da görüşlerinin çürütülmesini sağlayacak, tıpkı 13.
yüzyıla kadar bir çok ortaçağ bilim adamı tarafından desteklenen, dünyanın tepsi
biçimli olduğu şeklindeki tezi, dünyanın uzaydan çekilmiş fotoğraflarının
çürütmesi gibi.
-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------------
Çetin BAL: [Bilim
adamları sağduyusuz çalışmaya alışmak zorundadırlar.Yaygın sağduyu dünyasından
oldukça uzaktaki Einstein'ın rölativite koşullarında, ışık hızına yakın bir
hızla hareket eden parçacıkların kullanıldığı deneylerle, zamanın düzenli
akışı fikri demode olmuştur.Evrenin nasıl işlediğini en iyi bu kuram açıklar.Uzay
gibi zaman da katı değil, esnektir ve Einstein'ın tanımına göre uzay ve zaman
diye birbirinden ayrı iki boyut yoktu!Onun yerine ''uzay-zaman'' denen dört boyutlu bir
sürekli vardı.Genel görecelik kuramında Einstein zamanın kesinlikle
uzaya bağlı olduğunu. gösterdi.Eski fiziğe göre madde(taş) ve
enerjinin(ışıma) iki ayrı şey olduğunu, etkileşseler bile bunların aynı
kalacaklarını düşünüyordu.Yine eski fiziğe göre uzay ve zaman katı bir çerçeve
oluşturuyor, madde ve enerji de bu çerçeveye dokunmadan, onun içinde
bulunuyordu.Einstein'ın Genel İzafiyet Teorisi, içinde zaman, mekan, madde ve enerjinin
birbirleriyle bağlantılı olarak bulunduğu yepyeni bir evren anlayışı
sunmuştur.Einstein zaman ve mekanı ve bu alanın içerisinde yer alan madde ve enerjiyi
birbirlerinden farklı olgular olarak değerlendirmenin son derece yanlış bir imajinasyon olduğunu ifade etmiştir.
Einstein' yaşamı boyunca tüm evreni
salt bir enerji alanına karşılık gelen salt bir geometrik dokuya indirgemek
istemiştir.Bu evrendeki tüm olayların tek bir temel prensip çerçevesinde
geliştiğine inanan Einstein, Birleşik Alan Teoremi adı altında evrendeki bu birliği
matematiksel olarak ortaya koymak istemiştir.Buna göre yerçekimi, zaman, mekan ve enerji
aslında birbirine bağlı oluşumlardı.Buna göre zaman fenomenide kendi başına
bağımsız bir varlık olmayıp madde ve enerjiye bağlı bir süreç olduğuna göre
madde ve enerjinin yoğunluk- hız gibi durumsal faktörlerinde olağan dışı bir
değişiklik yaptığımızda bu değişiklik zaman faktörünün bilinen doğrusal
akışı ya da akış hızı üstünde de alışılmadık etkiler yaratabilir. Einstein
iç görülerine dayanarak, genel görecelik kuramı çerçevesinde maddenin de bu zaman
mekan sürekliliğini eğdiğini ve yerçekimi olarak deneyimlediğimiz etkiyi
oluşturduğunu göstermiştir.Öyleyse yerçekimi dediğimiz şey, sanıldığı gibi bir
''GÜÇ alanı etkisi'' değil, mekan-zaman kumaşında oluşan bir buruşma, bir
kıvrımdır.Eğer uzay-zamanın herhangi bir noktasında yeterince madde ya da enerji
toplayıp yoğunlaştırdığınızda, mekan-zamanı aşırı biçimde eğip kumaşın sökülüp
yırtılmasına yol açarsınız.( Philadelphia Deneyi)Ve bunun sonucunda bir
karadelik ortaya çıkar.''Madde, donmuş haldeki enerjidir.'' E=m.c2 formülü madde ve
enerjinin yerdeğiştirebileceğini gösteren bir formüldür.Uzay-zamanı büken şey
madde ve enerjiye bağlı ''kütle'' faktörüdür.( doğrudan bakıldığında bu böyle
görülebilir?)Sonuçta ''aşırı yoğun
elektromanyetik alanlar'' da uzay-zaman sürekliliğini bozucu etkiler meydana
getirebilirler.Buna göre ''Manyetik bir Kurtdeliği'' oluşturmak olasıdır.Ve
Einstein'ın genel görecelik kuramındaki evren modeli dört boyutlu çerçeveye sahip
kapalı küresel bir uzay-zaman modelidir.Genel görecelik kuramını bilen bir orta okul
öğrencisi bile bu kurama baktığında zaman yolculuğuna olanak tanıyan kendi üstüne
kapanan dairesel bir zaman(kapalı bir zaman eğrisi) ya da spiral bir zaman helozonunu
anlayışı hemen sezebilir; bu da teorik olarak bir dördüncü boyuta geçmek anlamına
karşılık gelen ''ışık hızını aşmak'' la geçmişe ve geleceğe yolculuk
mümkündür anlamına gelir.Işık hızından daha hızlı gitmek özel görecelik
kuramı çerçevesine de bağlı olan bir zaman yolculuğu ihtimalini olası kılar.Fakat
ikinci zaman yolculuğu ihtimali genel görecelikteki zaman eğrilmesi ile de
mümkündür.Uzayda bir eğrilik zamanda da bir eğrilik anlamına geleceğinden
yerçekimsel bir zaman kayması etkisiyle bir anda karadelik yada kuantum solucan
tünelleri içinden geçerek kendimizi gelecekte ya da geçmişte bir yerde bulma
ihtimalimiz oldukça güçlüdür.Işık hızı yani HIZ faktörü bizim için bir
dördüncü boyuta geçiş kapısıdır.Yerçekimsel uzay-zaman eğrilmeleride üç
boyutlu uzay-zaman çerçevesinden bir dördüncü boyuta doğru açılan boyutsal bir
geçiş kapısıdır.
Peki başka bir şekilde dördüncü
boyuta geçiş kapısı meydana getirmek mümkün değil midir?
Benim kendi evren anlayışım yerçekiminin ve uzay-zaman eğriliğinin ardındaki
mekanizmanın enerjinin temel titreşimlerindeki hafif sapmalara bağlı olduğu
yönündedir.Sizler tüm evrendeki herşeyle bir şekilde etkileşim içerisindesiniz
görüyorsunuz ve dokunuyorsunuz.Evrendeki madde ve enerjiyle aynı uzay-zaman
çerçevesini paylaşıyorsunuz.Sizin zihninizde bu çerçevenin bir parçası.Çünkü bu
evrendeki herşeyi oluşturan ve yansıtan aynı enerji titreşimi olduğundan
herşey aynı frekansta titreşiyor.Eğer şu anda bir nesneyi oluşturan donmuş
enerjinin titreşimlerini ışık hızının üstünde bir hızla titreştirirseniz o
nesne boyut değiştirmiş olacaktır.Ve artık bizim tarafımızdan
algılanmayacaktır.İşte görünmezliğin ve boyut değiştirmenin hatta zaman
yolculuğunun bile sırrı enerjinin titreşim hızı üzerinde tam bir kontrol sahibi
olabilmektir.Zaman ve uzay süreklisi belli bir temel devirsel titreşimlere
sahiptir.( zaman -uzay boyunca devreden titreşimler.)Dikkat ederseniz ışık enerjisinin titreşim hızı belli değerler arasında
milyonlarca kez değişsede ışık hızı hep sabittir.Eğer ışığın titreşim
hızını ışık hızı değerine yükseltebilirsek boyut değiştirmeye doğru bir adım
atmış oluruz.Evrendeki herşey enerjidir.Ve enerji bir frekans yapısında olan
elektromanyetik bir yapıdadır.Zaman denen şeyde bir enerji
alanı olan uzaya bağlı devirsel titreşimlerin dördüncü boyutta holografik olarak açılmasından ibaret
olan bir enerji bandıdır.Bir nevi zaman kesikli bir enerji akımıdır.Tüm olaylar AN'sal dizinler halinde dördüncü boyutta asılı dururlar.Zaman, uzay ve mesafenin
birbiriyle olan ilişkisini anlayabildiğinizde bir zaman kayması etkisiyle uzay/zamanı
yürüterek uzaydaki iki yıldız arası milyonlarca ışık yılını bir anda bir
dördüncü boyut uzayını kullanarak bitiştirebilirsiniz.Aslında bir zaman makinesi
öyle zaman kapılarından, geçitlerinden geçip giden bir araç modeli
olmamalıdır.Bu araç kendisini çevreleyen güç alanlarıyla kendi zaman eğriliğini
yaratıp kendi güç alanlarıyla birlikte kendi oluşturduğu, kendisinin bir parçası
olan bir solucan deliği etkisiyle kendisini sevk edebilen bir araç modeli
olmalıdır( Gravitik Sevk sitemi).Bu
araç kendi enerjisiyle kendi zaman tünelini yaratarak uzay-zamanın dört boyutlu
çerçevesinde özgürce manevralar yapabilen, istediği zaman-uzay koordinat noktasına
kendisini sevk edebilen bir araç olmalıdır.
Tüm sır ışığın hızı ve yükselen boyutların geometrisinde gizli..! boyutlar,
mesafeler, zaman ve uzay metriği arasında öyle bir bağıntısal formül varki bir uzay
gemisiyle üst boyuta çıktığımızda ışık hızı, zaman ve mekan yapısı bizim
boyutumuzun ölçülerine göre ikinin katları oranında katlanarak artmaktadır ve muazzam
bir açılıma uğramaktadır.Bu zaman-uzay ve hız genişlemesi(açılımı) bizi bir
anda(çok kısa bir zamanda) kendi uzayımızın çok uzak noktalarına iletebilir.Bu
iletimdeki aracı sevk sistemi ''gravitasyonal bir dalga atması'' dır.Bir araç düşünün
ki kendi çevresindeki uzay-zamanın yapısını yönlendirerek kendi yarattığı
yerçekimsel asılım potansiyeli altında ışık hızı ve daha üstü hızlarda uzayda
yol alsın!Aşağıda kendi tasarımladığım böyle bir aracın şematik
görünümü görülmektedir.] Eğer bir ''zaman
makinesi'' nasıl olabilir diyorsanız aşağıdaki tasarıma dikkatlice bakın.
----------------------------------------------------------------------------------------------------------
H
içbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa /index /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL /Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri / UFO Technology
Kuantum Teleportation /
Kuantum Fizigi
/
Duyuru
New World Order(Macro Philosophy)/Astronomy