Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkey / Denizli
özümüzün
bizi şartlandırması dolayısıyla evrenin dolu ve ona göre de boş olduğunu
algılar, bunun dışında potansiyel olarak farklı boyutlarında neler
olduğunu değerlendiremeyiz.
Halbuki, maddenin
derinliğine indiğimizde sırasıyla maddesel, moleküler, atomik,
parçacıklar ve nihayetinde kuvvet alanlarının bulunduğu boyuta ulaşmış
oluruz. Evrenimizin boş olarak algıladığımız kısımlarında bu kuvvet
alanları (*1) bulunur. Bunlar sırasıyla güçlü, zayıf nükleer,
elektromagnetik ve gravitasyonel kuvvet alanlarıdır. İlk ikisi atomaltı
boyutlarda geçerli iken elektromagnetik kuvvet hem mikroskobik hem de
makroskobik uzayda geçerlidir. Gravitasyonel kuvvet ise tüm evrende
hüküm sürer.
Fakat quantum
düzeyindeki birtakım gözlemler daha derin boyutta yeni bir alanın
mevcudiyetini zorunlu kılmaktadır. Radyoaktif bir maddenin kütlesinde
yarılanma süresi ya da maddenin radyasyonunun yarısını yaymasının
alacağı zamanın bu kütledeki atomların sayısıyla belirlenmesi (çünkü
kütle azalırsa yarılanma süresi etkilenmektedir), çift yarıklı deneyde
100 farazi parçacığın aralıktan teker teker geçmelerine izin
verildiğinde parçacıkların % 10’unun A bölgesine çarpmasından sonra,
yarıktan geçen öteki parçacıkların sanki ihtimaller hesabını
biliyormuşçasına bölgeden kaçmaları, (*2) bir elektronun plazma içinde
bütünün bilgisine sahip olarak hareket etmesi gibi nedenler bu görüşü
doğrulamaktadır.
Bu da bize quantum altı düzeyde ayrı ayrı parçacıkların bağlantılı
olduğunun işaretlerini vermektedir .
"O halde
bağlantının yapısı nasıldır?"
Neils Bhor, atom altı parçacıklar gözlemlenmedikleri zaman var
olmuyorlarsa, bağımsız nesneler olarak düşünülemeyeceğini ve bölünmez
sistemin parçaları olması gerektiğini, başka türlü düşünmenin anlamsız
olduğunu belirterek bu soruyu yanıtladı. Jhon Wheeler de astrofizikte
“kurt deliği olarak” bilinen iki uzay zaman noktasını bir üst boyutta
bağlayan Eınsteın-Rosen köprülerini kuantum düzeyine monte ederek
Kuantum Köpüğü kavramıyla açıklamaya çalışmıştır.(Yani uzay-zamandaki
bütün noktalar birbirleriyle çaprazlama bir biçimde Kuantum köpüğündeki
kabarcıklar vasıtasıyla bağlantılıdır.) Her ne kadar Bhor’ un ve
Wheeler in görüşleri doğru olsa da, David Bhom, quantum altı düzeydeki
karşılıklı bağlantıların yapısını en iyi ve her şeyi kapsayacak biçimde
açıklayarak buna “Quantum Potansiyel Alanı” adını verdi . Bu alanın
özellikleri, sistemi alışılmışın dışında açıklayarak hayret verici
sonuçlara götürmektedir. Bunlar , Bütünsellik ve Mekânsızlık
özellikleridir. (Zaman, mekân ile mevcuttur .Mekânsızlığın bulunduğu bir
yerde zaman da yoktur. Böylece, bu özellikle tanımlanan şeyin yok olduğu
sonucuna gidilir .Yok olan bir şeyin de bütünselliğinden
bahsedilemeyeceğinden, bir şeyin aynı anda hem mekânsızlık hem de
bütünsellik özelliğine sahip olması anlamsızdır.Dolayısıyla bu, “bir
nesnenin varlığı onun aynı zamanda yokluğudur” anlamına gelir.
Yani var olan şeyin varlığı hükmidir,bir kabulden ibarettir. Başka bir
deyişle her şey quantum potansiyelinde “yok” olarak mevcuttur.)
Bunu şöyle
açıklayabiliriz,algıladığımız evrende tüm nesnelerin
belirgin bir yeri olmasına karşın QPA ( Kuantum Potansiyel Alanı
) düzeyinde yer kaplama özelliği yoktur, bununla
birlikte uzaydaki herhangi bir nokta diğer noktaların tümüyle
eşitlenmekte, böylece bir şeyin diğer şeyden ayrılığı da
ortadan kalkmaktadır. Başka bir özelliği de bu alanın tıpkı yerçekimi
gibi uzayın tümüne egemen olmasıdır. Ancak yerçekimli, manyetik ve
diğerler alanların tersine bu alanın etkisi, aralarındaki uzaklıktan
ötürü azalmıyor, karmaşık bir biçimde hemen hemen fark edilmez düzeyde,
uzayın her yerinde aynı güce sahip oluyor.
Tüm bu
özelliklerden çıkan sonuç ise ; parça adı altında bütünün kendisi
olduğudur.
Bir
anlamda parçacıklar şeklinde nitelendirilen, aslında tek bir parçacığın
çoğul görüntüsüdür .Yani tüm parçacıklar kendi boyutlarında Tek ve aynı
parçacığın kendisidir. Örnek verirsek; sonsuz foton denizindeki
fotonlar, aslında tek bir fotonun kendisidir, aynı şekilde elektron,
proton….vb) ve Rölativite teoremi uyarınca da tüm evreni boyutlarıyla
içinde barındıran bir foton, aynı zamanda o evreni oluşturandır.
Böylece, tüm parçacıkların birbirleriyle QP’de karşılıklı olarak
uzay-zaman içindeki her noktanın diğer noktalarla ne şekilde bağlantılı
olduğunu açıklamaktadır .Bu da QP’ de var kabul edilen evrenimizi uçsuz
bucaksız bir hayal uzayı kılar .Yani bir hayaldeki uzay-zaman
algılamalarımız, biz onları tasavvur ettiğimiz derecede mevcut olup bir
hacme vb’e sahip değillerdir. Başka bir deyişle, her şey bu QP’nin
çalkantılı denizinden düzenlenerek dalgalanmanın birbirlerine göre bakış
açısından bize göre yoğunlaşma şeklinde algılanıp madde olarak açığa
çıkmasından ibarettir. Enerji titreşimlerinin yoğunlaştığında aldığı
isim de diyebiliriz. Dolayısıyla madde kabulüne dayanan evren
anlayışından yola çıkarak gelinen ilk nokta olan Big-Bang görüşü,QP
düzeyinden bakış açısına göre anlamsızlaşmaktadır. Çünkü Big-Bang
patlaması ve sonraki süreçler de aynı şekilde düzenlenmektedir. David
Bhom buna “Her şeyin altında yatan bir düzenin ikinci kademede ortaya
çıkış görüntüsünden başka bir şey değildir. Bu düzeni kuran, düzenin
aynı zamanda kendisi. Bir ve Tek... Bu da algıladığımız evrendeki tüm
oluşumların ötede dıştan biri tarafından oluşturulmayıp, kendiliğinden
meydana geldiğini de açıklamaktadır.
Bundan binlerce
yıl önce Hz Muhammed (sav)’ in dile getirdiği “Zerre külün
aynasıdır.”sözü ile Hz İsa (as)’ ın “Hepinizin üzerinde olan ışık
benim.Bütün Benim. Bütün benden çıktı ve bütün bana erişti . Ağacı
yarın ben oradayım; taşı kaldırın beni orada bulursunuz” ifadesi bugün
modern bilimin tabanda eriştiği gerçeği kısaca özetlemektedir.
Kenan Keskin
http://afyuksel.com
22.6.2000
Dipnot:
(*1) Alan; bir anda bir tek konumda bulunabilen parçacığa karşın
uzay-zaman boyunca varolabilen şey veya elektrik, manyetik ya da dinamik
kuvvet doğrularının faal oldukları uzay.
(*2)
Shördinger denklemi, bir parçacığın davranışını önceden haber
vermemesine karşın, parçacıklar topluluğunun tamamına ait bir dağılım
modelini önceden istatistiki olarak haber vermeyi mümkün kılar.
Kaynakça:
AHMED FEVZİ YÜKSEL; “Dün / Bugün”
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa /İndex /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL /Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri / UFO Technology
Kuantum Teleportation /
Kuantum Fiziği
/
Duyuru
New World Order(Macro Philosophy)/Astronomy
|