-- Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 - Turkey / Denizli --

Bu konferansı yazan veya kaydeden kişi, soruların ve cevapların ilk kısımlarını kaydetmemiş veya yazmamış. Kaçırılan bölümlerin ne kadar olduğu konusunda bir fikrim yok.

 

 SORU:............................................

 CEVAP: Deney uzatılmıştı. 1948’de de deneme yaptılar. Donanma Hava Gücü, Von Neumann’ın uçaklardaki yeniden yaratma çalışmalarından önce kendi projelerini çalıştırıp çalıştıramayacaklarını görmek istedi o zamanlar en uygun F-80 vardı. Uçağa küçük donanımlar taktılar. Uçağa tonlarca donanım takmaya gerek yok. O yüzden ebatları küçülttüler. F-80’in içine pilotla yerdekiler arasında kontak kurmaya yarayan bir radyo kontrol sistemi taktılar. Uçak belli bir alana geldiğinde donanımı çalıştırıyor, görünmez olduktan bir süre sonra da kapatıyordu. Herşey yolundaydı. Uçak üsse geri döndü. İşi başarmışlardı. Pilotu ve uçağı bir sene boyunca durumun güvenliği açısından karantinaya aldılar. Bir sene sonra tekrar denemeye karar verdiler ve bu defa pilotun yanına gözlemci verdiler. Uçak havalandı ve o belirli alana tekrar geldi. Herşey yolunda gözüküyordu, taki pilot sistemi çalıştırana kadar...

  SORU: Zaman yolculuğuyla ilgili olarak deneylerin yapıldığını söyleyebilir misiniz?

 CEVAP: Evet. Bu gizli devlet bilgisidir. Zamanda yolculuk kesin olarak vardır.

 SORU: Benim de sorularımdan birisi zamanda yolculuğun var olup olmadığıyla ilgiliydi. Şu anda günümüzde de zaman yolculuğu var mı? Hala kullanıyorlar mı? Ya da kullanıldığını siz biliyor musunuz?

 CEVAP: Evet hala yapılıyor. Zaman yolculuğunun varlığıyla ilgili başka konuş mayacağım.

 SORU: Geminin görünmezliğiyle ilgili konuşurken ilk deneyin başarılı olduğunu söylemiştiniz. İkinci deneyin ise başarısız olduğunu söylediniz. Bu ne anlama geliyor. Yani benim bundan anladığım görünmezlik, ilk deneyde başarıya ulaşmamışmıydı?

 CEVAP: Doğru. Donanımsal olarak evet, ama personel açısından başarılı değildi. Hatta tam anlamıyla bir felaketti. 22 Temmuz’daki ilk deney ise tam felaket sayılmazdı. Mürettebatı değiştirmişlerdi. Ve bu konuyla ilgili ciddi bir problemin varlığını hemen anlamışlardı. İkici deney, eğer Phoenix Projesi’yle birleştirilmemiş olsaydı başarıya ulaşabilirdi. Bu birleşim sonucunda gerek donanım gerekse personel açısından tam bir felaket olmuştu.

 SORU: Kardeşinizi geri getirmeleri gerektiğini söylemiştiniz. Acaba kardeşinize hala ihtiyaçları olma ihtimali varmıydı, ya da zaman ızgarası veya herkesin bildiği kendinen geçme olayı mı var dı? Ya da bilimadamlarının veya birilerinin uydurması mı vardı.?

CEVAP: Geri dönemsi gerekiyordu. Çünkü ona orada gerçekten de ihtiyaç vardı. Fakat benim ve diğer üçüncü kişi gibi O’nun da sağ olarak geri gelmesi gerekirdi. Böyle kabul etmekten başka yol yok gibi. Eğer öldüyse ve cihazların ve projenin yok olduğunda tekrar dirilmediyse demekki çok ciddi bir problem yaşamış. Durum değerlendirmesi sonucu olaya bu açıdan bakmamız gerekiyor ve bir daha bu konudan bahsetmeyeceğim. Ama kardeşimin yaşaması lazımdı ve O yaşıyor.

 SORU: Zamanda yolculuk sırasında insanlarda kendinden geçme (esrime) durumları ve bazı şeylerin değişmesi oluyor mu? O sırada çok korkmuş gözükmelerinin sebebi bu mu?

 CEVAP: Esrime olarak adlandırdığınız şeyin gerçekten olup olmadığını bilmiyorum. Birinden mi duydunuz yoksa bir yerde mi okudunuz bilemiyorum. O yüzden sorunuza evet ya da hayır diyemeyeceğim.

 YORUM: E herhalde cevaplayamazsın di mi? Ha ha ha!!!

 CEVAP: Pardon?

YORUM: Cevaplayamazdınız çünkü siz de gerçekten bilmiyorsunuz.  

 CEVAP: Aslında... bu soruyu cevaplamak için size iki bölümde cevapta bulunacağım

 1-  Son bir asırdır veya daha fazla bir süredir iki kademe teknolojimiz vardı. Halktan saklanan bazı teknolojik gelişmeler yaşanıyordu. Ve bu teknoloji elit kesimin elindeydi. Bu durum 1800lerden ve hatta daha öncesinden beri böyle süre gelmiştir. Bu gelişmişlik günümüzde bu şekilde neden o zamana göre daha hızlı değildir acaba? Mesela zamanda yolculuk, yeni enerji sistemleri ya da yeni iletişim sistemleri gibi ya da gezegenler arası yolculuk gibi yeni şeyler yapmaktan bahsediyorsanız ve bu gelişmeleri çok küçük bir gruba maledebiliyorsanız, bu grubun gezegenimizi ve insanlığımızı da kontrol edebildiğini söyleyebilirim. Ve eğer dünyanın geri kalan kısmını gelişmelerden haberdar etmezseniz gerçekten de hakimiyet sizde demektir.

 2- Ve ikinci olarak ekonomik çöküntüden bahsedebiliriz. Eğer bu yeni teknolojileri çok hızlı bir şekilde açığa çıkarırsak, dünyadaki fosil yakıtlarına, kablolardan ve transformatörlerden geçen elektrik gücüne, iletişim sistemine, jet uçaklarına ve bizi aya götüren kimyasal roketlerden oluşan  ekonomik sistemi bozarız. Bütün bunlar bizim günümüzde sahip olduğumuz sosyal hayatımıza, ekonomimize ve endüstrimize dayanır. Bir gecede bunları değiştiremeyiz. Aksi halde ekonomik sistemi bozarız. Elbet bir gün bu teknolojiler açığa çıkacak ama şu anda değil. Temel ekonomiyle oyunlar oynayamamızın bir sebebi de bu durumdur. Bununla beraber bu sistem sayesinde kazançları devasa boyutlarda olan petrol şirketleri gibi şirketler bundan vazgeçecek gibi gözükmüyorlar. Petrol şirketleri gibi bu işten çok çok kazanç sağlayan sayısız şirket vardır.

 SORU: Bu teknolojiyle mesela 1843’e zaman yolculuğu yapabilir misiniz?

 CEVAP: Geçmişe istediğin anda gidebilirsin. İstediğin zaman ve ekipmanların seni götürdüğü sürece evet, gidebilirsin.

 SORU: Gizli bomba teknolojisi de bunun bir parçası mı?

 CEVAP: Bir zamanlar söylentiydi. Fakat şimdi bir parçası. Evet.

 SORU: 1983’e kadar veya o civarlardaki bir tarihe kadar bir şey hatırlamadığınızı söylemiştiniz.

 CEVAP: 1988

 SORU: Peki, kitaptaki ve filmdeki bilgilerin kaynağı nereden geliyor?

 CEVAP: İlk kitabın kaynağını bilmiyoruz. Bundan sonrakinde ise Dr. Reinhardt yani Dr. Von Neumann’dan çok fazla bilgi vardır. Diğer bilgiler nereden geldi gerçekten bilemiyorum. Arşivlerden çok fazla bir bilgi alınabileceğini zannetmiyorum, çünkü donanma arşivlerin çoğunu ifşa etmedi. Dr. Moore, gerçekten çok çalıştı ve bize önemli nitelikte bilgiler buldu.  Fakat o da donanmadan çok fazla bir bilgi alamadı. Ivan T. Sanderson bu konuyla ilgili hiç kitap olmamasına rağmen Philadelphia Deneyi’yle gerçekten de çok fazla ilgilenmiştir.

 Aslında bu bilgileri nereden elde ettiğini bilemiyorum. Allende ve kim olduğunu bilmediğim daha bir sürü kişiyle yapılan görüşmelerden elde etmiş olabilir. Moore ilehiç konuşmadım. O yüzden bu bilgilerin kaynağını nereden edindiğini bilemiyorum.

 SORU: Filmden bahsedebilir misiniz?

 CEVAP: Filmi EMI Thorn film şirketi çekti. Thorn Endistrisi 19. yy.dan beri varlığını sürdüren bir şirkettir. Tahminen 1820-1830 yılları arasında kuruldu. İngiltere’de kurulan şirket o zamanlar İngiltere ve Avrupa için bilimsel cihazlar üretiyordu.  1850’de Wilson Brothers’a annelerinden miras olarak kaldı. O yüzyılın sonlarında kardeşler ölene kadar şirket onlarda kaldı. 1970-80 arası bir yılda Thorn Endüstrisi ile EMI şirketi arasından bir birleşme yaşandı. EMI elektromanyetik cihazlar ve plak endüstrisinde İngiltere’de en fazla bilinen şirkettir. Ve tabi şimdi tüm dünyada biliniyor. Bu birleşmede kim kimi aldı biliyorum. Birlikte film endüstrisine girmeye karar verdiler. Philadelphia Experiment ile ilgili bir film yapmak istediler.

 Filmin çekimi sırasında, ya da hemen öncesindeki dönemde arkadaşlarımdan birisi Long Island’da filmin yönetmeni olacak olan bir artist tarafından soru yağmuruna tutuldu. . Adamın logosu New World Pictures’dı. Adamı tanıdım.  Adam arkadaşıma Philadelphia Deneyi ile ilgili binlerce ve binlerce soru sordu. Deneyli ilgili pek çok bilgi öğrenmesine rağmen tabiki tüm olanları da bilmiyordu. Filmi için gerekli materyalleri topladığına inanıyorum. İnanıp inanmamakta serbestsiniz ama filmin hikayesi oldukça ilginç ele alınmış. Şubat 1989’da, kardeşim ve USPA’nın (United States Psychotronics Association, Clerence Robinson başkanıdır.) New York’daki şubesine brifing vermiş olan Preston Nichols ile birlikte New York’ta kalıyordum. Preston, Phoenix Deneyini yaptı ben de Philadelphia Deneyini yaptım.  Video teypde de bu hikayeyi özel olarak işlediler. Filmi yapanların bunu ileride vizyona veya piyasaya vermeyeceklerini biliyorduk.

 Birkaç ay sonra hikayeyi oldukça ilginç bulan Preston, hikayeyi bana verdi. Temmuz’da laboratuvarında çalışırken birisi tarafından ziyaret edildiğini söyledi. “Preston Nichols?”, “evet.” ” ben İngiltere’deki EMI Thorn Endüstrisi’nden arşiv şefi Bill. Hikayeyi öğrenmek isteyeceğinizi düşünmüştüm. Bir süredir sizi bulmaya çalışıyorduk.”, ”Beni aradığınızı söylemekle ne demek istiyorsunuz? ” , “size neden olduğunu gösterebilirim” dedi adam ve Preston’a Wilson Kardeşler’in 1890’da Aleister Crowley’in 3. partisinde çekilmiş aile fotoğrafını gösterdi. Metafizikle ilgilenenlerin yakından tanıdığı biri olan Aleister görünüşe göre şirketin en güçlü yatırımcılarından biriydi ve 50li yaşlarına kadar  yani 4. partisine kadar yaşadı. 4. partideki fotoğrafda şimdiki halinden 10 yaş daha yaşlı görünen arkadaşım Preston da vardı. Bill “New York’da verdiğiniz sunumun video teybini izlediğimizde sizi bulduk” dedi. Preston fotoğrafı istedi Bill vermedi. O zaman Preston “Eh o zaman hikayeyi anlat bakalım” dedi.

     “Hikaye şu, Crowley senin bu zamana (1890’dan bahsediliyor.) ait olmadığını söyledi. Gelecekten gelmiştin. Ve Philadelphia Deneyinin tamamını bize anlattın. Yani hikaye 1890’dan beri arşivimizde saklı olarak bekliyordu. Hikayeyi biliyorduk ve 1983’de de filmi yapmaya karar verdik.”         

  Aslında filmi Long Island’da çekmek için önce Birleşik Devlet hükümetine gittiler. Çünkü diğer terminalin Long Island’daki Montauk’da olduğunu biliyorlardı. Amerikan Hükümeti, o bölgeye girmelerini tamamen yasakladı. Bu, ekibin Wendover Utah’daki 1984’ün terminaline gitmelerine denk gelir. Wendover’i biliyorum çünkü Salt Lake City’de çalımıştım ve defalarca Wendover’e gittim.   

          II. Dünya Savaşı’nda kullanılan eski Vendover hava gücü üssü oradaydı. Fakat bu, ister inanın ister inanmayın (Ripley bu kısma bayılacak) senaryonun veya senaryoya yardımcı olacak hikayeyi buldukları yerdir. Hikayeye kendi düşüncelerini de katmayı ihmal etmediler. O’nun da kabul ettiği gibi filmi daha ilgiç kılmak için bazı eklemelerde bulundular. California’ya kadar uzanan bir aşk üçgeni gibi kurgularla hikayeyi genişleterek filmi yaptılar. 

 SORU:  Diğer çok önemli askeri projelerden bahsetmek istemiyorsunuz ama Philadelphia Deneyi de önemli bir proje. Neden acaba?

 CEVAP: Teorik olarak Philadelphia Deneyinin bir gizliliği kalmadı. Kanunda der ki; Eğer hükümetçe gizli olmayan bir proje aradan 40 yıl geçtikten sonra halkın bilgisine açılır. Philadelphia Deneyi 1943’de yapıldı. 1983’de de aradan 40 yıl geçtiği için açığa çıkartıldı. Ama gene de devlet değişik yollarla bilgileri saklıyor ve siz de eğer başarabilirseniz veya giriş kodlarını biliyorsanız bu bilgilere ulaşabilirsiniz. Bu deneyle ilgili bazı raporlar ve teknik bilgiler halkın bilgisine açılmamış olabilir. bununla ilgili bir kanun der ki: Devlet güvenliği ile ilgili bir teknik bilgi ve raporların ortaya çıkartılıp çıkartılmaması devlet insiyatifindedir. Buna tipik bir örnek olarak II. Dünya savaşından sonra Norton K2 bombaları New York’da ve diğer şehirlerde teşhir edildi.  Bombaları $2500’dan başlayan fiyatlarla, kopyalarını da $200’dan başlayan fiyatlarla satıyorlardı. Nasıl yapıldığına, nasıl kullanılacağına ve özelliklerine dair klavuz kitaplarını ve bilgileri bulamazsınız. Çünkü bu bilgiler o zaman da bu zaman da hala gizli bilgi olarak saklanıyor. Ama tabiki cihazın kendisi artık deşifre olmuştur.

 SORU: Benim iki sorum olacak. Geleceğe gittiğiniz zaman phoenix ve philadelphia deneyleriyle ilgisi olan Doktoru gördünüz. Siz zamanda gittiğinizi ve geri geldiğinizi biliyordunuz ve gelecekte olduğunuzu biliyordunuz. Fakat doktor bunu bilmiyordu. Doğru mu?

 CEVAP: Hayır, hayır, 83’de olduğunu biliyordu.

 SORU: O zaman 43’de olduğunu bilmiyordu.

 CEVAP: Hayır o zamanlarda bilmiyordu. Neticede ben O’na olan biteni anlattım ve bu sayede bir rapor hazırladı, çünkü olayların farkına varmıştı.

 SORU: Rapor ne zaman yazılmıştı? 43’de mi, yoksa 83’de mi?

 CEVAP: 1943’de.  O zamanlar bir dizi rapor yazılmıştı. Ve gelecekleri birleştirmedeki hataları ve yanlışları biliyordu. Fakat 1947’de deneyi tekrar hayata geçirmesi istendi.

 SORU: Burada anlamadığım bişey var. O’nu gelecekte gördüğünüzü ve daha da fazlasını söylediyseniz......

CEVAP: İnanmadı. İlk başlarda hiç inanmıyordu ama sonra zaman geçtikçe inanmaya başladı.

 SORU: İkna kabiliyetinizden dolayı olmasın?

 CEVAP: Pardon?

 SORU: İkna kabiliyetinizden dolayı mı size inandı? 

 CEVAP: Hayır. İnanmasına sebep olan başka etmenler de vardı tabiki.

 SORU: İkinci sorum şu: Söylendiğine göre birisi kısa zaman içinde Japonya’ya savaş açılacağını ve Japonya’nın da karşılık olarak Pearl Harbour’a bomba atacağını söylemiş. Hatalı düşünüyor olabilirim ama sizce de Pearl Harbour bizim için sürpriz olmadı mı?

 (Salondan kahkahalar yükselir)

 CEVAP: Üzgünüm ama hükümet için sürpriz değildi. Japonların bizi vurması ve bizim de onlara savaş açmamız bizzat hükümetimiz ve Başkan, George C. Marshall tarafından planlandı. Buradaki tek kötü olay, Amiral Kenwell ve General Short’un bombalama sırasında Pearl Harbour’da olmasıdır. Neler olacağı onlara söylenmemişti. Hemen savaş mahkemesinde oturum istediler. O sırada savaş devam ediyordu ve hizmetlerinde ve yetkilerinde bir azaltılma söz konusu oldu. Çünkü yolunda gitmeyen birşeylerin olduğunu biliyorlardı. Savaş bitene kadar talepleri yerine getirilmedi.

********************************************************************

NOT: Söylediği kişilerin isimlerini anlayamadım. Eğer bileniniz varsa lütfen benimle kontak kursun. Teşekkürler. C. Tippen

********************************************************************

 Ardından tabiki Insconsoyya’da Japonlardan elde edilen kayıtlar da ortaya çıktı. Bütün barış kabinesi, Tokyo ve Roosevelt tarafından saklanan herşey Japon filolarının Pearl Harbour’u vurmak için harekete geçmeleriyle su yüzüne çıktı. Japonlar bunu Amerikayla savaşmadan tatlıya bağlamak istiyordu.

 SORU: Bu bilinen bir bilgi midir acaba?

 ...Bielek konuşmasına devam eder....

      Roosevelt buna sahip olamazdı. Vaziyet bu halde iken, olayı bilen ve bilmeyen bazı ordu mensubu kişiler vardı.  Aslında yüzsüzlük örneğiydi onlar için. Pearl Harbor’dakiler için değil tabiki.

 SORU: Benim bir sorum olacak. Dr. Harry Woo’nun Rainbow Projesi’le bir ilgisi olup olmadığını hatırlayabiliyor musunuz?

 CEVAP: Kim demiştiniz?

 SORU: Harry Woo. 4. jenerasyon bir Çinli’ydi. R&D, donanma ve pentagon’da çalışmış olan bir fizikçiydi.

 CEVAP: Harry Wood?

SORU: WOO! W...O...O...

 CEVAP: Ha Woo. O isimde birini hatırlamıyorum. Eğer projeyle bir ilgisi varsa, büyük bir ihtimalle Princeton’un altında veya oralarda bir yerlerdeydi. Gördüğünüz gibi personelden olmayıp ama projeyle ilgisi olan bir sürü insan var.  Princeton’a bağlı personel olmalarına karşın kayıtlarda isimlerine rastlanmıyor. Fakat arşivlerde bazılarının izlerini buldum. Dr. Von Neumann vardı. Tesla yoktu ve hiç personel olarak görülmüyordu. Gustave Le Bon, bana göre personelden olmasına rağmen O’nun da kayıtlarda izine rastlanmadı Clarkson da personeldi fakat o zamanlar başka bir ismi kullanıyordu. Clarkson ismi şimdiki adı galiba. Rainhardt, Von Neumann’ın takma ismiydi. Woo ismine rastlamadım.

SORU: Dr. Woo, donanma tarafından UFO’ları araştırmak için görevlendirilmişti. Bu...

CEVAP: Olabilir.

 SORU: Rupell’den bahsediyordu. Rupell’le tanışıp görüşmüş ve birkaç kişiden bahsediyordu. Belki onların ilgisi olabilir diye düşünmüştüm....

 CEVAP: Benim UFO araştırmalarıyla bir alakam yoktu. Belli ki Ağustos 43’ten sonra kurulan  donanmaya ait bir departmandaydım.

 Bununla ilgili de mi sorun var?

 SORU: Evet. 1943’de 1983’e ve ardından da 1943’e geri gittiğinizi söylemiştiniz. Ve hafızanız 1988’de geri geldiğinde, 1983’te belirli bir boyuta gelmiş olma ihtimaliniz var. Ne demek istediğimi anlıyor musunuz? Yani 1983’de 2 farklı yerdeydiniz.

 CEVAP: Doğru. 1983’de Alfred Bielek olarak Los Angeles, California’da  çalışıyordum. East Cost’dan biraz uazağa taşınmıştım.

 SORU: Yani, evren hologram şeklinde mi oluşmuştur? Aynı anda farklı yerlerde olmak............

 CEVAP: Zaman’la ilgili zor konulara giriyorsunuz. Matematikçi mi yoksa bilimci mi olduğu tartışılan Dr. Norman Levinson bu konuda yapılan çalışmaların en büyüğüne imza atmıştır.

 ( NOTE: Diğer konuşmalarında Bielek bu şahıstan Henry Levinson ya da Levenson olarak bahsetmiştir. Bielek ya fikrini değiştirdi ya da bunun kopyasını yazan kişi ismi hatalı yazdı. )

 ...Amerikalıdır. bildiğim kadarıyla basılmış 3 kitabı vardır. 1955’de MIT’e girdiğinde matematik dalında profesör asistanıydı. 1974’de emekli olduğunda ise matematik profesörüydü. 1912’de doğdu. Philadelphia Deneyinin gerisindeki önemli kişilerdendir. Çok gizli olarak kalan bazı zaman denklemleri geliştirmiştir. O’nun kitaplarını bulmakta epey zorlanacaksınız. “Olağan Diferansiyel Denklemler” adlı bir kitap yazdı. Kitap sanırım 1974’de McGraw Hill tarafından basıldı. Elimle ilgilenenler için tüm bilgiler mevcuttur. İsimler, bilgiler, kitapla ilgili bilgiler....... Fakat Phoenix’deki kütüphanelerde hiçbirini bulamadım. Nihayet son yolculuğumu Doğuya Princeton’a yaptığımda içimde bir umut vardı. Evet, üniversite kitaplığındaki kayıtlarda kitabın ismi vardı ama kendisi raflarda yoktu. Fakat enstitüde vardı.

 SORU: Nasıl olduğunu bana söyleye bilir misiniz? Ya da sadece.....

 CEVAP: Hayır, aslında değersiz ve bilimselliği olmayan biri. Kötü biri olduğundan değil ama işinden dolayı bu böyle. Bilimsel literatürde referansının neden olmadığını bilemiyorum. Fakat kasıtlı olduğundan eminim.

 SORU: Söylemek istediğim aynı yerde ama farklı 2 yerde nasıl olabiliyorsunuz..... Demek istediğim aynı sene içinde iki farklı yerde.... anladınız mı?

 CEVAP: Geçici zaman kuralına göre aynı anda iki farklı yerde olduğumu söyleyebilirim. Birbirinden farklı yerler. Fakat benim kuralıma göre ben sadece tek bir yerdeydim. Loop – back’da zaman üzerinden bireysel ilerlemeyi takip etmek gerekir.   

 Bu gerçekten de zor bir kavramdır. Ve matematikte bazı denklemleri bilmeden de anlaşılması imkansızdır. Aslında matematik bile çok zordur. Ama çeşitli looplarla zaman üzerinden yolculuk kuralları içerisinde aynı konumdayken yolunuza devam etmezseniz çok feci bir duruma düşersiniz..

 SORU: Bütün bunlar bir defada mı olur.

CEVAP: Pardon?

 SORU: Hiçbir şey söylenmeden herşey bir defada mı oluyor? Zaman hakkındaki düşüncelerimiz çok kısıtlı

 CEVAP:  Kendi yolunuzu gidiyorsanız, ciddi probleminiz var demektir: Kaybolabilirsiniz. Kendi yolunuzda gitmediğiniz müddetçe aynı fiziksel  konumda kendinize ulaştığınız ve dokunduğunuz yerde ve tabi konuştuğunuz yerde çok fazla bir probblem olmaz.

 SORU: Benim birkaç sorum olacak. 12 Ağustos’la ilgili olarak, söylediklerinizden anladığım kadarıyla tesadüfen o feci deneyin yapıldığı gün de 12 Ağustos’a denk geliyor. Ve 2. tesadüf olarak da Phoenix projesi de aynı güne denk geliyor. Eğer bunların hiçbirisi 12 Ağustos’ta olmadıysa o zaman sizin de hiperuzay bağlantınız da oluşmaz. Öyle değil mi?

 CEVAP: Evet doğru. Phoenix Projesi’nin varlığı boyunca bu böyleydi. Çünkü o deneyler iki buçuk sene devam etti. Ve yakalandığım zamanki kayıtlardan anladığım kadarıyla arkadaşımla o bölgeye gittiğimde adamlar gitmişti ve geride bir sürü belge ve kitaplar bırakmışlardı. 1 Ağustos 1983’e kadar 7 gün 24 saat durmadan çalışmışlardı. Şimdi, ilk bioalan 12 Ağustos’ta ortaya çıktı ki; aslında o zamanın takvim sisteminden dolayı 12 Ağustos’un kesin bir tarih olduğundan da emin değilim, bioalanlar belirlenen tarihte ve zamanda tam olarak meydana gelmediler. Aslında belirlenen tarihten bir gün önce veya sonra olmuş olabilir. Eldridge eğer 12 Ağustos’ta o deneye girmeyip iki gün sonrasını beklediyse demekki herhangi bir link bağlantısı da olmamıştı. Fakat birileri ısrarla deneyin 12 Ağustos’da gerçekleştiğini söylüyor. Kaza mı? Bunu gerçekten biz de merak ediyoruz. Kaza olup olmaması bir yana, Von Neumann’nın deneyin başlayacağı ana kadar bir sürü test ve modifikasyon yaptığını biliyorlardı. Bu yüzden ya 12 Ağustos’ta olacaktı ya da Von Neumann deneyi bitirecekti. Aslında Von Neumann deneyi öylece bırakacak türden bir adam değildi. Her zaman en iyisine ve en kötüsüne hazırdı.

 SORU: İkinci defada, sizi tesadüfen geri getirdiler. Bunu biliyor muydunuz.

 CEVAP: 43’den mi yoksa 83’den mi bahsediyorsunuz?

 SORU: 83.

 CEVAP: O tamamen bambaşka bir projeydi. O zamanki proje 1 saat gibi kısa bir süre içinde önceki bilgilere dayanarak yapıldığından o yılın 1943 olup olmadığını bilmiyorum. Sorunuza cevap veremiyorum, çünkü gerçekten de bilmiyorum.

 SORU: Bir diğer sorum şu, her uçakta aynı donanım vardı. ve bu donanım uçaklarda kusursuz çalışıyordu. Fakat buna rağmen aynı iş için çok sayıda uçak kullanıldı. Bu sizce de biraz gülünç değil mi?

 CEVAP: Bu tipteki bir donanımı büyük ihtimalle diğer uçaklara da monte etmişlerdir. O yıllarda Afrika, Entebbe’deki İsrail baskınını hatırlıyor musunuz? Hapisanede tutulan birkaç yüz İsrailli’yi kurtarmak için hava taarruzu yapmışlardı. Bununla ilgili film çıkartacak kadar çok belge vardı. Gerçekte kurtarma uçakları İsrail’den kalktı ve Afrika’ya geçti. Bütün radar sistemleri çalışmasına rağmen uçaklar radara yakalanmadı. Entebbe’yi herhangi bir ön uyarı olmaksızın sürpriz bir şekilde vurdular.

 SORU: Zamanda yol alırken ki deneyimleriniz ve gördükleriniz nelerdi?

 CEVAP: Pardon?

 SORU: Zamanda giderken ki deneyimlerinizi soruyorum.

 CEVAP: Gerçekten de pek fazla şey bilmediğiniz belli. Bu daha çok yüksek bir binadan atlamak gibi bir şey, yeri görmüyorsun, nereye gittiğini bilmiyorsun ama düştüğünü hissediyorsun sadece birkaç bin fit düşüyorsun ve neler olduğunu anlamıyorsun. O anı hatırlamıyorsun ve neler olduğunu bilmiyorsun.

                                       ****************************************

 Konferans burada son buluyor. Konferansın ev sahipliğini yapan bayan, Mr Bielek’e Philadelphia Deneyi’yle ilgili yaşadıklarını paylaştığı için teşekkürlerini sunuyor. burada teyp son buluyor.

 Bu kayıttan başka, daha önce kaydedilen Aralık 1989 yapımı gene Al. Bielek’in olduğu bir kaset daha var. Görünüşe baklırsa EMI Thorn yapımı bir video kaset.  Bunlardan başka elinde kayıt olan varsa lütfen benimle irtibata geçsin.

 Bilmek isteyeceğinizi düşündüğüm bir şey daha var. Sayfa 29’da bahsettiğimiz Preston Nichols’ün de zamanda yolculuk yaptığını düşünüyorum. Elimdeki belgeden anladığım kadarıyla 183 veya 84’de EMI Thorn’dan biri tarafından ziyaret edilmiş. Fotoğrafta 10 yaş daha yaşlı görünüyordu. Şimdi 1991’deyiz ve aradan hemen hemen 10 yıl daha geçmiş. Yakın zamanda preston Nichols zamanda yolculuk yapacak gibi görünüyor. Gayret edip bu adamı veya Mr. Bielek’i bulursak 48 yıllık gizemin perdesini aralamış olacağız

                                                            SONUÇ

Umarım hoşunuza gitmiştir. Burada anlattığımız Philadelphia Deneyi, UFO’lar ve diğer olaylarla ilgili düşüncelerinizi ve yargılarınızı gerçekten öğrenmek isterim. Ve bu konularla ilgili sizin yaptığınız araştırmalar varsa ve özellikle Alfred Bielek’in nerede olduğun hakkında bir bilginiz varsa lütfen benimle irtibata geçin.

 CRC.............................adresin devamı ingilizce tekstte.

 Aslında, bu yazıyı elde ettiğim video teyp Phoenix’deki bir kitapçıdan satın alınmıştır. Tahminimce kitap dükkanının sahibi UFO konferansına katılmış ve kendi teybiyle kaydetmiş herşeyi. Kayıt kalitesi biraz düşük çok fazla bir olumsuzluk arzetmiyor. Burada önemli olan konferansın kendisi. Kasedin yaratıcısı bunu yazıya aktarıp kullanmama bir şey demez sanırım. Kasette telif hakkıyla ilgili bir uyarı veya bir açıklama yoktu. Ben de kasettekileri yazıya döküp diğer insanlarla paylaşmak istedim.

 Eğer William Moore veya Charles Berlitz’le görüşme imkanınız olursa bu yazının bir kopyasını onlara da vereceğinizi umuyorum. Belki bu sayede Philadelphia Deneyi’yle ilgili daha fazla bilgiye ulaşmak mümkün olur. Ya da Mr Bielek’in izini bulmak daha iyi olur.

Bu belgenin düzenleyicisi Rick Andersen’den bir not:

 Gerekli düzeltmelerden sonra Ekim 1992’de şu bilgilere ulaştım:

 Al Bielek Phoenix Arizona’da ikamet ediyor. Telefon numarası rehberde yok.

 Preston Nichols East Islip, Long Island, NY’da yaşıyor. Telefonu genelde otomatik cevaplama sistemine bağlı oluyor. Canı isterse cevap veriyor.

 Duncan Cameron’un nerede yaşadığını bilmiyorum. Ama Long Island’da yaşadığını sanıyorum.

 “Far Out” adlı dergideki kuşkulu yazılarından dolayı bazı UFO araştırma toplulukları tarafından birkaç sene önce aforoz edilmiş olan William Moore, derginin son sayısında Groom Gölü / 51. Bölge, T. Townsend Brown, “Jersey Şeytanı” ‘nın efsanesi, ve buna benzer diğer Ufo konulu olaylardan bahsetti.

 Ortada “Philadelphia Deneyi’yle ilgili Gerçekler ” isimli bir video teyp daha dolaşıyor. Long Island Skywatch, Flushing, NY’daki Bill Knell’de bulunuyor. Bu kaset beni Philadelphia Deneyi’nin Bielek / Cameron / Nichols versiyonlarını tanımamı sağladı. Daha çok Al Bielek’inki biraz benzerlik gösteriyor. Fakat daha çok Phoenix Projesi’nin nasıl Philadelphia Deneyi sentezinden ortaya çıktığı üzerinde duruyor. 1950lerdeki Wilhelm Rich’in iklim kontrol cihazları, Brookhaven Ulusal Laboratuarındaki Radiosonde vericileri..vb (yukarıdaki yazının kaynağı Presoton Nichols’dür.)

 Ayrıca uzun yıllar ufolojiyle ilgilenen Brad Steiger var. “Philadelphia Deneyi ve diğer Ufo Komploları” adlı kitabı yazmıştır. Al Bielek’in hikayesi kitabın büyük bir bölümünü oluşturuyor. Kitap Timewalker Production tarafından 1990’da basıldı. İnner Light Productions, Box 753, New Brunswick, New Jersey 08903. (ISBN 0-948395-97-0)

En sonunda Preston “Montauk Projesi” adlı bir kitap yazdı. Hala mektup beklediğimden henüz bir detay veremeyeceğim.

 Fizik ve elektrikte belli bir geçmişe sahip olanlarınız merakla Montauk Projesi ve Philadelphia Deneyiyle ilgili araştırmalar yapıp bilgiler bulmaya çalışacaksınız. Ben elektronik mühendisiyim ve doğru veya yanlış demeden her türlü bilgi ve veriyi bulup değerlendiriyorum. ASCII (bilgi alışverişi için 8 bitlik amerikan standart kodu) dosyam Tech-1, bazı BBS’lere upload edildi. Benden daha akıllı olduğunu düşünen birisi Bielek ve Nichols’le teknik açıdan bir yarışa girmiş görülüyor. Bu konuyla ilgili olarak dinleyiciden öteye geçemediğimiz müddetçe bulduğumuz bütün hikayeler zırvalama saçmasından öteye geçemeyecek. Bu konunu arkasındaki bilimi araştırmalıyız. Ve bununla ilgili bilgisi ve anlatacakları olan insanları bulmalıyız. Bize teknik bir bilgi verebilecek herkese $10 veririz. Eğer bize bilgi verme konusunda isteksiz davranırlarsa 40 yıllık bir deney için onların huzurunu bozmaya değmez. Belki de ceplerini yeşil banknotlarla doldurmak gerekir. Eğer biraz kendilerini zorlarlarsa ağızlarından bize faydalı birkaç kelime çıkabilir. Böylece doru yolda olup olmadığımızı veya doğru kişilerden doğru bilgileri alıp almadığımızı öğreniriz. Bundan başka bişey yapamayız.

 Al Bielek beraberindekilere etkileyici şeyler anlattı. Acaba bu kişiler değerli teorik ve teknik bilgilerini fizikçilerle ve mühendisyenlerle paylaşmak isterler mi?   

 Bildiklerini benimle paylaşmak isteyenler beni aşağıdaki adreste bulabilir:

 Rick Andersen

R.D. 1, Box 50A

Newport, Pennsyvania

17074

                                               ------------------ SON -----------------------

Çeviri: Onur Altekin & Çetin Bal

  Philadelphia Exp 1

Hiçbir yazı/ resim  izinsiz olarak kullanılamaz!!  Telif hakları uyarınca bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla  siteden alıntı yapılabilir.

The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 -Turkiye/Denizli 

Ana Sayfa /İndex /Roket bilimi /  E-Mail /CetinBAL /Quantum Teleportation-2   

Time Travel Technology /Ziyaretçi Defteri /  UFO Technology 

Kuantum Teleportation / Kuantum Fiziği / Duyuru

New World Order(Macro Philosophy) /Astronomy