...:: Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkey / Denizli ::...
RAINBOW
PROJESI ( PHILADELPHIA EXPERIMENT )
"YOK OLDU" ve 640 Km UZAKTA ORTAYA ÇIKTI.
MOLEKÜL TRANSFERİ GERÇEKLEŞTİ Mİ?
PROJECT RAINBOW
28 Mart 1943 ;
ABD'li bilim adamı Dr. Morris Jessup'ın,
Einstein'ın birleşik alanlar kuramına dayanarak bir "ışınlama" deneyi
yaptığı iddia edildi. 'Philadelphia deneyi" adıyla bilinen ve askeri gizlilik
içersinde gerçekleştirilen olayda, 104 mürettebatlı "USS Eldridge" adlı askeri
gemi, tanıkların iddialarına göre Philadelphia deniz üssünde, yeşil bir sise
bürünerek yavaş yavaş "kayboldu" ve kısa bir süre sonra 640 km. ötedeki Norfolk
deniz üssünde ortaya çıktı.
Deney ile ilgili medyatik
ciddi araştırmalar, 1980'de PHİLADELPHİA DENEYİ'ni perdeye getiren filme izin
verildikten sonra başladı. Daha öncelerde, kamuoyuna göre olay sadece saçma bir
söylentiydi. Charles Berlitz ve William Moore'un ortak yazdıkları kitap bir fantazi
olarak kabul görmüştü.Ama deney ile ilgili kuşkular hala sürmektedir, nedeni
anlamsız bir söylenti dahi olsa aşağıda okuyacağınız olaylar dizisi,
şaşırtıcı, düşündürücü ve gerçekçidir.
Philadelphia Deneyi günümüz şartları gözönüne alındığında daha etkin ve
düşündürücü bir iddiadır,olayda adı geçen bir avuç insandan geriye hemen hemen
kimse kalmadığından kesin doğrulanma için ABD gizli arşivlerinin açıklanması
gerekmektedir. Fakat, film için devlet tarafından zor izin verilmesi kuşku
uyandırmakta ve dikkatleri yoğunlaştırmaktadır.Yaşamını Philadelphia Deneyi'ni
araştırmaya adayan ve bir de "A-Z'ye Philadelphia Deneyi" adlı kitabı yazan Alfred Bielek bize tüm olanları anlatırken, "neredeyse delirme noktasına
geldiğini söylüyordu;Philadelphia Deneyi tasarlanırken amaç çok güçlü bir
elektromanyetik alanın sağlanarak gemilerin görünmez olmaları ve bu sayede top
mermilerinden ve denizaltıların atacakları torpitolardan korunmasıydı.Hatta daha
sonra,görünmezlik alanını bir benzerinin denizde değil, havada oluşturarak önemli
üslerin görünmesinin engellenmesi de düşünülmüştü.
"EVRENSEL ZAMAN
SAATİ"
Deneyin resmi ve bilimsel adı "PROJECT RAİNBOW" (Gökkuşağı Projesi)idi.
Gökkuşağı Projesi, iddialara göre II.Dünya Savaşı sırasında küçük destroyer
tipi bir savaş gemisinin başından geçti.Olayın yeri Philadelphia Deniz Üssü'ydü
amaç ise gemiyi düşmanın fark etmemesi için görünmez yapmaktı.Projeye göre, fikir
orjinaldi ve düşman radarları hiç fark etmeden gemi istenilen yerde birden ortaya
çıkacaktı.Bilimsel tanımın adı;OPTİKAL GÖRÜNMEZLİKTİ; özel bir sistemle veya
jeneratörle oluşturulan çok güçlü manyetik bir alan gemiyi saracak, ışınları
veya radar dalgalarını büker yada kırarken gemi görünmez olacaktı. Düşüncesi
dahi bir mucizeye benziyordu ve iddialara göre de Gökkuşağı Projesi başarılı
olmuştu. Yani gemi fiziksel olarak kaybolmuş ve tekrar geri dönmüştü. Tanıklara
göre geminin üzerini bir pelerin gibi saran manyatik alan görevini yapmıştı. Fakat
ana hedef geminin kaybolduğu yerde değil, bir başka yerde ortaya çıkmasını
sağlayabilmekti yani daha yaygın bir deyimle "ışınlama" yapılmalıydı.
Philadelphia Deneyi'nin temelinde
düşünce olarak Albert Einstein'ın ''Çekim
ve Elektriklenmede Birleşik Alan Kuramı'' vardır. Bu teori bu konuyla ilgili kişilerce "Elektronik
kamuflaj" olarak tasarlandı.Einstein, bu teorisi 1925-27 arasında Almanya'da bir
bilim dergisinde yayınlandı.Fakat Einstein,bu teoriyi daha denememiş ve daha tam
anlamıyla geliştirmemişti.O zamanlardaki amaç, çok güçlü elektromanyetik alanın
yapılarak gemilerin görünmez olmaları ve düşman kuvvetlerine karşı
korunmasıydı.Hatta bu olayı havada oluşturarak üslerin görünmesinin engellenmesi de
düşünülmüştü.Bu deneyin çalışmaları 1930 yıllarda "Project
Rainbow"ismiyle başlatıldı.Başlatıldığı yer ise Chicago Üniversitesidir. 1
yıl sonrada bu çalışma PrincetonÜniversitesinde devam ettirildi.bazı bilim adamları
bu projede zaman zaman yer aldılar.Bunlar Einstein, Dr. Johnvon Neumann ve Dr. Nikola
Tesla'dır.Dr. Alfred Bielek her 10
yılda bir Ağustosun 12'sinde manyetik enerji alanının tekrar oluştuğunu öne
sürüyordu.1943'ten sonra 1963 ve 1983'te aynı olay olmuştu. sebebi ise
"Senkronizasyondu" Enerji alanları tekrar toplanıyor, dalgalanarak ortaya
çıkıyordu, fakat bu alanlar karmaşıktı. Neumann, 1986'da ölen Bielek'in
anılarından yazdığına göre bu olayları doğrulamıştı.İfadesi teyp bantlarında
vardı. Oluşturulan büyük enerji, doğru açıda sekronize edilirken birden kontrol
dışına çıkmış ve "Yönsüz dalgalar'a" dönüşmüştü. Bunun sonucunda
ortaya alışılmadık etkiler çıkmaya başlamıştı.Senkronize dalgalar zamanı
büküyor ve etkiliyordu.Bir diğer
ilginç yaklaşım, Wisconsin Üniversitesi Matematik Profesörü olan Henry Levenson'dan
gelmişti.Bu fikre göre zamanın merkezi bir alanın çevresinde yoğunlaştığını ve
bir "Zaman Saati" oluşturarak, tüm varoluşun gerçekleştiği ve
gerçekleşeceği şifrelerle çalıştığını söylüyordu; Dediğine göre
"Şifrelerin içinde yaşayan herşey vardır, dünyadaki bütün maddesel varoluş
dünya saat ve zamanına göredir;dünya, Güneş saatine göre, Güneşde galaktik saate
göre ayarlıdır.Eğer zaman kilidi yüksek ve güçlü bir enerji alanı ile bozulursa,
ortaya çeşitli zaman ve mekan dengesizlikleri çıkar.Taki zaman yeniden kendini tamir
edip yeniden dengesini bulanadek"
BİLİM ADAMI DR. MORRİS K. JESSUP'UN ESRARENGİZ
ÖLÜMÜ
Olaylar 1943 yılı haziran ayında
başladı.Geminin adı USS Eldridge'di, DE 173 bir koruma destroyeri olarak
sınıflandırılmıştı. Bir görgü şahidine göre,75 KVA gücündeki iki dev
jeneratör geminin ön top taretlerinin altına monte edildi, buradan geminin güvertesine
4 manyetik ışın yayılacaktı. 3 RF vericisi ( Herbiri iki megavat CW gücündeydi ve
onlarda güverteye monte edilmişti.),3000 adet 6L6 güç artırıcı tüp,iki
jeneratörün oluşturduğu gücü yayacaklardı, özel senkronizasyon ve modülasyon
devreleriyle diğer ekipman,oluşan kütlesel elektromanyetik alanları kullanılırlığa
indirgerken, kırılmış ışınlar ve radyo dalgaları gemiyi saracak ve sonuçta gemi
düşman gözlemcileri için görünmez olacaktı.USS Eldridge adlı destroyer, Philadelphia Deniz üssü'nün
önünde biraz açıkta duruyordu, gözlem gemisi olarak da SS Andrew Furuseth isimli bir
şilep seçilmişti.İşte iddialara göre Philadelphia Deneyinin ortaya çıkmasını
sağlayan insan bu geminin personelinden bir gemicidir. Bu kişi Carl M. Allen imzasıyla,
1950 yılında Dr. Morris K. Jessup'a garip mektuplar gönderdi ama zarfın üzerindeki
isim Carlos Miguel Allende'ydi,Mektupta yazılanlara göre Allende veya Allen, olayları
baştan sona seyretmiş gibiydi,Jessup adres olarak verilen posta kutusuna mektup yazarak
ayrıntı istedi ve bir mektup daha geldi; bu Allen, anlattıklarını kanıtlamak için
hipnoz, sodyum pentatol ( bilinci uyuşturarak iradeyi kran doğruyu söyleten bir ilaç
)ve teyp kaydı istiyor,olayın etkin bir biçimde açıklanması halinde insanların
böyle bir nakil sistemiyle yıldızlara dahi gidebileceğini yazıyordu.
-U.S.S Eldridge gemisinde kullanıldığı iddia edilen
jenaratör-
Jessup ise bu
kişinin tanıklık iddialarından en azından bir tanesinin doğru olabileceğini
söylüyordu.Aslında Jessup, matematikçi ve gök bilimciydi.Astro-fizik alanındaki
çalışmaları nedeniyle Felsefe Doktoru ünvanını almıştı.İnkalar ve Mayalar'la
ilgili çalışmalar yaptı. Bermuda üçkeni ve UFO konularında tezler
yayınladı.İkinci mektuptan sonra Jessup, Deniz Kuvvetleri'nden bir davet aldı.Deniz
Kuvvetleri Araştırma Bürosu'na gittiğinde eline bir kitap verildi ve kitap kendi
yazdığı kitaptı, bir yıl önce Büro'ya postayla yollamıştı."THE CASE FOR THE
UFO" adlı kitap taslağını Deniz Kuvvetleri'nden Amiral N. Furt'a yollamıştı
ama Amiral haberinin olmadığını söylüyordu.
Kitabın sayfaları üç değişik yazıyla yazılmış ve notlar alınmıştı,Dr. Jessup
yazılardan birisinin Alle'nin yazısının aynı olduğunu fark etti.Notlar sanki dünya
dışı birisinin gözlemi olarak yazılmış gibiydi, binlerce yıl önceki
uygarlıklardan söz ediliyor, dünyaya gelen uzay araçları tarif ediliyordu, sonunda
ise Güç alanlarından, bir maddenin
nasıl kaybolup, nasıl ortaya çıkarılabileceği ve 1943'te philadelphia'da yapılan
deneyden söz ediliyordu. Normalde, saçma olarak tanımlanması gereken bu
kitap, nedense ABD Hükümeti tarafından Pentagon'da üst düzey belli yetkililere özel
olarak dağıtıldı.Carlos Miguel Allende veya Carl Meredith Allen yani Dr. Jessup'a
mektup yazıp,deneyi anlatan kişi kimdi? Neden mektubu yazdıktan sonra kayboldu ve
öyküsünü neden basına yollamadı? ABD Hükümeti, Jessup'un üzerinde notlar bulunan
kitabıyla neden bu kadar ilgilendi?1959 Nisan'ında Jessup, arkadaşı doktor Mason
Valentine'i arayarak Deney ile ilgili kesin sonuçlara ulaştığını anlatarak ertesi
gün buluşmalarını istedi, 20 Nisan akşamı yemekte buluşacaklardı ama bu yemek
gerçekleşemedi.Buluşacakları gece, Miami'de Hammock Parkı'nda Dr.Morris K. Jessup,
arabasında ölü bulundu, polis raporlarına göre arabasında ekzoz gazıyla intihar
etmişti ve söz konusu notlar ortada yoktu.Arkadaşları Jessup'un asla intihar edecek
biri olmadığını söylediler,Valentine ise Jessup'un hastaneye götürüldüğünde
hala sağ olduğunu öğrendiğini iddia etti fakat bunlardan bir sonuç çıkmadı ve
olay kapandı. Acaba öyle miydi?Jessup'un Philadelphia Deneyi ile ilgili
çalışmalarına ne olmuştu? Bu çalışmalar kimleri,neden rahatsız etmişti? Bu gizem
hala çözülmüş değil.Yoksa böyle bir oyunla Jessup kendisine mektup yazan kişi
Allen tarafından veya başka güçlerle intihar süsü verilerek notlarıyla birlikte bir
yeremi götürülmüştü?
DENEY BAŞLIYOR
Tanığa göre, deney 22 Haziran 1943'te sabah saat 09.00' da jeneratörlere
güç verilerek başlatıldı.Manyetik alan oluşuyordu; sonra yeşilimsi bir sis
gemiyi örtmeye başladı ve USS Eldridge kayboluyordu; Olayın tanığı şöyle devam
ediyor;"Bir an sadece geminin çıpasını görebildim, sonra oda kayboldu, ortada
artık ne sis ne USS Eldridge vardı; bomboş denize bakıyorduk, bizim gemide bulunan
üst rütbeli subaylar ve bilim adamları korku, dehşet ve heyacan içinde nefeslerini
tutarak bu inanılması güç başarılarını seyrediyorlardı.Gemi ve mürettebatı hem
radarda hemde gözlerimizin önünde yok olmuştu.Her şey planlandığı gibi
yürüyordu, 15 dk. sonra emir verildi ve jeneratörlerin
şalteri kapatıldı. Önce hiç bir
şey olmadı, arkasından yeşil sis tekrar ortaya çıktı ve USS Eldridge yeniden
görünmeye ve ortaya çıkmaya başladı ama gemi nereye gitmiş ve nereden geliyordu?
Sis azalırken, birşeylerin tuhaf gittiğini hissediyorduk.Hemen gemiye yanaştık, ilk
önce mürettebatın çoğunun geminin yanından sarkıp kustuklarını
gördük,diğerleri ise geminin güvertesinde şaşkın şaşkın dolaşıyorlardı,sanki
hiç birinin bilinci yerinde değildi.Yetkili ekipler gemiye girerek bütün mürettebatı
kısa süre içerisinde uzaklaştırdılar ve yerlerine hazır bekletilen yeni bir
mürettebat aldı. Bir iki gün sonra, yeni bir deneye daha karar verildi.Gemi istenilen
radar görünmezliğine ulaşmıştı, donanım değiştirildi ve 28 Ekim 1943'te deney
yine aynı gemide tekrarlandı.Jeneratörler çalışmaya başladıktan hemen sonra
Destroyer hemen hemen görünmezlik çizgisine ulaşmıştı, sadece burnu ve arkası
görülüyor, arada ise bazı çizgiler belli belirsiz seçiliyordu. Sonra sadece su
üzerinde tekne boyunda bir çizgi kaldı.Bir iki dakika sonra mavi bir ışık parladı
ve o çizgide yok oldu. Şimdi gemi tamamen yokolmuştu. Bir kaç dakika sonra millerce
uzakta Norfolk'ta ortaya çıktı. Göründükten biraz sonra bilinmeyen bir nedenle yine
kayboldu ve Philadelphia'da tekrar ortaya çıktı. Bu kez durum çok ciddiydi, tüm
mürettebatın başı beladaydı.
Bazıları yok oldu ve bir daha geri dönmediler.Bu olayın en korkunç bölümü ise beş
tane denizcinin geminin eriyen ve sonra yine katılaşan metal levhalarının içinde
kalmalarıydı.Bu çok feci bir durumdu. Denizcilerin birisi kurtuldu fakat bir daha eski
haline dönemedi.Aklını tamamen yitirmişti ama yapacak hiçbir şey
yoktu.Bazılarının psişik yetenekleri gelişmişti, sokakta yürürken kaybolan ve yine
ortaya çıkan insanlar vardı. Manyetik alanın içinde kalan mürettebattan kaybolanlar
ancak birisinin yüzüne ve eline dokunulmasıyla görünür hale geliyorlardı, yani
dokunmanın giysinin olmadığı bir yere yapılması gerekiyordu. "Donma" adı
verilen bu olay saatlerce, günlerce sürebiliyordu, hatta bir tayfa tam altı ay donmustu
ve altı ay sonra kurtarılabilindi. Elektronik kamuflaj başladıktan sonra geminin ve
mürettebatının bütünüyle kaybolup,çok uzak bir yerde ortaya çıkıp ve sonra
yeniden geri dönmesine neden olan neydi? diyor olayın tanığı.Philadelphia deneyi
hakkında ''gemi'' nasıl Norfolk'a gitti? Neden yine Philadelphia'da bir yere gitmedi?
Levenson'un "Zaman Kilitleri"mi neden olmuştu?
Biz bir zaman dizisi içerisinde
yaşıyoruz her hareketimizde bir an geçiyor ve zamanı olmadan süregelen uzayla
çevriliyiz. Uzay-Zaman içinde bir yerde, bir an için var olduğumuzda, oluşan zaman
karesi yani o anın resmi, lokal uzay / mekan koşulları gereğince yakalanır ve
dünyadan çıkarak güneş sistemine yayılır ama uzaya gitmez ve Güneş sisteminin
çevresinde yörüngeye girer. Bu "Işınlanma" gibidir.Yani her hareketimizin
bir resmi çekilip, uzaydaki albümde yerini almıştır.Bu sonsuz zaman resimleri veya
dilimleri Yaradılıştan beri vardır.Yani dünya zamanı içinde değilde,uzay zamanı
içinde geri dönüp tüm resimleri görebiliriz.Bu oluşumun diğer koşulu bugünün
emilme özelliğidir,içinde bulunduğumuz an bir balon gibi şişerek holografik bir
görüntü oluşturur; bu tekbir anlık resimlerin biriktiği bir alandır ve özel bir
uzay alanındadır. Yani o alanda bu an geçmişdeki tüm anlar vardır; işte USS
Eldridge'nin Norfolk'ta ortaya çıkmasının nedeni geçmişinde orada bulunmasıdır;
çarpılan uzay-zaman alanında geminin geçmişte orada bulunduğu anı resmi ortaya
çıkmış ve gemi görünmüştür.Yani o anda hem Philadelphia'da hemde
Norfolk'tadır.Eğer zaman alanını yeterince bozabilirsek,bir yerde
görünebilir,dünya-zamanda değil, uzay-zamanda yer değiştirmiştir. Sebebi daha önce
oradaydı.Eğer olay sırasında ve transfer tamamlanmadan önce birisi enerjiyi
durdursaydı, madde parçacıkları ışınlanarak emilecek kaynağına doğru yani geriye
vakumlanarak bu andaki orjinal yerine dönecekti. İki tane balon düşünün;birisinin
içinde Philadelphia'da USS Eldridge bulunsun; Diğer balon ise Norfolk'ta ama içi
boş;Bu boş balonda madde olmayan holodrafik görüntü beliriyor ve bu görüntü
geçmişte bir yerde olan uzaysal bir imaj.Geçmişteki her zaman resmi bir holografik bir
imaj balonu olarak vardır,Bunu bir çizgi filmin kareleri olarakta düşünebilirsiniz.
Bu resim dizisi her varolan her şey için oluşmaktadır. Eğer biz Philadelphiya'da
bulunan USS Eldridge'nin kendisinin bulunduğu dolu balonu sıkıştırırsak,Norfolk'daki
boş balona giden maddi bir bağlantı koridoru yada madde tüpü oluştururuz.Yani imaj
gemiye doğru...
Philadelphia Experiment (Philadelphia Deneyi) filminden bazı ilgi
çekici sahneler: Resimlerde geminin yoğun manyetik alanlar içinde bir HYPER
uzaya ( hyperspace) doğru geçişi görülmektedir.
Bu noktada, kaynağın dörtte biri boş, hedefin dörtte üçü doludur, işte tam bu
anda birisi balonu sıkıştırmayı durdurursa ne olur? Işınlanmış madde dalgalar
halinde geri dönerek orjinal uzaysal alanına geri döner yine vakum yaparak balonunu
doldurur. Basınç yani sıkıştırma enerjisi "Yüksek şiddette titreşen manyetik
alanlar" transferden önce serbest kalmıştır. Sonuç dalgaları dev bozucu veya
distortional etkiler yaratarak kütleyi alanında hacimsiz bırakırlar. Canlı
organizmaların kayıt alanındaki etkileri kağıt gibi incedir, dalga yerini alırken
tüm dalgaların kaydı sırasında kurbanlar hayalet kayıtlara dönüşürler. Bu
bio-plazmik alanın bozulması ciddi fiziksel sorunlara yol açabilir; Bu olasılık
öldürücü ve şaşırtıcıdır ama yapacak bir şey olamaz,Eğer amaç
görünmezlikse, çeşitli tanım ve yorumlar getirebilir. Ama niçin gemi suya batmamış
ve ya karada bir kentin ortasında belirmemiştir sorusunun cevabı yukardadır, zira
geçmişin resimlerinde bunlar yoktur. Ve negatif sonuçlara göründüğü kadar
bakılırsa, deneyde yanlış giden birşeyler vardır.Ama bunlar nelerdir?
Philadelphia Deneyi bu bilimsel
anlatımlardan sonra bugün 1943'te olduğundan daha güncel.Yeni kaynaklardan yeni
ayrıntılar öğrenilmekte ,başka bir iddiaya göre projede görev alanların beyni
yıkanarak, gördüklerini unutmaları sağlanmıştı. Fakat yıllar sonra anılar geri
gelmeye başladığı için yaşayan tanıklar konuşmaya başladılar. Bielek bu yeni
iddialardan kitabında söz ediyor.
Philadelphia deneyi ile ilğili
bazı sorular:
Philadelphia
Deneyi, 1943 yılında gerçekten USS Eldridge adlı bir destroyerde
veya başka gemide mi yapıldı? Bu gemiye ne oldu?
Gerçekten göz
açıp kapanıncaya kadar koca bir destroyer 640 km uzağa gidip geldimi?
Her iki deneyde
yer alan mürettebata ne oldu? Şimdi neredeler ve 54 yıl sonra hala yaşayanlar varmı?
İçlerinden
hiçbirisi ortaya çıkıp, olayı neden anlatmadı?
Nasıl olduda ABD Deniz Kuvvetleri, böylesine
önemli bilimsel adımı 50 yıl saklayabildi?
Böylesine
korkunç bir sonuca ulaşan bu teknoloji nasıl bir şeydi?
Einstein'in
"Birleşik Alan Kuramı" gerçekmiydi?
Peki bu kuram
geliştirilip, tamamlanmışmıydı?
Bu gün
Philadelphia Deneyi ile ilgili dosyalar hangi kapalı kapının ardında saklanıyor?
Dr. Valentine, Charles Berlitz'le yaptığı röpörtajda şöyle diyordu;Bence
Philadelphia Deneyi bilinen ve alışılmış yollarla açıklanamaz. Bazı bilim adamları atomun temel yapısının, madde parçacıklarından
değil, elektromanyetik alanlarda oluştuğu görüşündeler.Bu çok karmaşık enerji
alanlarının birbirlerini etkilemesi olayıdır. Eğer böyle bir evrenin içinde
maddenin katlı fazları bulunmasaydı, şaşılırdı.Bu fazların birisinden birisine
geçilmesi bir yaşamdan ötekine geçmeye benzer. Boyutlar arası değişmedir yani
dünyalar içinde dünyalar olabilir. Manyetik alanların karıştırıcı olarak
değişimler yaratabileceğinden kuşkulanılıyordu. Maksatlı olarak, olağan dışı
manyetik koşullar yaratılması hem fiziksel, hemde yaşamsal olarak maddenin fazını
değiştirebilir. Bu durumdada, bağımsız bir varlık olmayan ama içinde bulunduğumuz
yaşama benzer belirli bir madde / zaman / enerji boyutunun bir parçası olan zaman faktörünü'de
çarpıklaştırır. Kısacası deney olasıdır.
Philadelphia Deneyi isimli
filimden bazı sahneler:
Berlitz'e göre Philadelphia
deneyi'nin yapılıp yapılmadığı belli değildir ve şu an için kanıtlanamaz ama
kavram olarak geçerlidir.Çünkü Einstein'ın ''Birleşik Alan Kuramı''
tarafından desteklenmektedir.Eğer deney yapıldıysa, söylentilerin ardındaki gerçek
tanıklar susmaktadırlar ve belkide Türkiye'de de yayınlanan ''Yok Oldu''( Thin Air)
kitabında anlatıldığı gibi çıldıran ve inanılmaz değişimler gösteren
mürettebatın çoğu ölmüş veya gizli bir yerde ölümü beklemektedir.Ve belkide bir
gün üzerinde ''çok gizli'' yazılı bir dosyanın açılma zamanı gelecek karanlıklar
aydınlanacaktır.
Gökkuşağı Projesi/ project Rainbow
|
Amerikan
donanmasına ait, USS Eldridge adlı 1240 tonluk bu gemi, 1951'de Yunan donanmasına
katılana kadarki hizmet yaşamında ilginç bir deneyim yaşadı.
1943 kışında, USS Eldridge, dünya savaşında başarı kazanmak için çeşitli
yöntemler geliştirmeye çalışan donanma tarafından Gökkuşağı Projesi adı verilen
teknik bir deneye maruz bıraklıldı. < Yan tarafta U.S.S ELDRİDGE gemisi görülüyor. |
Philadelphia Deneyi olarak ta
bilinen bu deneyde gemi, elektromanyetik alan üreten bir düzenekle çevriliyor ve
güçlü jeneratörlerden verilen akımla bu manyetik alan içinde etki altına
alınıyor.
Resmi açıklamaya göre amaç, geminin olağan manyetik alanını yok ederek
elektromanyetik tetikleme ile çalışan mayınlardan etkilenmesini önlemek.
Resmi olmayan iddialara göre asıl amaç, radarda görünmezlik hatta optik görünmezlik
sağlayacak şekilde bir manyetik alan yaratmak ve geminin yansıttığı ışığı
eğmek.
Fakat akım verildiğinde
beklenmedik gelişmeler yaşanıyor ve gemi tamamen yok oluyor. Akım kesildiğinde gemi
yeniden beliriyor. Deney esnasında geminin başka bölgelerde aniden belirip yok
olduğuna dair ihbarlar ortaya çıkıyor. Deney sonucunda gemi personelinin çoğunun
kaybolduğu, aklını yitirdiği ya da bedenlerinin kısmen geminin dokusu ile
birleşmiş olduğu görülüyor. Bu bilgiler tahmin edileceği gibi resmi olarak
yalanlanıyor. Gemi 1951'de yunan donanmasına devrediliyor. 1990'lara kadar
orada hizmet veriyor.
Philadelphia Experiment -2 Filminden bazı sahneler:
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca bu
bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL'
a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005
Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa /İndex /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL /Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri / UFO Technology
Kuantum Teleportation /
Kuantum Fiziği
/
Duyuru
New World Order(Macro
Philosophy)
/Astronomy
|