Zaman Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkey / Denizli
Galileo Galile ile başlayan modern bilim, Newton'un kartezyen dünya görüşüyle hız almıştır. Newton'un kuramları bize, gördüğümüz tüm varlığın, bölünmez en küçük yapı taşları olan atomlardan meydana geldiğini ve ondan oluşan tüm nesnelerin de birbirlerinden ayrı katı oluşumlar halinde uzay-zamanda (ki bunlar da birbirlerinden bağımsızdır) yer kaplamakta olduğunu söylemektedir. Bu anlayışa göre insan bilinci, bu parçaların ayrı ayrı olarak birbirlerini etkilediği evrenden tamamen kopuk ve onu etkilemeksizin mevcuttur. Dalgasal hareketler, ışık dalgaları gibi eterimsi uçucu bir ortamda titreşimler şeklinde var olmaktadır. Dalgasal özelliğin yanında parçacıkların temel yapı taşları olarak da maddesel dünyamızı meydana getirmektedir. Göz boyutunda algıladığımız evrenin işleyiş mekanizmasını (ki nedensel ve deterministtir) belirleyen Newton Fiziği ya da Klasik fizik, Görecelik kuramının gelişmesiyle birlikte, atomaltı boyutlarında yerini yeni bir fizik anlayışı olan Kuantum fiziğine bırakarak anlamını yitirir.
Kuantum fiziği, istatistiksel mekanik gibi aynı türden çok sayıda sistemin istatistik özellikleriyle değil, tek bir sistemin davranışlarıyla ilgilenir. Yani, tek bir atomun, elektronun ya da birkaç parçacıktan, atomdan oluşan tek bir sistemin ya da çok sayıda atomdan oluşan bir kristalin davranışını inceler. Olasılık ve İndeterminizm ise temel ilkedir. Shördinger denkleminin belli bir sistem için çözümüne, o sistemin dalga fonksiyonu adı verilmekteydi. Dolayısıyla, bu dalga fonksiyonunun tespit ettiği ihtimaller, gözlemcinin ya da kuantum Fiziğinin eksik bilgisinden değil, ihtimallerin neden olduğu belirsizlikler doğanın kendi özelliğinden kaynaklanmaktadır.
Bunu biraz daha açarsak, bildiğimiz gibi kuantum boyutlarında, herhangi bir fiziksel sistem, olması gereken durumların bir tanesinde değil, birçok durumun hepsinde aynı zamanda bulunabilmektedir. Mesela bir elektron, klasik fiziğin öngördüğü gibi, çekirdek etrafından bulunduğu yörüngenin herhangi bir zamanda belirli bir noktasında değil, aynı zamanda küresel yörünge yüzeyinin aynı anda her yerinde bulunmaktadır. Yani, parçacık için şu ya da bu konumdadır diye bir şey söylenemez. Yalnızca, nerede bulunabileceğine ilişkin bir olasılık aralığı verilebilir. Fakat gözlemci ile gözlemlenen ya da algıladığımız boyutun kavramları ile oluşan kuantum olaylarının arasında bir bağlantının varlığı nedeniyle, ölçme ile ilgili ilkeler ortaya konarak, klasik bir alan olmadan kuantum fiziğinin bir anlamı olamayacağı, başka bir deyişle kuantum sistemleri üzerindeki gözlemlerimizin yalnızca klasik fizikle anlatılabileceğini söyler. Bu nedenle hem ölçme aletlerimizin, "bir elektron için her yerdedir" düşüncesinin verdiği anlamsızlık, hem de bu işlem sırasında Haysenberg in belirsizlik ilkesi gereğince ölçümlediğimiz olaya müdahale edip ölçümü geri dönülmez bir şekilde bozacağımızdan dolayı, aletlerimiz olması gereken ihtimallerden hangi konumu bize veriyorsa, onu göz önüne almak zorundayız. Bu olaya (collopse) "çökme" denir. Bu çökme kavramını daha iyi anlamamız için ucu üzerine dikilmiş bir sopanın halı üzerinde devrileceği yönün aynı anda üst üste konulmuş tüm olası konumları içermesi ve devrildiği durumda da yani Shördinger dalga denkleminin çökmesiyle yalnızca bir konumu göstermesi ve bunun sonucunda da bizim bu sonsuz olasılıklardan sadece birini seçerek algılayacağımız yönü vereceğini düşünebiliriz. Bu da bize, algıladığımız gerçekliğin, Shördinger dalga denkleminin geçerli olmadığı durumlar dışında geçerli olduğunu gösterir. Böylece gözlenen sistemle, gözleyen sistem bölünmez bir bütün olarak ele alınarak gözlemlenen sistemin özelliklerinden, gözleyenden bağımsız bir biçimde bahsetmek anlamsızlaşır.
Everett yorumu ise, her
iki olası durumun varlığının da gerçek olarak, evrenin ikiye
ayrılmasıyla gerçekleştiği şeklindedir. Yani, gözlemci kutuya
bakmadan önce de kedi bir evrende canlı iken, diğerinde ölü olarak
mevcuttur. Böylece, evrenlerin birinde gözlemci kutuyu açar ve
kediyi ölü halde gözlemlerken, diğerinde de canlı görecektir.
Bununla birlikte, iki evren arasında bir bağlantı yoktur.
Kısaca Wheleer ve
Everett, ortaya koydukları temel
ilkelerle, Shördinger dalga denkleminin matematiğini, dalga
denkleminin kollarından hiçbirinin çöküntüye uğramadığını ve Kopenag
yorumundaki gibi fiziki bir gerçekliğin
var olmadığını kabul etmektedirler.
Paralel evrenler
kavramını da ortaya atan bu görüş, sonsuz sayıda dünyanın var
olduğunu ve bizim bunların her birinde, birbirinden farklı
versiyonumuzun bulunduğunu, bu yüzden de
hepsinin farklı olaylar zincirinin gelişmesini sağladığını söyler.
Böylece hiçbir kayıp olasılık oluşmayarak kuantum teorisinin
herkesçe kabul gören, ihtimal hesabına dayalı yorumundan da
ayrılmaktadır.
Kuantum fiziğinin
parçacıklar arasında öngördüğü ilginç bir özellik de şöyledir: Bir
elektron ve bir de anti elektron olan pozitrondan meydana gelen
pozitronyum atomunun, madde-antimadde birleşmesindeki kural gereği,
birbirlerini yok ederek iki ışık ya da foton kuantasına
ayrışmalanyla zıt yönde hareket ederek birbirlerinden uzaklaşırlar.
Fakat yine kuantum fiziğinin öngörülerine göre,
fotonlar birbirlerinden ne
kadar uzağa giderse
gitsinler, her an polarıze açılarını yani, ilk andan itibaren
hareket yönünü korumaktadırlar. Bunlardan birinin yönünü
değiştirdiğimizi düşünürsek, aralarındaki mesafe ne olursa olsun,
diğeri, aynı anda değişimi algılayıp ona göre polarizasyon açısını
ayarlar. Bu durum, John Bell'e ait olan teorinin 1982 yılında
Fizikçi Alain Aspect tarafından deneye uygulanmasıyla
gösterilmiştir. Fakat bu durum da Einstein'ın yerel nedensellik ilkesine aykırı idi. (Devam edecek...) Alıntı: Kenan Keskin İstanbul -
11.06.2002
Popüler Bilim Hiçbir yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden alıntı yapılabilir. The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli Ana Sayfa / İndex / Ziyaretçi Defteri / E-Mail / Kuantum Fiziği / Quantum Teleportation-2 Time Travel Technology / Kuantum Teleportation / Duyuru / UFO Technology |