Zaman Yolculuğunu Araştırma
Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90
05366063183 - Turkey / Denizli
Holografik Bakış (e-Kitap) Ahmed Bâki
“Bir gün henüz fetih yapılmadan önce bir yere uğradım. Yolumun üzerinde ancak gemiyle geçilebilecek ölçüde bir deniz beliriverdi. İyice baktım ona. Yeryüzündeki denizlerden biri idi. Zatımda bu denizin üzerinde yürüme azmi (şüphesiz dileği) ve cezmi (kesin kararlılığı) doğdu, boğulmayacağım hakkında içimde kesin bir bilgi meydana geldi. Bir şey dokunamayacağını da aynı kesinlik içinde düşündüm. Derken ayağımı bu kesin bilgi havası içinde suyun üzerine koydum. Batmadım. Azmim ve cezmim arttı. Yürümeye devam ettim, neticede öbür sahile ulaştım... Başka bir defa ise yine o denize uğradım, ama bendeki eski azim ve cezim yoktu. Yürümekte şüphe ettim. Bir ara denemek için ayağımı bastım, derhal suyun dibine indi, hemen çekip çıkardım. Anladım ki bu durumda suyun üzerinde yaya yürümem mümkün değildir. Yani buna güç getiremeyeceğim...” (El-İbriz) Zaman, asla bizlerin düşündüğü gibi bir şey değildir. Çünkü bizim "zaman'ımız", bizlerin, yani insanın algılama kapasitesinden doğan bir şekilde anlaşılmaktadır. Zaman, insanın, evreni algıladığı beş duyusunun eseri olan bir biçimde zihinlerimizde şekillenir. Gerçekte ise, sınırı, sonu olmayan "evrensel tek bir an" mevcuttur ve bu "tek an", değerlendiricinin algılama kapasitesinden doğan bir biçimde "zaman" şeklinde algılanır. Acaba, mistiklerin "bütün alemlerin aslı hayaldir, çünkü her şey ALLAH'ın ilminde olmuş-bitmiştir" şeklindeki ifadeleriyle kastettikleri Bilgi'nin "hologramik düzenlenmiş evrenleri", yani "varlığın gerçeği ve özü" müdür!.. Ve acaba,"tayyi mekan" ve "tayyi zaman" olayları, bu "hologramik bilgi'nin" değişik boyutlarına bilinç sıçramalarıyla gerçekleştirilen mekan ve zaman seyahatleri midir?.. Eğer insanlık, "Evrensel Bilinci" tanımak suretiyle günü geldiğinde kendindeki "öz değerlere" erişebilirse, belki de bu "holografik bilgi evreni'nde" değişik zaman ve mekan boyutlarına bilinç sıçramalarıyla seyahatler gerçekleştirebilecek güce erişecektir!.. Bütün bu anlatılanlar gibi, her sorunun cevabı da gerçekte evrensel hologramik bilgide mevcuttur; ancak, gerçeği, tabii ki bize "ZAMAN" GÖSTERECEKTİR... Evrenin meydana gelişinde, "temel yapı taşlarının" varlığı söz konusu olmadığı için, içinde yaşadığımız evren, nesneler ve fiziksel yasalar, tamamen gözlemi yapan bilince GÖRE'dir. Her şey tamamen düşünsel bir kavrayıştan ibarettir. "Maddenin" varlığını belirleyen esas faktör, gözlemcinin algı kapasitesi ve kavrayış biçimidir. Başka bir ifadeyle, bulguların ne şekilde olacağı, yani nesnelerin varlığı ve onların özelikleri, olayın dışında olmayan, onunla birlikte olan, insanın kavrayış biçiminin ürünüdür. Gözlemci NASIL kavrarsa ve ne anlam verirse, evren, onun yasaları, nesneler ve özellikleri ÖYLE görünmektedir. Bu bulgular ışığında düşündüğümüzde, şu an içinde bulunduğumuz fiziksel yasaların, bilincimizin kavrayış biçiminin KARŞILIĞI olduğu anlaşılmaktadır. Yani, içinde bulunduğumuz ortam ve onun yasaları, aslında bilincimizde ortaya çıkan anlamların bir sonucudur... Fizik nesnelerin özelliklerini ve evrensel yasaları tayin eden bir BİLİNÇ ile bakmakta, Onun ile görmekte, Onun ile dokunmakta, kısacası Onun ile varolmaktayız. Gözlemci ve algı araçları neyi tesbit edebilecek düzeydeyse, sonuç olarak o tecrübe edilmektedir. Bu gördüğümüz madde ve ayrı ayrı nesneler, esasında pratik açıdan yarar sağlayan birer var kabul edişten ibarettir. Kuantum kuramı gözünde, serbest ve ayrı fiziksel varlıklar kavramı, yalnızca bir idealleştirmeden, yani düşünsel olarak var kabul etmekten başka bir şey değildir. Bu demektir ki fiziksel olarak var kabul ettiğimiz her şey, esasında düşünsel olarak var kabul edişimizden ibarettir. Gözümüz dolayısıyla yanılsadığımız maddi, nesnel bir dünyada değil, gerçekte düşünsel bir evrende yaşıyoruz. Bu düşünsel evren kendi sistemine göre, kendi yaşamını kesintisiz olarak sürmektedir. "Ölünce Yaşam" isimli eserinde ünlü bilimci Kenneth Ring, Ph.D. şunları yazıyor:
(...)Bunun en güçlü göstergesi, OBE (Out of Body Experience) denen, bireysel bilincin fizik bedenden ayrılıp farklı alanlara seyahat ettiğinin gözlendiği "beden dışı yaşam tecrübeleridir." Dünyanın her yerinde ve tarihin her döneminde insan bilincinin beden dışına çıkabildiği çeşitli şekillerde sürekli anlatılmıştır. Jack London'dan, Goethe'ye kadar birçok tanınmış kişi dahi kendi başlarından geçen OBE lerinden eserlerinde bahsetmişlerdir. Eğer küçük bir araştırma yaparsanız, Amerikan yerlilerinden, Mısırlılara, Yunanlara, Hindulara, Müslümanlara kadar her topluluk tarafından da bu gerçeğin bilinmiş olduğunu kolayca keşfedersiniz... OBE tecrübelerinden elde edilen verilere göre, fizik bedenle yaşamın son bulmasıyla birlikte girilen boyut, şu an bilim dünyasının meşgul olduğu hologram tekniğiyle tespit edilen özelliklerin yaşandığı boyuttur. Yani, evrenin hologramik boyutu. Ancak bu boyut, kendi yapısına uygun hologramik bir bedenle tecrübe edilebilmektedir. İşte OBE veya NDE denen ölüm ötesi tecrübeleri yaşayan kişiler, Din'de "ruh" ismiyle tanımlanan, bugünün lisanıyla "ışınsal hologramik beden" diyebileceğimiz bir bedenle bu evrensel hologramda seyahat etmektedirler. Bugün onlarca dile çevrilerek okunan, Muhyiddin Ibn Arabi, İbrahim Hakkı Erzurumî, Mevlâna Celaleddin, Abdulkadir Geylani gibi birçok Tasavvuf ehlinin eserlerinde bahsettikleri "göğe yükselme, başka bir alemi ziyaret etme" veya "tayyi mekan, tayyi zaman" gibi dünyanın zaman ve mekan kayıtlılıklarına bağımlı olmayan seyahat tecrübeleri, bugünün bilimsel verileri ışığında baktığımızda, "evrenin holografik boyutunda" yaşanan bilinç tecrübeleri ve bilinç seyahatleridir. (...)Mutasavvıf İbrahim Hakkı Erzurumi’nin, birçok dile çevrilerek incelenen, 300 yıl önce kaleme alınmış “Marifetname“ isimli eserinden şu paragrafa değinelim:
Bu açıklamalarla Erzurumi, insanların fiziki yapılarından, kişiliklerine kadar tüm özelliklerini belirleyen tesirlerin, enerji (kudret) sayesinde gezegenlerin konumlarına göre burçlardan (takım yıldızlardan) geldiğini ve tüm bu özelliklerin anne karnında iken programlandığını ifade ediyor. Hiçbir yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden alıntı yapılabilir. The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 - Turkiye / Denizli Ana Sayfa / index /Roket bilimi / E-Mail /CetinBAL/Quantum Teleportation-2 Time Travel Technology /Ziyaretçi Defteri /UFO Technology/Duyuru |
|||||||||