"Bu sırrın ne olduğunu söyleyemem.Tek söyleyebildiğim varolduğu."
(Alexander Graham Bell-Telefonun Mucidi) Çağlar boyu nesilden nesile geçerken, bir çok insan ona göz dikti, onu gizledi, kaybetti, çaldı, büyük paralar karşılığı satın alanlar oldu. Tarihteki en önemli insanların bazıları yüzyıllar ka-dar eski olan “Sır”ra vakıf olmuşlardı. Eflatun, Galileo, Beethoven, Edison, Carnegie, Einstein ve diğer mucitler, bilim adamları ile büyük düşünürler “Sır”rı biliyorlardı; ve şimdi “Sır” dünyaya açıklanıyor.
“Sır”rı öğrendiğinizde, istediğiniz her şeyi elde etmeyi, yapmayı, ya da istediğiniz her şey olmayı da öğrenmiş olacak; asıl kimliğinizi bulacak ve hayatta sizi bekleyen gerçek ihtişamın ne olduğunu göreceksiniz.
Sizce dünya nüfusunun sadece %1’lik bir kısmını oluşturan bir kesimin tüm maddi gelirin %96'sına sahip olması bir tesadüf mü?
Olağanüstü bir servete sahip olmak ister misiniz?

Muhteşem bir malikanede yaşamak ister misiniz
Ömrünüz boyunca hiç sıkıntıya düşmeden bolluk, bereket içinde yaşamak ister misiniz?
Ruh eşinizi bulmak ya da huzurlu, mutlu bir evlilik yaşamak ister misiniz?
Peki kendinize sorun. Gerçekten ne, ama ne istersiniz?
Amaçlarınıza ulaşmak için bu kitabı kullanmaya başlayabilirsiniz. Yaşamınızdaki herhangi bir şey için bir cevap, bir rehber arıyorsanız, sorunuzu sorun, cevap alacağınıza inanın ve bu kitabı rastgele açın. Açılan sayfada aradığınız ce-vabı ve tavsiyeyi bulacaksınız.
"Sır tüm olmuşların, olanların ve olacakların cevabıdır."
(Ralph Waldo Emerson-Filozof)

The Secret Law of Attraction (Çekim Yasası Sırrı)

İslami kaynaklı pek az bulunan bazı güzel yorumlar... Genelde yobaz yorumlara alıştığımız islami bakış açısı içinde aydınlık bir bakış...  Sanırım bu aydınlık Ahmet Baki'nin Tasavvuf öğreniminden ileri gelmektedir.

Ahmet Baki'nin yorumu ile...

 "The Secret", tarihte ilk kez tüm dünyaya açıklanan ve insanlığın yeni bir döneme girişini simgeleyen "Gizli Yasa" veya "Sır" diye tanıtılan yeni bir filmin adı. Daha önce blogdan duyurduğumuz "What the Bleep Do We Know" formatında ancak içinde bir hikaye olmayan belgesel türünde bir film. Avustralya, Yeni Zelanda ve Papa Yeni Gine'de televizyon kanallarında DVD ve internetten satışı yapılıyor; fakat bildiğim kadarıyla henüz sinemalarda gösterimde değil.

"İnsanoğlu bu sırrın açıklanmasıyla yeni bir döneme girecektir" diye sunuluyor. "Evrenin büyük sırrı, çağlar boyunca yolculuğunu yapıp şimdi size ulaştı" deniyor. "Öğrendiğinizde hayatınızı sonsuza kadar değiştirecek. Herşeyin sırrı, huzur, mutluluk, başarı, sağlık, zenginlik, sevgi, dostluk, istediğiniz herşey için... Tüm yapmanız gereken sırrı anlamak ve uygulamak. Bunu bilen herkesin yaşamı değişti. Sizinki de değişecek! Tarihte ilk kez, dünyanın önde gelen bilimadamları, yazarları, filozofları, herkesin hayatını değiştiren bu sırrı açıklıyorlar. Daha önce de çeşitli felsefelerde, dinsel öğretilerde, edebiyatta yeralan bu sırrı Plato, Newton, Carnegie, Beethoven, Shakespeare, Einstein gibi ünlü kişiler biliyor ve kullanıyorlardı." deniyor... Filmde, çeşitli kişiler bu prensiple yaşadıkları olayları anlatıyorlar; tıp ve kuantum fiziği konularında bilimadamları gerekçelerini açıklıyorlar.

Sır, "çekim yasası": "Tıpkı yerin her nesneyi çekmesi gibi, yaşamınızdaki herşeyi de oraya siz çekiyorsunuz. Filmde, istediğiniz şeyi yaratmak için çekim yasasının (law of attraction) nasıl kullanılacağı ve ne şekilde etkin olduğu açıklanıyor. İnsanların çoğunun düşüncelerini ya istemedikleri şeylere ya da zaten elde ettikleri şeylere yoğunlaştırmakta olduğu noktasından hareketle, niyet ettiğiniz şeylerin gerçekleşebilmesi ve başarabilmeniz için, düşüncelerinizin tamamen "istediğiniz şeye" yoğunlaşması gerektiği vurgulanıyor. Hayatınızda o istediğiniz gibi birşey henüz hiç olmasa dahi... Yeter ki isteyin, kendinizi neye ulaşmak istiyorsanız öyle hayal edin!

"Çekim yasasını doğru uygulayıp uygulamadığınızı hissettiklerinizden anlayabiliriniz: Eğer, mutlu, neşeli, huzurlu, başarılı, yani pozitif hissediyorsanız, bu demektir ki istediklerinizin gerçekleşmesi konusunda çekim yasasını doğru kullanıyorsunuz ve başarılı olmaktasınız. Eğer korku, depresyon, kızgınlık gibi negatif hisleriniz varsa, o halde istemediğiniz şeylere yoğunlaşmış olduğunuzdan hayatınıza onları çekmektesiniz ve çekim yasasını kendi aleyhinize kullanmaktasınız."

Filmde bilimadamları ve yazarlar Esther Hicks, Jack Canfield, Joe Vitale, Fred Alan Wolf (ayrıca What the Bleep'te idi), John Demartini ve Denis Waitley gibi birçok tanınmış kişinin konuşmaları yeralıyor. Batıda, özellikle ABD'de milyonlarca insan bu tür prensipleri yaşamlarına uygulamaya çalışıyorlar. Bununla ilgili yüzlerce kitap 1980'lerden beri en çok satanlar arasında her biri milyonlarca satılıyor ve gün geçtikçe de yayılıyorlar.

"Sırrın anlamı, yaşamınızda varolan her şeyin sorumluluğunun yüzde yüz size ait olduğu. Aklınız bunu kabul etmekte zorlansa dahi... Yaşamınızdaki herşeyi vareden güç sizin kendi özünüzde mevcut. Yaşadıklarınızı ve dünyanızı olduğu şekliyle vareden sizsiniz ve bunu düşüncelerinizle, duygularınızla, inançlarınızla, niyetlerinizle gerçekleştirmektesiniz. Bunlar sizin titreşimlerinizi belirliyor ve evrene salınan bu titreşimleriniz de aynı frekanstaki insanları, objeleri, olayları, şartları yaşamınıza çekiyor. İç dünyanızdaki düşünceleriniz, dış dünyanızı şekillendiriyor. Bunu bilerek, dilediğinizi seçin, sonuçlarını yaşayın!"

Sitemiz ziyaretçilerinin ve özellikle sitemizdeki kitapları okuyanların ilk kez duymadığı, yabancı olmadığı konular bunlar... Özellikle yakında sitemizde İngilizcesini yayınlayacağımız Dua ve Zikir'deki, insanın kendi özündeki ilahi kuvveleri harekete geçirmesi ve beynine bahşedilmiş güçleri değerlendirmesi anlamına gelen "dua" konusundaki açıklamalar, adeta bu filmde yeniden ele alınmakta, ancak farklı bir perspektiften, ağırlıklı olarak bireysel başarılara ulaşma aracı düzeyinde batı insanına açıklanmakta...

Neye odaklanırsanız, yaşamınıza onu çekmektesiniz. Sizin değer yargılarınızın beyniniz için geçerliliği yoktur. İster korkarak, ister istemeyerek, ister arzu ederek odaklanın, hepsinde aslında o odaklandığınız şeyi yaşamınıza çekmektesiniz...

Dünyayı ve insanların yaşamını yöneten gökte bir tanrı olmadığını ve insanın özündeki evrensel güçleri farketme yolunda önemli bir adım bu ve benzeri filmler. Evrende işleyen bir sistemin varlığını ve insanın kendi yaptıklarının sonucunu yaşadığını anlamasına da önemli bir katkı...

Hazreti Rasûlullah aleyhisselâmın bizlere "dua" adı altında kendi özümüzde mevcut bu kuvveleri kullanabilmenin yollarını öğütlemiş olmasını bir kez daha iyi değerlendirmek ve şükretmek için iyi bir fırsat bu. "Dua edin, icabet edilecektir" sırrını, batı toplumları "evrene ne verirseniz, o size geri döner" kadarıyla farketti... Bu konudaki değerlendirmelerimizi merak edenler, web sitemizdeki Aynadaki Evren kitabından "Modern Bilimin Ötesi" başlıklı yazımızı okuyabilirler.

Müslüman toplumlar kendi iç sorunlarıyla boğuladursun, kalkınmış Batı toplumları, kendi özlerindeki ilahi güçlere yönelmekle ve onları deneyimlemekle dünya yaşamlarını değerlendirmeye çoktan başladı bile... Bundan sonra geriye kalan ve çözüm bekleyen sırrın, "Allah" ismiyle işaret edilenin ne olduğunu farkedebilmek olduğu apaçık ortada! Kim bilir, belki de bundan sonraki adımda sıra onda...

Rasûlullah'a imanın ne büyük bir hazine olduğunu görebiliyor muyuz acaba?..

"Düşüncelerinizden mesûlsünüz" yasası


22 Temmuz 2006 Cumartesi

Ahmed Bâki

Beynimize bahşedilmiş "sistemin kuvvelerini kullanabilme özelliği" konusuna devam edelim...

İnsanın evrenle etkileşiminde beynin ürettiği dalgalar önemlidir. Genelde sanılanın aksine, kişinin dilinden çıkan komutla, beyninin algıladığı komut her zaman aynı değildir! Çünkü beyinde, dildeki değer yargıları yoktur, geçersizdir!

Beyinde değer yargılarının geçersizliği, konunun anahtarıdır! Her an uyanık olmak ve kendimizi adeta dışardan gözlemleyen bir gözle seyretmek zorundayız!.. Şu olaya karşı bu tepkiyi koyuyorum veya şunu düşünüyorum; ama bunu yapmakla "sistem içerisinde" ne yapıyorum?.. Sistemdeki kuvveleri ne şekilde harekete geçiriyorum?.. Neye yönlendiriyorum?.. Nelere, ne istikamette yön veriyorum?.. Bu yaptığımla ne tür oluşumları tetikliyorum ve bununla kendime nasıl bir gelecek hazırlıyorum?.. Hesaba katmak zorunda olduğumuz öncelikli değerlendirmeler her zaman bunlar olmalıdır!.. Örneğin, kızdığınızda veya alındığınızda veya sevindiğinizde; yahut kanaat ettiğinizde, ya da nankörlük ettiğinizde, sisteme yön veren sizdeki güçleri ne yönde harekete geçirmiş, ne yönde kullanmış oluyorsunuz ve ondan sonrası için kendinize nasıl bir gelecek hazırlamaktasınız?..

Aslında birçoğumuz çeşitli şekillerde, tanımlayamadığımız ama işleyen bu güçlerin farkına varmışızdır belirli vesilelerle. Bu sebeple, örneğin, birşeyden sakınabilmek veya beklediği bir şeyin gerçekleşebilmesi için bazı tutumlardan uzak durmayı, bazı tutum ve davranışlara da ağırlık vermeyi prensip edinenler vardır içimizde. Açıklayamasalar da uygularlar ve o prensiplerin işlediğini görürler. Nitekim, dilimizde yeralan "sabreden derviş muradına ermiş" ya da aksine "korktuğu başına geldi" deyimleri, sisteme yön veren bu kuvveleri doğru kullanabilmenin ve kullanamayışın dile gelişleridir!

Beyninizin ürettiği dalgalar ne yönde, beyniniz neye yoğunlaşmış durumda, neye odaklanmış!.. Siz ister onu istek konusu yapın, ister umut, ister korku; ister arzuladığınız, ister çekindiğiniz şey olsun; beyin, bakış açınızda açığa çıkan bu değer yargılarınızın hiçbirisini esas almaz! Beyin sadece neye odaklanmış olduğunuza, neye yoğunlaştığınıza, yaşamınıza neyi dahil ettiğinize, düşüncelerinizi neye yönlendirdiğinize, neye ağırlıklı olarak yer verdiğinize, kafanızı neyin işgal ettiğine ve ne ürettiğinize bakar! Bu "şeylere" sizin etiketlediğiniz değer yargılarının sistemde ve beyin için hiçbir geçerliliği yoktur! Siz onu "isteğiniz" olarak ta etiketlemiş olabilirsiniz, "korkunuz" olarak ta, onu "umit ediyor da" olabilirsiniz, ondan "şikayet ediyor" da olabilirsiniz; fakat bu etiketler beyinde ve sistemde hükümsüzdür!

Beyin, asıl dünyası olan evrensel sistemin hükümlerine göre yaşar! Bakış açınızda açığa çıkan yargılarınıza hiç bakmadan, düşüncelerinizi odakladığınız şeylerle karşılıklı etkileşimini güçlendirir. Bu suretle, umut ettiğiniz kadar umduğunuz şeyler; ancak şikayet ettiğiniz kadar da şikayet edeceğiniz şeyler artar yaşamınızda. Öte yandan, kucak açtığınız şeyler de sizden güç alır, ittiğiniz şeyler de! Sonuçta "nasıl" yöneldiğiniz önemli olmadan, "neye" yönelmişseniz onu ziyadesiyle bulursunuz hayatınızda.

Kişi buna ister inansın, ister inanmasın, ister anlasın, ister anlamasın, farketmez! Her kişi düşüncelerinden mesuldür ve düşüncelerinin sonuçlarını yaşar! Yaşadığı sürece bu kuralın dışına çıkamaz, bundan kaçamaz! Buna boşverdiği zaman dahi boşvermişliğin sonuçlarını yaşar!.. Dolayısıyla, kişi ya imanı ve bilgisi kadar kendindeki kuvveleri değerlendirir ve sonuçlarını yaşar; ya da inançsızlığı ve bilgisizliği kadar yaptıklarının sonuçlarına katlanır!

Düşündüklerimizi yaşamımıza çeken kuvveyi en iyi açıklayan prensip "şükür nimeti artırır, nankörlük ise azaltır" diye bildiğimiz prensiptir.

Neden böyledir?.. Çünkü, şükrettiğinizde elinizdekini değerlendirmekte, dolayısıyla istediğiniz şeyi çekmekte, nankörlük ettiğinizde ise "istemediğinizi" yaşamınıza çekmektesiniz. Şükrettiğiniz zaman, elinizde varolanı görmekte ve değerlendirmektesiniz. Değerlendirdiğiniz için o şey hakkında pozitif düşünmektesiniz ve elinizde olan güzellikler hakkında pozitif titreşimler yaymaktasınız; daha fazlasına da kucak açmaktasınız.

Yaşadığınız yerdeki güzellikleri görerek değerlendirirseniz, yaydığınız titreşimler, o güzelliklerle beyninizin karşılıklı etkileşimini artırır, o güzelliklerin sözkonusu olduğu ortamlara çeker sizi. Böylece yaşadığınız güzelliklerden yeni güzelliklere erişirsiniz. O güzellikler artar dünyanızda!.. Öte yandan, güzellikleri değerlendirmek yerine, elinizde olmayanları veya çirkinliklerini görerek, elinizde olanlara nankörlük ederseniz, bu kez de, yaydığınız titreşimler o çirkinliklerin ve eksiklerin olduğu ortamlara çeker sizi ve sonuçta elinizdekini de kaybedersiniz!

Örneğin, siz birşeyden şikayet ettiğiniz sürece, beyninizdeki kuvvelere o şikayet ettiğiniz şeylerin düzeltilmesi komutunu vermezsiniz! Tam aksine, beyniniz bu negatif tutumunuzu, "sürekli şikayet edebileceğiniz" şeylerin artması komutu olarak algılar ve o yönde çalışır. Onlarla karşılıklı etkileşiminiz güçlenir. Böylece de şikayet ettiklerinize daha fazla kucak açmış olursunuz.

Düşüncelerimize, hayallerimize, umutlarımıza, beklentilerimize, korkularımıza, özellikle de yaşama bakış açımıza ve inandığımız şeylere çok dikkat etmeliyiz! Zira, düşüncelerimizden mesul olduğumuzu vurgulayan Kur'an-ı Kerim'deki işaret ne diyor:

"İnsan hayrına dua ettiği gibi şerrine de dua eder."

Kitabı İndirmek için  Linki tıklayın:  The Secret Kitabı ( E-Kitap )

 

Herkesin sıklıkla sözünü ettiği "The Secret-Sır" filminden önemli alıntılar:
 
1. Hepimiz tek bir sınırsız güç ile çalışırız.
2. Sır, Çekim Yasasıdır.
3. Zihninizden ne geçiriyorsanız, onu çekersiniz.
4. Bizler mıknatıs gibiyiz – benzer benzeri çeker. Düşündüğünüz şey olursunuz VE düşündüğünüzü çekersiniz.
5. Her düşüncenin bir frekansı vardır. Düşünceler manyetik enerji gönderirler.
6. İnsanlar arzu etmedikleri şeyleri düşünürler ve arzu etmedikleri şeylerin daha çoğunu çekerler.
7. Düşünce = yaratım. Eğer bu düşünceler güçlü duygulara bağlı ise, o duygu yaratımı hızlandırır.
8. Baskın olan düşüncelerinizi çekersiniz.
9. Her zaman hastalıktan söz edenler hasta olurlar, her zaman bolluktan söz edenler bolluk içinde olurlar, vs..
10. Bu "istekli" düşünmek değildir.
11. İçine zihnin girmediği bir evrene sahip olamazsınız.
12. Düşüncelerinizi dikkatle seçin; siz yaşamınızın şaheseri, başyapıtısınız.
13. Düşüncelerin realiteye anında tezahür etmemesi Okeydir (eğer bir filin resmini görseydik ve fil anında ortaya çıksaydı, bu çok erken olurdu)
14. Yaşamınızda kendinize çektiğiniz HERŞEY bu gerçeğin doğru olduğunu kabul eder.
15. Düşünceleriniz, hislerinize neden olur.
16. Duygularımızın arkasındaki tüm "nedenleri" karmakarışık etmeye gereksinimimiz yok. İki kategori var, iyi hisler ve kötü hisler.
17. İyi hisler getiren düşünceler doğru yolda olduğunuz anlamına gelir. Kötü hisler getiren düşünceler doğru yolda olmadığınız anlamına gelir.
18. Düşündüğünüz şey her ne olursa olsun, gerçekleşme sürecinde olanın mükemmel bir yansımasıdır.
19. HİSSETTİĞİNİZ şeyi tam olarak elde edersiniz.
20. Mutlu hisler daha çok mutlu durumları çeker.
21. Arzu ettiğiniz şeyi hissetmekle (orda olmasa bile) başlayabilirsiniz. Evren şarkınızın doğasına karşılık verecektir.
22. Düşünce ve hislerinizde neye odaklanırsanız, deneyiminize onu çekersiniz.
23. Düşündüğünüz ve hissettiğiniz şey ve tezahür eden şey DAİMA birbirine uyar. İstisna yoktur.
24. Farkındalığınızı değiştirin.
25. "Siz ilerlerken kendi evreninizi yaratırsınız" Winston Churchill
26. İyi hissetmek önemlidir.
27. Neşeli olan bir şeyi düşünerek veya bir şarkı söyleyerek ya da mutlu bir deneyimi hatırlayarak anında duygunuzu değiştirebilirsiniz.
28. Bunun usulünü öğrendiğinizde, onu bilmeden önce, yaratıcı olduğunuzu BİLİRSİNİZ.
29. Yaşam olağanüstü olabilir ve olmalıdır ve siz Çekim Yasasını bilinçli olarak uyguladığınız zaman, yaşam olağanüstü olur.
30. Evren kendisini buna göre yeniden – düzenler.
31. Tüm arzularınız için şu cümleyi kullanarak başlayın: "Şimdi çok mutluyum ve minnettarım" 32. Evrenin kendisini NASIL yeniden düzenleyeceğini bilmek zorunda değilsiniz.
33. Çekim Yasası, basitçe ona ŞİMDİ sahip olma pozitif hislerini üreten şeyi kendiniz için anlamaktır.
34. Arzu ettiğiniz şeye daha hızlı ulaşmanıza yardım edecek ilham edilmiş bir düşünce veya fikir alabilirsiniz.
35. Evren SÜRATİ sever. Ertelemeyin, ikinci bir tahminde bulunmayın, şüpheye düşmeyin.
36. Fırsat çıktığında EYLEME GEÇİN.
37. İstediğiniz her şeyi çekersiniz- para, insanlar, bağlantılar. Önünüze neyin getirildiğine DİKKAT EDİN.
38. Hiçbir şeyiniz olmadan başlayabilirsiniz, hiçbir yolunuz olmayabilir, size bir YOL sunulacaktır.
39. NE KADAR ZAMANDA??? Zamanla ilgili kural yoktur, pozitif hislerinize ne kadar çok hizalanırsanız, daha hızlı gerçekleşir.
40. Boyut evren için önemli değildir (arzu ettiğiniz sınırsız bolluk ise). Büyüklük ve zaman ile ilgili kuralları kendimiz koyarız.
41. Evrene göre kural yoktur: ona şimdi sahip olduğunuzun hislerini sunarsınız, evren de buna yanıt verir.
42. Çoğu insan düşüncelerinin çoğunu gözledikleri şeylere verirler (postadan gelecek faturalar, geç kalmak, kötü şansa sahip olmak, vs)
43. Farklı daha iyi bir bakış açısı vasıtası ile, farklı bir yaklaşım bulmalısınız.
44. "Olduğumuz her şey düşüncelerimizin sonucudur" - Buddha
45. Yaşamınızın gidişatını değiştirmek için tam şimdi ne yapabilirsiniz?? Minnettar olma.
46. Minnettarlık yaşamınıza anında daha fazlasını getirir.
47. Düşündüğümüz ve TEŞEKKÜR ettiğimiz şeyi meydana getiririz.
48. Minnettar olduğunuz şeyler nedir? Minnettarlık hissedin, tam şimdi minnettar olduğunuz şeylere odaklanın.
49. Zihninizde bu resimle oynayın – nıhai sonuca odaklanın.
50. VİZÜALİZE EDİN ! GÖZÜNÜZDE CANLANDIRIN! Geleceğinizin provasını yapın.
51. GÖZÜNÜZDE CANLANDIRIN !! Onu görün, hissedin ! Burası eylemin başladığı yerdir.
52. Sevinci hissedin… mutluluğu hissedin!
53. Onaylayıcı bir düşünce negatif bir düşünceden 100 kat daha güçlüdür.
54. "Bu gücün ne olduğunu söyleyemem. Tüm bildiğimi onun var olduğu" Alexander Graham Bell
55. İşimiz "Nasıl" olacağına üzülmek değildir. "Nasıl" bağlılıktan ve inançtan çıkıp gelecektir.
56. Nasıllar evrenin alanına girer. Evren her zaman siz ve rüyanız arasındaki en hızlı, en çabuk, en uyumlu yolu bilir.
57. Eğer onu evrene havale ederseniz, verilen şeye şaşırırsınız ve gözünüz kamaşır… bu sihir ve mucizelerin gerçekleştiği yerdir.
58. Onu her gün evrene teslim edin, ama bu asla bir angarya olmamalı.
59. Tüm süreçte keyifli hissedin: mutlu, coşkulu ve uyumlu.
60. Gerçekten bu şekilde yaşayan insanlar ile tek fark, onlar bunu varoluş yolu olarak alışkanlık haline getirmişlerdir.
61. Bunu her zaman yapmayı hatırlarlar.
62. Görsel bir Pano yapın: Çekmeyi arzu ettiğiniz şeylerin resimleri. Her gün ona bakın ve zaten bu arzularınızın gerçekleştiğin hissine sahip olun.
63. "İmgeleme her şeydir. Yaşamın gelen çekimlerinin ön izlemesidir" Albert Einstein.
64. Neyi arzu ettiğinize karar verin, ona sahip olabileceğinize inanın, onu hak ettiğinize inanın, onun sizin için mümkün olduğuna inanın.
65. Gözlerinizi kapatın ve arzu ettiğiniz şeye sahip olduğunuzu gözünüzde canlandırın – ve o hissi yaşayın.
66. Zaten sahip olduğunuz şey için minnettar olmaya odaklanın. Bundan zevk alın! Sonra onu evrene salıverin. Evren onu tezahür ettirecektir.
67. "İnsanın zihni neyi tasarlayabilirse, ona ulaşabilir" W. Clement Stone
68. Eğer ulaşırsanız size büyük keyif verecek çok büyük bir hedef oluşturun.
69. İlham edilmiş bir düşünceniz olduğunda, ona güvenmeli ve eyleme geçirmelisiniz.
70. Nasıl daha refah içinde olursunuz? ONA NİYET EDİN!!
71. "Postadan düzenli olarak çekler geliyor" veya banka hesabınızı arzu ettiğiniz miktara değiştirin ve ona sahip olmanın hissini duyumsayın.
72. Yaşam, TÜM alanlarda bolluk içinde olmak demektir.
73. İçsel sevinç ve huzur hissini duyumsayın, sonra tüm dışsal şeyler ortaya çıkar.
74. Bizler evrenimizin yaratıcılarıyız.
75. İlişkiler: Kendinize, başkalarının size davranmasını istediğiniz gibi davranın, kendinizi sevin, sevilirsiniz.
76. Kendinize karşı sağlıklı bir saygınız olsun.
77. Düzenli olarak etkileşimde olduğunuz ve birlikte çalıştığınız kişiler için bir not defteri edinin ve o insanların her birinin pozitif yanlarını yazın.
78. Onlarla ilgili en çok sevdiğiniz şeyleri yazın (onların değişmesini beklemeyin). Çekim Yasası, eğer frekanslarınız uyuşmazsa sizi birlikte aynı mekana yerleştirmez.
79. İyi hissetme potansiyelinizi kavradığınız zaman, iyi hissetmeniz için hiç kimseden farklı olmasını istemezsiniz.
80. Dünyayı, arkadaşlarınızı, eşinizi, çocuklarınızı kontrol etme ihtiyacının biçimsiz olanaksızlıklarından kendinizi özgürleştirirsiniz.
81. Realitenizi yaratan sadece sizsiniz.
82. Başka hiç kimse sizin için düşünemez veya hissedemez. Sadece SİZ.
83. Sağlık: kendi sağlığınız için evrene teşekkür edin. Gülün. Stressiz mutluluk sizi sağlıklı tutar. 84. Bağışıklık sisteminiz kendisini iyileştirir.
85. Bedenimizin parçaları her gün, her hafta vs değişir. Birkaç yıl içinde yepyeni bir bedene sahip oluruz.
86. Kendinizi yeni bir bedende yaşarken görün. Umutlu = sağlıklı. Mutlu= daha mutlu biyokimya. Stres bedeni olumsuz etkiler.
87. Bedenden stresi atın, beden kendini yeniler. Kendinizi iyileştirebilirsiniz.
88. Dingin olmayı öğrenin, dikkatinizi arzu ettiğiniz şeyden uzaklaştırın, dikkatinizi deneyimlemeyi arzu ettiğiniz şeye odaklayın.
89. İçinizdeki ses ve vizyon dıştaki görüşlerden daha mükemmel ve berrak olduğunda, yaşamınızın üstadı olursunuz.
90. Siz, dünyayı olmasını istediğiniz gibi yapmaya çalışmak için burada değilsiniz. Etrafınızda seçtiğiniz dünyayı yaratmak için buradasınız.
91. Ve başkalarının görmeyi seçtiği dünyanın da var olmasına izin verin.
92. İnsanlar, eğer herkes Çekim Yasasının gücünü bilirse, ortada yeterince olmayacağını düşünürler. Bu bizde kökleştirilmiş bir yalandır ve bir çok insanı açgözlü yapıyor.
93. Gerçek şu ki, yeterli olandan çok sevgi, yaratıcı fikirler, güç, sevinç, mutluluk vardır.
94. Tüm bu bolluk, kendi sonsuz doğasının farkında olan bir zihin vasıtası ile parıldamaya başlar. Herkes için yeteri kadar vardır. Bunu görün. Buna inanın. Sizin için çıkagelecektir.
95. Arzu ettiğiniz her şeyi seçerken, realitenizin çeşitliliği sizi heyecanlandırsın ve tüm arzularınızın iyi hislerinin arkasında olun (destekleyin).
96. Senaryonuzu yazın. Arzu etmediğiniz şeyler gördüğünüzde, onları düşünmeyin, onları yazın, onlarla konuşun, onları uzaklaştırın, dikkatinizi arzu edilmeyen şeylerden uzaklaştırın, arzu edilen şeylere odaklayın.
97. Bizler enerjiyiz. Her şey enerjidir. HER ŞEY !!!
98. Kendinizi bedeninizle tanımlamayın…. O evrendeki her şeye bağlı olan sonsuz bir varlıktır. 99. Tek bir enerji alanı. Bedenlerimiz dikkatimizi enerjimizden ayırdı. Bizler ortaya konan olasılıkların, yaratıcı gücün sonsuz alanıyız.
100. Düşünceleriniz sizin için değerli mi? Eğer değilse – ŞİMDİ onları değiştirmenin zamanıdır. Tam şimdi bulunduğunuz yerden başlayabilirsiniz. Bu andan ve dikkatinizi verdiğiniz şeyden daha önemli bir şey yoktur.

Evrensel Bilgiye Açılan Kapılar      Makro Felsefe     Çetin BAL : M.S. 2150 Yorum    

2150 A.D. (M.S.2150)     M.S. 2150

Hiçbir yazı/ resim  izinsiz olarak kullanılamaz!!  Telif hakları uyarınca bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla  siteden alıntı yapılabilir.

The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 -Turkiye/Denizli 

 Ana Sayfa / İndexZiyaretçi Defteri /  E-MailKuantum FiziğiQuantum Teleportation-2

 Time Travel Technology /  Kuantum Teleportation / DuyuruUFO Technology 

 Roket bilimi / CetinBAL /Astronomy