Time Travel Research Center © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 - Turkey / Denizli 

                Superman

                         

 

                                       

   Süpermen, Star Wars ve Matrix gibi filimlerin şansı  da belki bilerek, belki tesadüfen insanların bilinç altındaki mistik yanları gıdıklamasıdır. İnsanların uçabilmeye dair güçlü bilinç altı dürtüleride zihinlerinin  içinde saklı olan sonsuz sayıda potansiyel yeteneklerden sadece birisidir. Bu yüzden de filimlerin macera yanı arka planda kalmaktadır. Herkes hatta küçük çocuklar bile filimlerdeki robotları, dekorları vurdu kırdıyı seyrettiğini zannederken aslında görünen kısmın ardındaki bilgiyi görmekte, farkında olmadan kendi kendisini uyarmaktadır.İşte bu yüzden de Star Wars, Matrix yada Süpermen, X man benzeri filimlerdeki saçma sayılabilecek yanlar hiç dikkati çekmemektedir. Bu filimler aslında durdurulamaz bir şekilde yaklaşan Yeni Çağ ve Yeni dünya düzeni  realitesini toplumsal bazda bilinç üstüne doğru yükseltmektedir.Yakın gelecekte iyice belirginleşecek olan Yeni çağ gerçekliğinde de söz konusu psişik güçler zaten ortaya çıkacak ve bilineceklerdir.Ruh gücü yada düşünce gücü dediğimiz şey temelde insanın kendi gerçeğiyle kurduğu bağlantının bir sonucu olarak ortaya çıkacaktır. Bu açıdan bakıldığında Star Wars ve Süperman gibi filimler sıradan bir uzay fantazisi olmaktan çıkmakta  ve sağlam temellere, zemine oturan bir mistik, majikal ve felsefi yada bilimkurgu karışım olmaktadır. Süpermen konusu   itibarı ile uzayın derinliklerinde farklı özelliklere sahip bizden daha üstün teknolojilere sahip medeniyetler olabileceğini ima eden dikkat çekici filimlerden birisidir.  Süpermen filmi dış  dünyalarda ve farklı yıldız sistemlerinde  yaşam olabileceğine dair büyük kitleler üstünde bilinçaltı telkin uyandırabilen insanların vizyonları üstünde etkili olabilen bir kaç filimden birisidir. Süpermen'i sinema perdesinde izlediğimde beni en çok etkileyen şey kuzey kutbunda ortaya çıkan saydamsı kristal taşlardan yapılma kripton gezegenini andıran ''kristal ev dekoru'' olmuştur.

           

Bu kristal taşlardan yapılma ev dekoru geleceğin spiritüel toplumları için  mimari bir  örnekleme  olabilir.Bu tarz mimari özellikler taşıyan  yaşam alanları  olabilir. Böyle kristal evler yapılabilir. Bu tarz bir yapı mühendisliği geliştirilebilir. Bence süpermen yada benzeri bilimkurgu  filimler, romanlar, çizgiromanlar, çizgifilimler, masallar, hikayeler  insanlığın geçmişine ve geleceğine dair kollektif bilinç altında sakladığı bazı gerçeklere kapı aralayan efektsel kurgularla dolu! Örneğin kristaller ve yüksek spiritüel  teknoloji bilimleri arasında bağlantılar vardır. Atlantiste bile atlanstisli spiritüel rahiplerin kristalleri insan DNA sını proğramlamada kulladıklarına  ve ebedi gençliği bu yolla sağladıklarına dair bilgiler bulunmaktadır. Yine bununla birlikte kristaller zaman yolculuğunu ve uzay yolculuğunu sağlayıcı güçleri bünyelerinde üretebilecek enerji sistemleridir. Keza senaryodaki Jorel'in oğlu bebek kal-el 'i bir kristal uzay gemisi ile dünya gezegenine göndermeyi düşünmesi oldukça ilginçtir. Kristal bir uzay gemisi! Aynen lazer ışığının bir çok amaç için kullanılması gibi  kristallerde birçok yerde farklı amaçlar doğrultusunda  kullanılabilir bir özelliğe sahiptirler.

Zihnimin derinliklerinde  Üstad Muzaffer Kınalı kınalı ile Atlantiste yüksek dereceli spiritüel bir  konseyde bulunduğumu hatırlıyorum. Ben daha çok kendimi  spiritüel yönetim konseyine aday öğrencilerden biri olarak anımsıyorum! Daha sonraki enkarnelerimde  genelde bugün insanların bildiği Şamballa uygarlığında bilimsel konular üstünde çalıştığımı daha sonra bazı nedenlerden ötürü Ağarta uygarlığa geçtiğimi ve orda boyutlar arası yolculuk yapabilen yıldız gemileri projeleri üstünde çalışmalarda bulunduğumu değişik medyumsal kanallardan aldığım bilgilerden öğrenebildim. Dünyada da bu tür çalışmaların tesis edilmesi amacı ile bulunduğumu ama ordaki benzer tesisleri burda kurmaya çalışsamda bunun teknolojik yetersizliklerden dolayı çok zor olduğu söylediler!

Yerçekimi insan zihninin kendi içinde yarattığı evren denen projeksiyonun olağan bir uzantısıdır. Tıpkı diğer şeyler gibi! Bir çok söylencede dile getirildiği gibi kimi hint yogaları doğru bir konsantrasyon ve meditasyonla  bağdaş kurup yerden bir kaç metre kadar yükseğe havalanıp havada öylece durabilmektedirler. Biz buna bedenin levite olması diyoruz. Bazı dünya dışı spiritüel uygarlıklarda ruhsal enerjinin ileri safhalardaki kullanımına dayalı olarak insanlar gökyüzüne yükselebilmekte hatta dünya atmosferinin dışında hareket edebilme özgürlüğüne kavuşabilmektedirler. Bunlar daha çok zihne ve düşünceye sahip varlığın  zihnini neye odakladığı ile ilgili bir sonuçtur.Telekinezi denen zihin gücü ile maddeleri hatta bir gezegeni bir galaksiyi bile uzay ve zaman boyutları içinde bir yerden bir yere hareket ettirmek mümkündür.Prensipte zihin gücü ile bir kum tanesini hareket ettirmek neyse bir bir gezegeni yada daha büyük bir sistemi hareket ettirmek aynı şeydir. Birine daha az güç diğerine daha çok güç kullanmak diye bir ayrıcalık söz konusu değildir.Ama zihin kendi içindeki ölçeksel büyüklüğe olan şartlanmış bakış açısı içinde bir kum tanesini havaya kaldırıp havada hareket ettirmeyi daha kolay yapılabilirken  mesela dünyamızın uydusu olan ay'ı hareket ettirip yada dönüşünü yavaşlatmayı daha zor bir şeymiş gibi görebilir!

Tüm bu farklı yetenekler zihnin gücü dahilinde olan hallerdir. Tüm mesele zihni nereye yönelttiğimize ve neyi istediğimize bağlı olarak değişir.Eğer zihni zaman boyutlarına ve zamanın akışı üstüne odaklarsak zamanı eğip bükerek kendi biyolojik uzay alanımız içinde bir zaman kayması etkisi oluşturabiliriz. Bu ise bir teleportasyon etkisi ile sonuçlanacaktır. Burda  altımızdaki  uzay yürütülmüş olacağından ışık ötesi bir hızda yolculuktan asla etkilenmeyeceğimiz ve oluşması düşünülen ivmelenme olgusunu asla hissetmeyeceğimiz kesindir! Sanki biz yerimizde dururken uzak mesafeler bize doğru gelmiş gibi biz algı garipliği ve tuhaflığı içine düşeriz. Tabi bunu insan gözü algılayamaz eğer bu yolculuğu üç boyutlu görüntülere çevirseydik Sanki iç bükey dış bükey  aynalarda büyüyüp küçülen görüntüler gibi çevremizin değiştiğini gözlemlerdik. Bu yolculuk sanki merdivende yürüyerek aşağı ve yukarı çıkmaya alışmış bir zihnin yürüyen bir merdivene binmesi gibi bir şey! Bizi içine alan altımızdaki uzay/zaman'ın yürümeside böyle bir algı şaşkınlığına neden olur! Gerçi biz şaşırmaya fırsat bulmadan o andan ve o noktadan başka bir an'a ve noktaya geçmiş oluruz. Burada uzay -zaman kesişimleri yerdeğiştirebilir. Yani bu tür yolculuklar zaman/uzay yada farklı uzay/zaman kesişimlerini içerebilir. Bir kesişim noktasından diğerine yolculuk yaparken zamanda ve uzayda herhangi bir yere transfer olabiliriz. Bu daha çok zihnin odaklandığı gerçeğe bağlıdır!

Bir gün bir ruhsal celsede rehber varlıklara ( ki bunlar üst boyut varlıkları) bedenlerimizi nasıl zaman mekan içinde ışınlarız dedik.. Bize  önce bedenlerimizdeki şakraları geliştirmemiz söylendi. Tüm şakralar arasında tam bir bağlantı kurulması gerektiğinden  bahsettiler. Peki dedik rehber varlıklara bunu en hızlı ve çabuk şekilde nasıl yapabiliriz dedik. ( şakralar: bedendeki 7 adet enerji merkezi) Bize bunu yapmak için teknik bir donanım verebilirmisiniz dedik. Bize  7 adet  minik  yuvarlak mıknatıs almamız söylendi. Daha sonra her bir mıknatısa ince 50  sarımlık bobin teli sarmamız istendi. Ardından tüm bu mıknatısları birbirine seri şekilde bağlayın denildi. İsteğe bağlı olarak bağlantıların arasına devreyi tamamlayan küçük dişi ve erkek kuvars kristalleri eklenebileceğini söylediler. Sonra bunları kök şakramızdan  tepe şakramıza gelecek şekilde hizalayıp yerleştirin dediler.Bir süre sonra düşünce gücümüzün yani ruhsal enerjimizin çok büyük düzeylere ulaşacağı söylendi. Böylece bedenimizi istediğimiz zaman ve mekana ışınlayabileceğimizi  söylediler. Bu anlamda uzay gemisine bile gerek  olmayacağını ifade ettiler.

      

                             

 

                             

                             

                              

 

                               

                                 

 

                              

                

                          

                                                    

                        

 

   

                                     

  

                        

                           

 

                                          

                            

            

                            

 

                             

                            

 

                     

                        

                    

                          

 

          

              

 

                

 

                             

                             

 

             

 

                              

    

      

                              

                               

                              

                                                  

                      

        

 

       

                           

               

   

           

         

 

         

Hiçbir yazı/ resim  izinsiz olarak kullanılamaz!!  Telif hakları uyarınca bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla  siteden alıntı yapılabilir.

The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90  05366063183 -Turkiye/Denizli 

 Ana Sayfa / İndexZiyaretçi Defteri /  E-MailKuantum FiziğiQuantum Teleportation-2

 Time Travel Technology /  Kuantum Teleportation / DuyuruUFO Technology 

 Roket bilimi / CetinBAL /Astronomy