|
ELEKTRİK
ve ELEKTROMANYETİZMA
Elektriğin, Thales’den daha önce insanlar tarafından
bilindiği bir gerçektir. Bunu, şu üç nedene dayandırabiliriz:
Bir kumaş parçasına sürülen kehribarın saman veya hafif cisimleri çekmesi
Şimşek çakması
Elektrikli torpido balığının varlığı
Yukarıdaki olayların arasındaki ilişki ilk kez, W. Gilbert tarafından XVI.
y.y ’da ortaya konuldu. O, metalik olmayan maddelerin, birbirini elektriksel
çekme özelliği gösterenlerini listelemiş ve bu maddelere elektrikli ve yüklü
nitelemesinde bulunmuştur. Gilbert, pek çok kez bu cisimlerin birbirlerini
ittiğini deneysel olarak görmesine rağmen, itme olayını açıklayamadığı için
bu etkileşimi görmezlikten gelmiştir. Ondan sonra gelen deneyciler, bu itme
kuvvetini deneysel olarak incelemiştir. Bunların başında Magdeberg
Yarımküreleri deneyiyle Otto von Guericke gelir. Bu deney, bir eksene
geçirilmiş kükürtten topun çevrilmesiyle beraber buna dokunulması halinde
elektrik kıvılcımlarının çıktığını gösterir. Statik elektriğin elde edilmesi
bu deneyle gösterilmiştir.
XVIII. y.y ’ ın başlarında İngiliz deneyci S. Gray ; 650 ft. (~200 m.)’
den uzun olan nemli bir ip boyunca elektrik yükünün iletimini
gerçekleştirdi. Ayrıca elektriksel çekme kuvvetinin metal bir nesneden diğer
bir cisme aktarılabileceğini gösterdi. Hemen hemen ayni zamanda; Fransız C.
Dufay, yalnızca iki tür elektriklenmenin olabileceğini ortaya koydu. Buna
göre; farklı yükler birbirini çekerken ayni yükler birbirini iterdi. Bu,
ayni zamanda kapsamlı ilk elektrik teorisiydi. Dufay’ ın teorisini
geliştiren B. Franklin, farklı iki elektrik türüne pozitif ve negatif
adlarını verir. Elektriğin akıcı nitelikte olduğunu öne süren Franklin;
teorisinde, yük hareketinin yönünün pozitiften negatife doğru olduğunu ve bu
hareketin, pozitif yüklerin yer değiştirmesiyle meydana geldiğini ortaya
koyar. Bu teoriler oluşturulurken bir yandan da pil yapımı ve elektriğin
depolanması ile ilgili çalışmalar ilerler. Leyden şişesinin yapılmasıyla ilk
kez elektrik depo edilirken bir İtalyan tıpçı olan L. Galvani 1786’ da
değişik metaller kullanarak kurbağanın iç organlarının incelenmesi
sırasında; kurbağanın bacak kaslarının kasıldığını gözlemler. Galvani’ nin
sonuçlarını duyan A. Volta, birkaç yıl sonra bu olayın iki farklı metalden
kaynaklandığı sonucuna ulaşır. Yaptığı deneylerde iki adet çeşitli cinste
metal alarak bunların arasına değişik sıvılar koyar. Elde ettiği sonuçlardan
hareketle 1800 yılında elektrik pilini icat eder. Öte yandan A. Coulomb,
kendi buluşu olan burulma terazisi‘ ni kullanarak yüklü cisimler arasındaki
elektrik kuvvetlerini nicel olarak ölçer. Sonuçta, elektriksel kuvvetin bir
ters kare kuvvet olduğunu bulur.Bu iki elektirksel yük arasındaki
elektriksel kuvveti Coulomb Kuvvet'i olarak adlandırılır.
Elektrik ve manyetizma arasındaki ilişki Danimarkalı bilim adamı H.
Oersted’ in, bir gösteri deneyi sırasında üzerinden elektrik akımı geçen
telin, yakınındaki pusulayı saptırdığını bulmasıyla 1819’ da açığa çıktı.
Bundan birkaç yıl sonra Alman fizikçi G. S. Ohm, bir tele uygulanan gerilim
ile o telden geçen akım arasında bir bağıntı olduğunu bulur. Gerilimin
telden geçen akıma oranına o telin direnci adını verir. Bu arada Oersted’ in
gözlemlediği elektromanyetik olay; J. B. Biot, F. Savart ve A. M. Ampére
tarafından matematiksel olarak ifade edilir. Yine ayni yıllarda M. Faraday
ve J. Henry, elektrik akımı ile manyetizma arasındaki başka ilişkileri
gösterdiler. Bir devrenin yakınında bulunan bir mıknatısı hareket ettirerek
yada başka bir devredeki akımı değiştirerek o devrede elektrik akımı
oluşturdular. Bu çalışmalar, ilk elektrik motorunun yapımıyla sonuçlandı.
Yine, Faraday manyetik alanın varlığını mıknatıs etrafında toplanan demir
tozlarının şekillenimi yardımıyla ispatladı. Ancak elektrik ile manyetizma
arasındaki nihai ilişki en açık dille J. C. Maxwell tarafından 1873’ te
gösterilir. Maxwell’ in ortaya attığı denklemler, ışığın yapısını ve
boşluktaki yayılımını açıklarken, ayni zamanda havada elektromanyetik
dalgaların nasıl bir yerden bir yere aktarılabileceğini de ortaya koyuyordu.
Nitekim; R. Hertz 1888’ de elektromanyetik dalgaları laboratuarda
oluşturarak Maxwell’ in öngörülerini doğruladı. Basit bir verici devresinde
oluşturulan elektrik kıvılcımları, aralarında hiçbir bağlantı olmadan alıcı
devrede elde edildi. Çok geçmeden, 1890 yılında Markoni, ilk radyoyu yapar
ve Hertz’ in bu buluşunun haberleşmedeki önemi gösterilmiş olur. Bugün
günlük yaşantımızdan uzay çalışmalarına kadar pek çok alanda buluş
kullanılmaktadır.
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 - Turkiye / Denizli
Ana Sayfa /
index /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL/Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri /UFO Technology/Duyuru
Kuantum Teleportation /Kuantum Fizigi
/Uçaklar(Aeroplane)
New World Order(Macro Philosophy)/Astronomy
|
|