1 2 3
Zaman
Yolculuğunu
Araştırma
Merkezi
© 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkey/Denizli
3. Eylemsiz Sistemlerde Fizik Yasaları
Eylemsiz sistemlerde fizik yasaları aynıdır. Daha
açık söylemek gerekirse, birisi ötekine göre düzgün doğrusal hareket
eden iki eylemsiz sistemin birisinde geçerli olan fizik kuralları
diğerinde de aynen geçerlidir. Dolayısıyla, bir eylemsiz sistemin
ötekine üstünlüğü yoktur. Bu özelik, fizik yasaları için istediğimiz
eylemsiz konuşlanma sistemini seçebileceğimiz anlamına gelir.
K ve K' iki
eylemsiz konuşlanma sistemi olsun ve K' sistemi
K ya göre sabit v hızıyla
Ox doğrultusunda hareket etsin. Bir
P noktasının (cisminin - şekildeki top) bu
iki sisteme göre konaçları (koordinatları), sırasıyla, (x,t) ve
(x',t') olsun. Bu konaçlar arasında
x' = x - vt , t' = t
bağıntısı vardır. Burada, her iki sistemde zaman
koordinatlarının (saatlerin) aynı olduğunu varsayıyoruz (t = t')
K sistemi içindeki bir gözlemciye göre bir t anında
topun yatay eksendeki konumu x = x' + vt dir. K' sistemi
içindeki bir gözlemciye göre ise aynı t = t' anında topun yatay
eksendeki konumu x' dür. Yukarıdaki bağıntıdan
x = x' + vt , t = t'
yazabiliriz. Galilei dönüşümü
denilen bu bağıntıları kullanarak, cismin bir eylemsiz sistemdeki
konumunu biliyorsak, öteki sistemdeki konumunu daima bulabiliriz.
Yukarıda söylediğimiz kuralı, şöyle de ifade edebiliriz:
"Fizik kuralları Galilei dönüşümü altında
değişmezler."
Aşağıdaki şekiller, Galilei dönüşümünü daha iyi anlamamızı
sağlayacaktır
-
Galilei
dönüşümünün anlamı
-
Galilei dönüşümünün
Uzay-zaman diyagramı
4. Newton'un İkinci Yasası
Bir F kuvveti kütlesi m
olan bir cisme etki ederse cismin kazanacağı ivme
F kuvvetiyle doğru, m
kütlesiyle ters orantılıdır. Bu demektir ki
Newton's second law is an example of a law that is
valid in all inertial frames. It
says that if a force F is acting on an object of
mass m, then its acceleration is proportional to
F but inverse proportional to m.
In other words
- Ağır cisimleri ivmelendirmek için daha büyük kuvvet gerekir, ve
- Etki eden kuvvet büyüdükçe, cismin ivmesi artar.
Newton'un İkinci Yasası eylemsiz konuşlanma sistemlerinde geçerlidir.
a ivme olmak
üzere, sözkonusu yasayı şu formülle ifade ederiz:
F = ma.
Bu yasa, eylemsiz bir K sisteminde geçerli ise,
başka eylemsiz bir K' sisteminde de geçerlidir. Böyle
olduğunu göstermek kolaydır. Gerçekten, K ve K'
sistemlerindeki hızları, sırasıyla u, u'
ile ivmeleri a, a' ile gösterirsek,
x' = x - vt , t' = t
bağıntısından, yolun zamana göre türevini alarak, hızlar arasında
u' = u - v
bağıntısını buluruz. Benzer şekilde, hızın zamana göre türevini
alarak, ivmeler arasında
a' = a
bağıntısını hemen çıkarabiliriz.
5. Eylemli (İvmeli) Sistemlerde Fizik Kuralları
Eylemli sistemlerde Newton'un ikinci hareket yasası
geçersizdir:
Uzayda yerküre etrafında dönen bir uzay gemisini düşünelim. Gratitasyon
gemiye ge gemi içindeki her şeye etki eder, ama gemi içindeki hiç bir
cisim gemiye göre ivme kazanamaz. Bu duruma
ağırlıksız ortam denir. Ağırlıksız ortam
gravitasyonsuz ortam demek değildir.
İşin aslına bakarsak, gravisayonsuz olsa, uzay gemisi dünya etrafındaki
yörüngesinde duramaz, uzaklaşırdı. Gerçekte olan şey şudur: Uzay gemisi
ve içindeki her şey dünya merkezine doğru devamlı düşme halindedirler.
Fizik derslerinden anımsayacağınız gibi, (hayali) bir
merkezkaç kuvvet uygulayarak eylemli
sistemlerde de F = ma yasasını geçerli
kılabiliriz. Merkezkaç gibi hayali kuvvetlere
eylemsizlik kuvvetleri diyoruz. Eylemsizlik kuvvetleri, cisme
ivme kazandırmaya çalışan kuvvet(lere) karşı duran kuvvetlerdir.
Şimdilik, eylemsiz ve
eylemli sistemlerde fizik yasalarının farklı uygulanacağını
bilmemiz yetecektir.
6. Özel ve Genel Görelilik Kuramları
Görelilik Kuramı, hızı ışık hızına yaklaşan cisimlerin hareketini
inceler. Işığın hızı c=3×108m/sn
dir. Newton'un ikinci yasası, hızı ışık hızına yaklaşan cisimler
için geçerliğini yitirir. Görelilik Kuramı, Newton Mekaniğinin bu
eksikliğini giderir.
Özel Görelilik Kuramı, yalnızca eylemsiz konuşlanma sistemlerine
uygulanır. Genel Görelilik Kuramı, eylemli sistemlere de uygulanır. Bu
derslerde önce özel görelilik kureamını ele alacağız. Özel Görelilik
Kuramını 1905 yılında ortaya atan Albert Einstein, genel görelilik
kuramı için tam 10 yıl harcamış ve kuramını 1915 yılında yayınlamıştır.
Özel Görelilik Kuramı oldukça basit matematiksel formüllerle
açıklanabilir. Genel Görelilik Kuramını açıklamak için farklı
matematiksel yapılar kullanılabilir. Einsten, Riemann geometrisine ve
tensör hesaba dayalı bir yöntem izlemiştir. Aradan gen yüzyıl boyunca,
genel görelilik kuramını açıklamak için çok daha elverişli cebirsel
yapılar ortaya konulmuştur. İki kuram arasındaki farkı ortaya koymak
için, aşağıdaki tabloya baka
Maddenin hızı |
Eylemsiz Sistemlerde
|
Eylemli Sistemlerde
|
Işık hızından çok çok az
|
Newton yasaları |
Newtonyasaları + Hayali Kuvvetler |
Işık hızına yakın |
Özel Görelilik Kuramı
|
Genel Görelilik Kuramı
|
7. Biraz Tarih
Newton hareket yasaları 17.yüzyılda ortaya
kondu. Newton Mekaniği diye adlandırılan bilim dalına esas olan Newton
hareket yasaları, bilimde atılmış en büyük adımlardan biridir. 18. ve
19. yüzyıllarda Newton Mekaniği sayesinde muazzam bir teknoloji
yaratıldı, gök cisimlerinin hareketleri belirlendi. Bu gün bile Newton
Mekaniği yok sayılırsa, elimizde 20. yüzyıl teknolojisi yok olur.
Maxwell
Newton hareket yasaları çok önemli olmakla beraber, ışık hızına yakın
hızlarda hareket eden cisimlere uygulanamıyor. 19. yüzyılın ortalarında
Maxwell elektrik ve magnetizma arasındaki ilişkileri kuran önemli bir
kuram geliştirdi. Bu kurama göre, elektromagnetik dalgalar ışık hızıyla
yayılmaktadır. Başka bir deyişle, ışık, elektromanyetik dalgalar halinde
yayılmaktadır.
Newton hareket yasalarını belirleyen matematiksel
denklemler Galilei dönüşümü altında değişmiyordu (invariant). Ama,
Maxwell denklemlerinin Galilei dönüşümü altında değiştiği (non-invariant)
görüldü. Maxwell denklemi bir eylemsiz sistemde geçerli kabul edilse,
ışık hızını belirleyen denklemler başka bir eylemsizlik sistemine
dönüştüğünde tamamen değişmektedirler.
Bu demektir ki, Newton Mekaniğinde kabul edildiği gibi,
fizik yasaları her eylemsiz sistemde aynı
değildir.
Bu gerçeğin ortaya çıkması, 20. yüzyıl başlarında fizik yasalarına
bakışımızı tümüyle değiştirecektir.
Bu güçlüğün çözümü için çeşitli görüşler ileri sürüldü. En geçerli
görünen görüş ether kuramıydı. Ses dalgalarının yayılabilmesi için hava,
su vb bir ortamın olması nasıl gerekiyorsa, ışık dalgalarının da
boşlukta yayılabilmesi için bir ortama gereksinimi vardır. Bütün uzay
boşluğunu doldurduğu varsayılan bu maddeye ether
denildi.
Maxwell denkleminin belirlediği ışık hızı ether'e
göreli olarak belirleniyor olmalıydı. Eğer gözlemcinin gözlediği ışık
hızı Maxwell denkleminin belirlediğinden farklı ise (ki bu çok küçük bir
farktır), bunun nedeni, fizik kurallarının her eylemsiz sistemde aynı
olmaması değil, gözlemcinin eylemsizlik konuşlanmasının
ether'e göre hareket ediyor olmasıydı.
Michelson-Morley
Yüz yıl kadar önce Michelson & Morley adlı iki bilim adamı, uzay
boşluğunun ether ile dolu olduğu varsayımını çürüttüler. Aslında,
deneylere başlarken ether'in varlığına inanıyor ve onu kanıtlamak
amacını güdüyorlardı.
Beklentilerin aksine, boşlukta ether olmadığı, ışık hızının
gözlemcinin hızına (onun bulunduğu eylemsiz sistemin hızına) bağlı
olmadığı, her sistemden aynı hızla göründüğü kanıtlandı.
Ortaya oldulça ilginç bir durum çıkmıştı. Maxwell denklemlerine göre
ışık hızı bir eylemsiz sistemden ötekine değişiyordu. Ama Michelson &
Morley deneyi, ışığın her eylemsiz sistemden aynı göründüğü sonucunu
veriyordu.
Şimdi problem şuna dönmüştü: Işığın hızı neden her eylemsiz sistemden
aynı görünüyordu? Bunun yanıtı ancak, eşzamanlılık kavramımızın
değişmesiyle verilebilirdi. Bunu 1905 yılında Einstein,
Özel Görelilik Kuramı'nı ortaya atarak
çözdü.
8. Lorentz Dönüşümü
Özel Görelilik Kuramı özetle şunu söylüyor. Işığın hızının her
eylemsiz sistemden aynı (sabit hız) görünmesinin nedenini anlamak için,
bir sistemden ötekine geçerken kullandığımız dönüşümleri
değiştirmeliyiz. Galilei dönüşümleri
dediğimiz
dönüşümler ışık hızı için yetersizdir. Onun yerine
Lorentz Dönüşümleri denilen
dönüşümler kullanılmalıdır:
Buradan görüldüğü gibi, bir frame ötekine göreli olarak sabit v
hızıyla gidiyorsa ve v<Lorentz
dönüşümü Galilei dönüşümüne indirgenmiş
olur. O halde, Galilei dönüşümü, Lorentz dönüşümünün özel bir halidir.
Gerçekten, Maxwell'e kadar Galilei
dönüşümüyle bir sorun yaşanmamış olmasının nedeni, ele alınan
v hızlarının ışık hızından çok çok küçük olmasıdır.
Bu söylediklerimizin sağlandığını matematiksel olarak kolayca
gösterebiliriz. Gerçekten, Işık hızı'nın
(x,t) and (x',t') frameleri içinde aynı olduğunu görmek
için aşağıdaki usavurma yeterlidir. t'=t=0 anında x'=x=0
başlangıç noktasından bir ışık hüzmesi yola çıksın.
Işığın hızı c olduğundan,
t=T anında, sözkonusu ışık hüzmesi (x,t) frami içinde x=cT
noktasına ulaşacaktır. Oysa, öteki frame içinde ışığın konumu
olarak gözlenecektir. O halde, (x',t') frami içinde
Işığın hızı
olacaktır.
Aşağıdaki şekil Lorentz Dönüşümünü
temsil etmektedir.
İki frame içinde ışık hızının aynı olduğunu
gösteren uzay-zaman çizeneği:
9. Eş Zamanlılık
Lorentz Dönüşümü'nden
sezinlenebileceği gibi, t=t' gibi basit bir bağıntı olmayacağına
göre zaman göreli bir kavram halini
almaktadır. Gerçekte bunun anlamı eşzamanlılık
kavramının hangi eylemsiz konuşlanma sistemi içinde olduğumuza bağlı
olduğudur. Bu durum, ışık hızının
hangi eylemsiz konuşlanma sistemi
içinde olduğumuza bağlı olmadığından çıkar.
Hareket halindeki bir tren vagonunun tam ortasında bir lamba olsun.
Lamba yandığında ışık hüzmesi hem trenin gidiş yönüne hem onun ters
yönüne c=3×108m/sec hızıyla
yayılacaktır.
Vagonun içindeki bir gözlemci, ışığın vagonun önüne ve arkasına aynı
anda (eş zamanlı) ulaştığını görecektir.
Öte yandan, tren dışındaki bir gözlemci için durum farklıdır. Işığın
hızı, gözlemcinin içinde bulunduğu eylemsiz sistememe bağlı olmaksızın,
her gözlemciye göre aynıdır ve vagonun her iki yönüne doğru
c hızıyla gider. Vagonun arkası kendisine doğru gelen
ışığa yaklaşırken, vagonun önü kendisine doğru gelen ışıktan
uzaklaşmaktadır. Dolayısıyla, ışık vagonun arkasına daha çabuk, vagonun
önüne daha geç ulaşacaktır. Demek ki, bu iki olay, yerdeki gözlemci için
eş zamanlı değildir.
Görüldüğü gibi, tren içindeki gözlemciye eşzamanlı görünen iki olay
tren dışındaki gözlemciye farklı zamanlarda olan iki olay olarak
görünmektedir.
Oyunu biraz daha eğlenceli kılmak için, trenden daha hızlı giden bir
yarış arabası içindeki gözlemcinin olayları nasıl göreceğine bakalım.
Gene, ışığın hızının, gözlemcinin içinde bulunduğu eylemsiz sistememe
bağlı olmaksızın, her gözlemciye göre aynı olduğunu ve vagonun her iki
yönüne doğru c hızıyla gittiğini anımsayalım.
Yarış arabası trenden daha hızlı olduğu için, arabadaki gözlemciye
göre tren ters yönde gitmektedir. Buna göre, vagonun önü kendisine
doğru gelen ışığa yaklaşırken, vagonun arkası kendisine doğru gelen
ışıktan uzaklaşmaktadır. Dolayısıyla, ışık vagonun
arkasına daha geç, vagonun önüne daha erken ulaşacaktır. Demek
ki, bu iki olay, arabadaki gözlemci için eşzamanlı
değildir.
Sonuç: Bir vagonda
geçen iki olayın kronolojik sırası yerdeki, vagondaki ve trenden hızlı
giden bir araçtaki üç gözlemci tarafından farklı görünmektedir. O halde,
farklı eylemsiz sistemlerde eşzamanlılık
olamaz.
Tren ve Işık Problemi:
Işığın vagonun önüne ve arkasına ulaşmasının kronolojik sırası
gözlemcinin hangi eylemsiz sistem içinde olduğuna bağlı olarak değişir.
- Yerdeki (x,t) eylemsiz sistemine göre, A olayı B
olayından önce olmaktadır.
- Trendeki (x',t') eylemsiz sistemine göre, A olayı
ile B olayı eşzamanlı (aynı anda)
olmaktadır.
- Trenden daha hızlı giden spor arabadaki (x'',t'') eylemsiz
sistemine göre, A olayı B olayından
sonra olmaktadır.
, yukarıda açıklanan eşzamanlılık kavramının farklı eylemsiz
sistemler için varolamayacağı gerçeği, Işık hızının her gözlemciye göre
aynı olmasının doğal bir sonucudur.
Yukarıda açıklanan üç ayrı sistemden ışığın
görünüşünün uzay-zaman çizeneği
10. Işıktan Daha Hızlı Hareket
Eğer öncelik, eşzamanlılık ve
sonralık kavramları gözlemciye göre
değişiyorsa, bir olayın başka bir olayı yarattığı
nedensellik kavramını nasıl açıklayacağımızı ciddi olarak
düşünmeliyiz.
Bunu biraz açıklamakta yarar vardır. Eğer bir A olayı
başka bir B olayının olmasının nedeni ise, A
olayı B olayından önce olmalıdır. Ama, bir gözlemci
A olayının B olayından önce olduğunu, başka bir
gözlemci ise A olayının B olayından sonra
olduğunu gözlüyorsa, nedensellik konusunda bir uyuşmazlık ortaya
çıkacaktır.
Bir A noktasından atılan bir ok B
noktasındaki elmayı vursun. Okun atılışına A
olayı, elmanın vuruluşuna da B olayı diyelim.
Önceki bölümde ele aldığımız uzay-zaman diyagramlarını bu iki olay için
tekrarlayalım:
- A da ok atıldı
- Atılan ok A ve B yi birleştiren doğro
boyunca yol aldı.
- Ok B ye ulaşınca elmayı vurdu.
(x,t) sisteminde, ok atıldıktan sonra
elma vurulur. (x',t') sisteminde, okun atılışı ile elmanın
vuruluşu eşzamanlıdır .
(x'',t'') sisteminde, elma ok atılmadan önce
vurulmuş olacaktır. Bu çelişki nereden geliyor? Biraz düşününce,
çelişkinin kaynağını göreceğiz. A da B ye giden okun ışık hızından daha
hızlı hareket ettiğini varsayıyoruz. Oysa, görelilik kuramına göre hiç
bir cisim ışık hızından daha hızlı hareket edemez.
Ok ışıktan hızlı gitseydi ne olurdu?
Let's consider another example. This thought experiment is discussed
in Chapter 7 of the book "The Einstein Paradox and other Science
Mysteries Solved by Sherlock Holmes" by Colin Bruce (Perseus Books, ISBN
0738200239). Assume that instantaneous
communication were possible between remote points. In the
spacetime diagram below, A and D are standing by the railroad tracks
along which a speeding train passes by carrying B and C. Consider the
following sequence of events:
- A sends a message to B as the leading car carrying B passes by.
- B relays the message to C riding the last car of the train via the
instantaneous communication
device.
- C relays the message to D who is standing by the railroad tracks.
- D relays the message back to A via the
instantaneous communication device.
It is clear from the spacetime diagram that A will receive the
message from D before he has sent out the
original!
What can happen if instantaneous
communication were possible
As these examples show, contradictions can occur if objects or
signals could travel faster than the speed of
light. You could have arrows hitting their targets before
they are shot or messages received before they are sent. However, if
nothing could travel faster than the speed of
light, we would not have this difficulty. This is because for
objects or signals traveling at speeds slower than the
speed of light from point A
to point B, all observers will agree that A happened
before B.
Chronological order of timelike (AB) and
spacelike (CD) separated events in different frames
So faster than light travel is impossible. This also means that
Newton's second law must be modified since it says that you can
accelerate anything to any speed you want. (Note that Newton's
first law is still correct.) We won't be looking at HOW it has to be
modified though, since it would be too mathematical. All you need to
know is that the real theory says that you cannot accelerate things
beyond the speed of light. (I'll add a section dealing with how Newton's
second law must be modified later.)
Some science fiction writers think that some new invention (like the
warp drive, whatever that is) may let us accelerate to speeds
faster than c. What you need to understand is that
faster than light travel breaks causality
so that it is inconceivable that some new invention is going to let us
do it. Otherwise, we can have faster than light speed travel before we
invent it!
11. Saatlerin Eşzamanlaştırılması (Synchronization)
Eşzamanlılık kavramının göreli oluşu
bazı sonuçlar doğuracaktır. Bu sonuçlardan birisi şudur: Bir frame
içinde senkronize edilen saatler başka bir frame içinden senkronize
edilmemiş görünür.
Yerdeki frame göre senkronize edilmiş saatler
Yarış arabasına göre senkronize edilmiş
saatler
12. Zaman Genişlemesi (Time Dilation)
Eşzamanlılık kavramının göreliliğinin önemli
sonuçlarından birisi şudur: Farklı eylemsiz konuşlanma sistemlerinde
zamanın akış hızı farklıdır. Buna zaman
genişlemesi (time dilation) diyoruz.
İki saatin hızını karşılaştırmak için, şöyle basit bir yol izlenebilir.
- Bir başlangıç anı seçilir ve her iki saatin o anda (aynı anda)
aynı zamanı göstermesi (senkronize) sağlanır.
- Aradan belli bir süre geçtikten sonraki bir anda (aynı
anda) her iki saat okunur.
Bu işi yaparken, parantez içindeki "aynı
anda" deyimini söylemeye bile gerek görmüyoruz. Çünkü o
yapacağımız mukayese için doğal olarak gereklidir. Oysa "aynı
anda" deyimi "eşzamanlılık"
deyimidir. Ama biliyoruz ki, farklı gözlemcilere göre "eşzamanlılık"
olamaz.
Bunu uzay-zaman çizeneğinden görebiliriz. (x,t) ve (x',t')
eylemsiz sistemlerinin başlangıç noktaları belli bir anda çakışık olsun.
Ayrıca, bu çakışma anında saatleri senkronize edilmiş olsun (Yukarıdaki
1. Adım). (x,t) sistemine göre (x',t') sistemi sabit
bir v hızıyla hareket ediyor olsun. Bir süre
sonra, saatler birbirinden uzaklaşacak ve onları üst üste çakıştırıp
aynı anda gösterdikleri zamanı okuma olanağı kalmayacaktır. (x,t)
sistemindeki gözlemci belli bir anda kendi saati ile (x',t')
sistemindeki saati mukayese edince, öteki saatin geri kaldığını
görecektir. Tersine olarak, (x',t') sistemindeki gözlemci aynı
anda kendi saatini (x,t) sistemindeki saat ile mukayese
edince, öteki saatin geri kaldığını görecektir. Başka bir deyişle, her
gözlemci, ötekinin saatinin yavaş gittiğini görecektir. Bunun nedeni,
eşzamanlılık olduğunu varsaymamızdır.
Zaman genişlemesini gösteren uzay-zaman
çizeneği
Lorentz Dönüşümüne göre, birbirlerine göre v hızıyla hareket eden
(x,t) ve (x',t') eylemsiz sistemlerinin saatleri,
sırasıyla, T ve T' ile gösterilirse, bunlar arasında
bağıntısı vardır. Bu bağıntıdan hemen görüleceği gibi T > T'
dür. Bu etkiye zaman genişlemesi (time
dilation) diyoruz.
13. Lorentz Daralması
Eşzamansızlık kavramının sonuçlarından birisi de
uzunlukların gözlemciye bağımlı olarak
değişmesidir.
Bir şeyin uzunluğunu nasıl ölçeriz? Uzunluğu ölçülecek cismi bir eksen
(skalası olan bir doğru) üzerindeymiş gibi düşünür ve cismin iki
ucunun skaladaki karşılıklarını okur, bunlar arasındaki farkı buluruz.
Bulduğumuz fark o cismin uzunluğudur.
Acaba, konu bu kadar basit midir? Basit olmadığını bir örnekle
açıklayalım.
Bir tren vagonunun uzunluğunu ölçmek isteyelim. Tren istasyonda duruyor
iken, vagonun iki ucu arasındaki rayın uzunluğunu ölçersek, trenin
uzunluğunu bulabiliriz. Ama tren hareket ediyorsa ne
yapabiliriz? Vagonun arka ucunun ray üzerindeki izdüşümünü
işaretleyip, ön ucu için aynı işi yapmak üzere öne doğru çok çok hızla
gitsek bile, tren hareket halinde olduğu için belli bir yol alacak ve
ölçümlememiz vagunu daha uzun gösterecektir. Tersine olarak,
önce vagonun önünden ölçümlemeye başlasak, bu kez tren olduğundan daha
kısa çıkacaktır. Tabii, pratikten kaynaklanan bu sorunu çözmek kolay
görünüyor. Vagonun her iki ucun içim ölçümlemeyi
aynı anda (eşzamanlı) yaparız. Oysa bu iş, ancak aynı konaç
sisteminde isek yapılabilir. Farklı konaç sistemlerindeki gözlemciler
için eşzamanlılık yoktur.
Şimdi, cismin ya da eksenin ötekine göre hareket ettiğini düşünelim.
Örneğin,
Bu işi, ancak cisim ve eksen birbirlerine göre hareketsiz iseler
yapabiliriz. Yani, her ikisi de aynı bir eylemsiz konuşlanma sisteminde
iseler...
Vagon içindeki gözlemci, vagonun ön ve arkası arasındaki uzunluğu,
kendi kon sistemine göre, vagonun ön ve arka duvarlarını eşzamanlı
olarak eksen üzerine izdüşürerek, vagonun uzunluğunu L' olarak ölçsün.
Yerdeki gözlemci de kendi kon sistemine göre, vagonun uzunluğunu L
olarak ölçsün. Trenin hızı v ise, Lorentz
dönüşümüne göre L ile L'
arasında
bağıntısı vardır. Buradan görüldüğü gibi, L > L'
dür. Bu demektir ki, yerdeki gözlemci hareketli treni daha kısa
görecektir. Bunun nedeni, farklı gözlemciler arasında
eşzamanlılık olamayışıdır. Bu etkiye
Lorentz Daralması diyoruz.
Lorentz Daralması için uzay-zaman çizeneği
Hareketsi iken cismin uzunluğuna onun doğal uzunluğu diyoruz. Bir
cismin doğal uzunluğu, hareket halindeki uzunluğundan daha büyüktür.
Başka bir deyişle, hareket eden cisimler (hareket yönünde) daha kısa
görünürler. Bu etkiye Lorentz Daralması (Lorentz
contraction) diyoruz. Lorentz Dönüşümü bu daralmanın
oranını vermektedir.
14. Eylemsiz Kon Sistemlerinin Denkliği
Yerdeki bir gözlemciye göre (sabit eylemsiz kon
sistemi), hareketli eylemsiz sistemdeki
uzunlukların küçüldüğünü ve saatlerin
yavaşladığını söyledik.
Öte yandan, trendeki bir gözlemciye göre, trenin
eylemsizlik kon dizgesi sabittir, yerdeki eylemsiz kon sistemi ise
(trene göre ters yönde) hareket etmektedir. Bütün eylemsiz kon
sistemleri denk olduğuna göre, trenden bakınca yerdeki uzunlukların
küçüldüğünü ve saatlerin yavaşladığını gözlemlemeliyiz.
Bu oluşumda bir çelişki yoktur. Farklı kon sistemlerinden
bakıldığında olayların farklı görünebileceğini göstermektedir.
15. İkizler Paradoksu (The Twin Paradox)
Yirminci yaş gününde ikiz kardeşlerden birisi çok hızlı giden bir
gemiyle uzay yolculuğuna çıksın. Seyahat, dünya zamanına göre yıllar
(diyelim 40 yıl) sürsün. Dünyadaki konaç sistemine göre, hızlı uzay
gemisinde zaman genişlemesi (yavaşlaması) olacağından, seyahat eden ikiz
daha az yaşlanacaktır (diyelim 10 yıl). Geri döndüğünde, dünyadaki
kardeşi 60 yaşında, kendisi ise 30 yaşında olacaktır. Öte yandan,
hareket göreli olduğu için, uzay gemisindeki konuşlanma sistemine göre,
dünya gemiden hızla (ters yönde) uzaklaşmaktadır. Aynı nedenle, bu kez,
gemideki ikiz 60 yaşında, dünyadaki ikiz ise 30 yaşında olacaktır. Bu
bir paradoks gibi görünmektedir. Çözüm için kendinizi deneyiniz.
16. Sonuçlar
Özel Görelilik Kuramı ile ilgili
olarak aklımızda kalması gerekli olanlar şunlardır:
- Hangi eylemsiz sistemde ölçüldüğüne bağlı olmaksızın
Işığın kızı sabittir.Göreliliğin
bütün sonuçları, deneye dayalı bu basit varsayımdan çıkar.
- Eşanlılık göreli bir
kavramdır. İki olayın oluşunun kronolojik sırası gözlemcilerin
eylemsiz sistemine bağlıdır.
- Işık hızından daha hızlı hareket veya iletişim olanaksızdır. Aksi
halde nedesellik -casuality-
bozulur.
- Zaman gecikmesi ve
Lorentz kısalması gibi ilginç
fenomenler öngörülmüş ve gözlenmiştir.
- Fizik eğlencelidir!
17. Ünlü Kişiler
Aşağıdaki adlar, bu dersin konusu ile ilgili önemli bulguları olan
bilim adamlarından bazılarıdır.
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa /
index /Roket bilimi /
E-Mail /
CetinBAL /
New World Order(Macro Philosophy)
UFO Technology /
Time Travel Technology /
Kuantum Fiziği |