|
Astronomi -Yıldızlar -Güneş Sistemi
Astronomi (Yunanca:
αστρονομία = άστρον + νόμος,
astronomia = astron + nomos, "yıldızların
kanunu") yörüngesel
cisimleri ve Dünya atmosferinin
dışında gerçekleşen, yıldızlar,
gezegenler,
kuyrukluyıldızlar,
kutup ışıkları,
gökadalar
ve kozmik fon radyasyonu
gibi gözlemlenebilir tüm olay ve olguları inceleyen
bilimdir.
Evrenin doğuşu ve büyümesi,
evrimi, gökcisimlerinin fiziksel
ve kimyasal
özellikleri konumlarının hesaplanması ile ilişkilidir.
Astronomi gözlemleri
salt astronomi ile ilişkili değildir, aynı zamanda
genel görelilik kuramı
gibi fizikte çok önemli bir yeri olan teorilerin ispatı için de bilgi
sağlarlar. Gözlemsel astronomiye bir tamamlayıcı etken olarak
teorik astrofizik
de astronomik oluşumları açıklamaya çalışır.
Astronomi, en eski bilimsel
metodolojilerden birine sahiptir.
Antik Yunan'da oluşan astronomi
metodolojisi, ileri gözlem yöntemlerinin ve araçlarının geliştirilmesinin
erken dönemlerde gerçekleşmesini sağlamıştır (bk.
arkeoastronomi)
Tarihte amatörler, pek çok önemli astronomik keşfin altına imzalarını
atmışlardır ve astronomi, günümüzde hala amatörlerin önemli roller
oynayabileceği pek az bilimden biridir (özellikle geçici durumların
gözlemlenmesinde).
Modern astronomi,
astroloji
ile karıştırılmamalıdır. Astroloji, insanların yaşamlarının ve
karakterlerini gökcisimlerinin konumlarından etkilendiğini iddia eden bir
inanç sistemidir. Her ne kadar her
iki alan da aynı kökenden gelse
de, ikisi birbirinden tamamen farklıdır. Astrologların aksine astronomlar
bilimsel yöntemi kullanırlar.
Açık yıldız kümesi veya kısaca açık küme,
aynı dev moleküler buluttan
meydana gelmiş birkaç bin yıldızdan
oluşan bir yıldız grubuna verilen isimdir. Kümelenme dağınıktır ve bir
merkez etrafında değildir. Açık kümeler sadece, aktif yıldız oluşumun
olduğu, sarmal
ve düzensiz gökadalarda
bulunurlar. Genellikle birkaç yüz milyon yıldan daha gençtirler. Açık
yıldız kümelerine örnek olarak
Ülker ve
Hyades
yıldız kümeleri verilebilir.
Açık yıldız kümesi veya kısaca açık küme,
aynı dev moleküler buluttan
meydana gelmiş birkaç bin yıldızdan
oluşan bir yıldız grubuna verilen isimdir. Kümelenme dağınıktır ve bir
merkez etrafında değildir. Açık kümeler sadece, aktif yıldız oluşumun
olduğu, sarmal
ve düzensiz gökadalarda
bulunurlar. Genellikle birkaç yüz milyon yıldan daha gençtirler. Açık
yıldız kümelerine örnek olarak
Ülker ve
Hyades
yıldız kümeleri verilebilir.
Yıldızın adı : Antares
A/B (Bayer: Alpha Scorpii, Flamsteed: 21 Scorpii)
Takımyıldızı :Akrep (Latince: Scorpius, İngilizce: Scorpion)
Görünür büyüklüğü :0,96Mutlak büyüklüğü :-5,28
Spektrum türü :M1.5Iab-Ib/B4
Uzaklığı :604
Işık yılı Samanyolu'nda yer alan parlak yıldızların en kırmızı renkli
olanlarından Antares, eskiden Mars'la karıştırılmıştır. Kırmızı dev
yıldızın adı da bu karışıklığı yansıtır: "Ant-Ares", "Mars benzeri"
demektir. Helence bir sözcük olan Ares, Latince adı Mars olan savaş
tanrısının bir diğer adıdır. Büyüklüğü (parlaklık, kadir) birinci
dereceden (genelde 0,96) olan Antares, gökyüzünün en parlak 15.
yıldızıdır; ancak ışıması yarı-düzenli olduğundan parlaklığı yıl içinde az
da olsa değişir.
Dünya'dan yaklaşık 600 ışık yılı uzakta olduğu gözününe alındığında, son
derece parlak bir yıldız olduğu da kolayca anlaşılır. Gerçekten de Antares,
Güneş'ten 10.000 kat daha parlaktır. Ancak Antares soğuk bir yıldızdır.
Yaydığı ışığın büyük kısmı kızılötesi olan Antares'in yüzey sıcaklığı
yaklaşık 3.600 Kelvin derecedir. Yaydığı bu gözle görülemeyen kızılötesi
ışınım da hesaba katıldığında, Antares'in Güneş'ten yaklaşık 60.000 kat
daha parlak olduğu, yani 60.000 kat daha fazla ışıdığı söylenebilir.
Düşük sıcaklığı ve yüksek parlaklığı, Antares'in bir dev yıldız olduğunu
göstermektedir. Antares'in parlaklığı ve sıcaklığı gözönüne alınarak,
çapının yaklaşık 3 astronomik birim (AU) olduğu hesaplanmıştır. (Bir
astronomik birim Güneş'in merkeziyle Dünya'nın merkezi arasındaki uzaklık
olan 149,6 milyon km.'dir.)
Öte yandan Antares o kadar büyüktür ki, yıldızın yuvarlağı (diski),
gökbilimciler tarafından kolayca görülebilmiş ve çapı 3.8 astronomik birim
olarak ölçülmüştür. Bu değer ise, Jüpiter'in yörünge çapının yaklaşık
dörtte üçüdür; bir başka deyişle, Antares güneşin yerine konulacak olursa,
yıldızın yuvarlağının kenarı Dünya'yı da içine almak üzere, Jüpiter'in
yörünge çapının yaklaşık 3/4'üne kadar gelir.
Antares'in parlakılığı ve sıcaklığı, çapının yaklaşık 3 astronomik birim
olduğunu göstermekle birlikte, yuvarlağının görünen çapının 3.8 astronomik
birim olması, yıldızın bizden uzaklığı, sıcaklığı ve kütle yitirdiği
yüzeyin kesin yerinin belirlenememesinden ötürüdür. Çünkü Antares, bir gaz
bulutuyla örtülüdür ve kızgın rüzgarlarla (bkz. güneş rüzgarı) yavaş yavaş
buharlaşarak, olağanüstü bir parlaklıkla ışımaktadır.
Antares'in kızgın rüzgarları içinde görülen eşi ise, ondan yalnızca 3 açı
saniye uzaklıkta ve 5,5 büyüklüğünde bir yıldızdır. Gerçekte iki yıldız
arasındaki uzaklık 550 astronomik birimdir. Bu iki yıldızın birbirleri
çevresindeki dolanımı yaklaşık 2.500 yılda tamamlanır.
Antares'in kütlesinin Güneş'in kütlesinin 15 ile 18 katı arasında olduğu
hesaplanmıştır. Yıldızın gökbilim ölçülerine göre fazla zamanının
kalmadığı ve demir bir çekirdek oluşturabilecek kadar büyük bir kütlesi
olduğu da gözönüne alındığında, sonunda patlayarak parlak bir süpernovaya
dönüşeceği söylenebilir. Bu olayın yaklaşık bir milyon yıl içinde
gerçekleşeceği sanılmaktadır. Bu, patlamanın her an olabileceği anlamına
gelmektedir.
Antares'in eşi olan yıldızın kütlesi ise Güneş'in kütlesinin 7-8 katı
kadardır. Bu kütle, süpernovaya dönüşme sınırının hemen altındadır ve
demir bir çekirdek oluşturmaya elvermediğinden, yıldız sonunda büyük bir
olasılıkla yoğun kütleli bir beyaz cüceye dönüşecektir.
Betelgeuse (Beteljöz, Betelguex, Betelgeuze, Beteiguex, Al Mankib), Avcı
Takımyıldızı'nda yer alan kırmızı dev yıldız.
Yıldızın adı : Betelgeuse (Bayer: Alpha Orionis, Flamsteed: 58 Orionis)
Takımyıldızı : Avcı (Latince: Orion, İngilizce: Orion)
Görünür büyüklüğü : 0,50
Mutlak büyüklüğü : -7,2 Spektrum türü : M1-2Ia-Iab
Uzaklığı : 425 ışık yılı
Samanyolu'nda yer alan Betelgeuse, mavi dev Rigel'den (Beta Orionis) sonra
Avcı Takımyıldızı'nın en parlak ikinci yıldızıdır. Takımyıldızın ortasında
ise avcı Orion'un kuşağını oluşturan üç parlak mavi yıldız (Alnitak,
Alnilam ve Mintaka) yer alır. Betelgeuse adı, Arapça "al-jazua'nın eli"
anlamına gelen "yad al-jauza"dan bozmadır. Al-jauza, eski Arap
mitolojisinde "gizemli kadın"dır. Batılılar için ise Betelgeuse, Helen
mitolojisindeki avcı Orion'un yukarı uzanan sağ kolunun omuz başında yer
almaktadır.
Betelgeuse, gökyüzünün en parlak iki kırmızı devinden biridir. Öteki
Antares'tir. Ayrıca, görülebilecek en büyük yıldızlardan da biridir; öyle
ki, Betelgeuse büyüklüğünde bir yıldıza kolay rastlanmaz. Büyüklüğü
(parlaklık, kadir) birinci dereceden (genelde 0,50) olan Betelgeuse,
gökyüzünün en parlak 10. yıldızıdır. Sıcaklığı ortalama 3.600 Kelvin
derece olan kırmızı dev yıldızın ışıması yarı-düzenli olduğundan,
büyüklüğü periyodik olarak 0,2 ile 1,5 arasında değişir.
(AU) olduğu, yani Yıldızın bizden uzaklığı 425 ışık yılıdır ve çapının
yaklaşık 2,8 astronomik birimGüneş'in çapının 600 katı olduğu
hesaplanmıştır. (Bir astronomik birim Güneş'in merkeziyle Dünya'nın
merkezi arasındaki uzaklık olan 149,6 milyon km.'dir.) Betelgeuse o kadar
büyüktür ki, Güneş'in yerine konulacak olsaydı, yıldızın dış atmosferi
Güneş Sistemi'nin beşinci gezegeni olan Jüpiter'in yörüngesini içine
alırdı. Merkür, Venüs, Dünya ve Mars ise yıldızın içinde kalırlardı.
Kural olarak, bir yıldızın çapı Güneş'in çapının 100 katından fazla ise,
dev yıldız sayılır. Kırmızı dev yıldızlar, kendilerine kırmızı rengi veren
ve yüksek parlaklığı sağlayan yüzey sıcaklıklarının düşük oluşundan
(genellikle Güneş'in yüzey sıcaklığının yarısı kadar) anlaşılır. Kırmızı
devler, büyüklüklerine oranla son derece hafiftirler. Örneğin
Betelgeuse'ün kütlesi Güneşin külesinin yalnızca 15 katıdır. Bir başka
deyişle, Betelgeuse'ün yoğunluğu Güneş'in yoğunluğundan çok daha azdır.
Yıldızın kütlesi ilk olarak 1920'de, California'daki Mount Wilson
Gözlemevi'nde çalışan Francis Gladheim Pease ve Albert A. Michelson adlı
gökbilimciler tarafından hesaplanmıştır. Bu, bir yıldızın kütlesinin
hesaplandığı ilk başarılı çalışmadır. Ayrıca, Güneş'ten sonra yüzeyinin
fotoğrafı çekilen ilk yıldız da Betelgeuse'dür. Bunu, Arizona Tucson'daki
Kitt Peak Ulusal Gözlemevi'nde çalışan gökbilimciler bir radyo teleskobu
yardımıyla gerçekleştirmişlerdir.
Büyüklüğü, sıcaklığı ve kızılötesi ışıması gözönüne alındığında Betelgeuse,
Güneş'ten 60.000 kat daha parlak bir yıldızdır, yani 60.000 kat daha fazla
ışıdığı söylenebilir. Betelgeuse, maddesini güçlü bir rüzgarla (bkz. güneş
rüzgarı) dışarı püskürttüğünden, tozdan dev bir kabukla çevrelenmiştir.
Yıldızı kuşatan bu dış atmosfer ve yıldızın tıpı bir yürek gibi atması,
yüzeyinin kesin yerinin ve gerçekte ne kadar büyük olduğunun
belirlenmesini güçleştirir. Betelgeuse'ün parlaklığı 40.000 ile 100.000
Güneş arasında değiştiğinden, bizden uzaklığı da kesin olarak
belirlenememiştir.
Gerçek değerler ne olursa olsun, Betelgeuse hidrojen yakıtını tüketmek
üzere olan ileri derecede evrimleşmiş bir yıldızdır. Bu nedenle, çekirdeği
büzülerek yoğunlaşmış, dış kısımları ise kabarmıştır. Yıldızın gerçek
durumu üzerine fazla birşey bilinmiyor olsa da, büyük olasılıkla
çekirdeğindeki helyumu karbon ve oksijene dönüştürüyor olmalıdır. Kuramsal
olarak, yıldızın başlangıçtaki olağanüstü kütlesinin, şimdi Güneş'in 12
ile 17 katı arasındaki bir değere düşmüş olduğunu söylenebilir; bu da,
çekirdeğindeki elementlerin neon, magnezyum, sodyum, silikon ve sonuçta
demire dönüştüğü anlamına gelir. Sonuçta Betelgeuse yakıtını tamamen
tükettiğinde kendi üzerine çökecek, ardından bir süpernova gibi patlayarak
büyük olasılıkla son derece küçük ve yoğun bir nötron yıldızına
dönüşecektir.
Betelgeuse patladığında, Dünya'dan yeniay kadar parlak görünecektir. Yani,
patlayan yıldızın gündüzleri de gökyüzünde rahatlıkla görülebileceğini ve
geceleri ise nesnelerin gölge vermesine elverecek kadar parlak olacağını
söyleyebiliriz.
-----------------------------
ANDROMEDA GALAKSİSİ
YEREL GRUP 3.1. Yerel Grup Hakkında Genel Bilgi Galaksiler, uzayda bağımsız
bir topluluk oluşturan yıldızlar, gaz ve tozlardan oluşmuş gök cisimleridir.
Boyutları son derece değişken olabilen galaksiler bazen biribirlerine çok
yakın ve astronomik ölçüler boyutunda çok küçük olarak nitelendirilebilecek
bir hacim içerisinde kümelenebilirler. Bu şekilde birbirlerine yakın konumda
bulunan ve sayıları 10 ile 50 arasında olan galaksi topluluklarına “Grup”
adı verilmektedir. Yine aynı şekilde, sayıları 50’den fazla, hatta
10,000’lere kadar ulaşabilen galaksi toplulukları “Küme” olarak
adlandırılmaktadır. Güneş Sistemimizin içinde bulunduğu Samanyolu Galaksisi
ile en yakın spiral galaksi olan Andromeda Galaksisi’nin de içinde bulunduğu
topluluğa “Yerel Grup” adı verilmektedir. 30’a yakın galaksi üyesi bulunan
Yerel Grubun oluşturduğu zarfın çapı yaklaşık 1.0 Mpc’tir. Yerel Grup içinde
yer alan en parlak 10 galaksi üyesi, parlaklık sırasıyla aşağıda
verilmiştir: Bunlar Galaksi Adı tipi Mutlak Parlaklığı
olarak listelenir.
Andromeda Galaksisi Sb -21m.1
Samanyolu Sb veya Sc -21m.0 M33 Sc -18 m.9
Büyük Macellan Bulutu Irr I -18 m.5
Küçük Macellan Bulutu Irr I -16 m.8 NGC205 E6p -16
m.4 M32 E2 -16 m.4 NGC6822 Irr I -15 m.7 NGC185 de0 -15 m.1 IC1613 Irr I -14
m.8
Yerel Grubun içinde, büyüklükleri yönünden ilk üç sırayı alan Andromeda,
Samanyolu ve M33 galaksileri “Spiral Galaksi” tipinde olup, diğer üyeler bu
üçünün etrafında toplanmışlardır. Grubun diğer üyeleri ise, parlaklıkları
daha sönük ve kütleleri daha az olan “Cüce Eliptik” ve “Düzensiz”
galaksilerdir.
4. ANDROMEDA GALAKSİSİ
Andromeda Galaksisi Hakkında Genel Bilgi Andromeda
Galaksisi, Samanyolu’na en yakın spiral galaksidir. Sb türünden bir spiral
olup, özelliği çekirdek etrafında kolların tam devir yapacak şekilde
sarılmış ve parçalanmamış olmasıdır. Andromeda Galaksisi aynı zamanda M31 ve
NGC224’de olarak da adlandırılmaktadır. Andromeda Galaksisi’nin
Özellikleri
Sağ Açıklık 00sa40dk00s.3
Dik Açıklık +41o00′03′′
Açısal Çap 240′
Görsel parlaklık (V) 3m.58
Renk (B-V) ve (U-B) +0.91, +0.50
Mutlak parlaklık 21m.1
Uzaklık 765 kpc Çap 54 kpc
Bakış doğrultusu ile yaptığı açı 12o.5
Galaktik Soğurma 0.m48
Radyal hız (güneşe göre) -310 km / sn
Kütlesi (güneş birimi cinsinden) 4.1x1011 H I
kütlesi (güneş birimi cinsinden) 3.9x109
Andromeda Galaksisi’nin Keşfi Andromeda Bulutsu’su
ilk defa, M.S. 964 yılında, İranlı astronom Al-Sufi tarafından çıplak gözle
gözlenmiştir. “Küçük Bulut” olarak adlandırdığı bu cismi “Sabit Yıldızlar”
adlı eserinde tanımlamıştır. 1612 yılında Simon Marius, Andromeda
Nebulası’nın ilk çizimini yayınladığında, Charles Messier (1764), Al-Sufi’nin
bu çalışmasından habersiz olarak, bunun yeni bir nebula olduğunu
söylemiştir. Bunun üzerine, Andromeda bulutsusu, Messier katoloğuna “M31”
olarak kaydedilmiştir. Andromeda Galaksisi ile ilgili ilk modern
araştırmalar 100 yıl kadar önce fotoğraf tekniğinin ve dolayısıyla daha
sönük kaynakları inceleme ve kaydetme olanaklarının gelişmesi ile
başlamıştır. Isaac Roberts, Andromeda Nebulası’nın spiral yapısını gösteren
ilk fotoğraflarını 50 cm’lik teleskopu ile çekmiştir. O dönemde dış
galaksilerin varlığı bilinmediğinden, fotoğraflarda spiral kolların dışında
bulunan sönük yıldızların açıkça görülmesine rağmen, bunun bir galaksi
olabileceği düşünülmemiştir. Aksine Andromeda’da bulunan Büyük Nebula’nın
zamanla yoğunlaşarak gezegen sistemine sahip bir yıldız olacağı
düşünülmüştür. Aralarında Edwin P. Hubble’nın da bulunduğu birkaç
araştırmacı, Samanyolu’nun ötesinde yıldız sistemlerinin olabileceği fikrini
ileri sürmüşlerdir. 1925 yılında Hubble, NGC6822 Galaksisi’ni gözlemleyerek,
bunun bir “uzak yıldızlar topluluğu” olduğunu göstermiştir. Bu çalışmalar
sırasında Andromeda Nebulası’nda bulunan büyük spiral yapı Hubble’ın
dikkatini çekmiştir.
Güneş Sistemi
En az bir yıldız ve onun
çekim alanı içinde dolaşan gök cisimlerinin (gezegenler, uyduları,
astroidler, kuyruklu yıldızlar) oluşturduğu sistemlere güneş sistemi ya da
gezegen sistemi denir. Özel ad olarak bu terim Dünya'nın da içinde
bulunduğu, Güneş merkezli gezegen sistemi için kullanılır.
Güneş Sistemi'ndeki gezegenler
Bu resim yaklaşık olarak gezegenlerin büyüklüklerinin birbirlerine ve
Güneş'e oranlarını göstermektedir.
Güneş Sistemi'nde on gezegen vardır, bunlar Güneş'e en yakın gezegenden
başlayarak sırasıyla (yukarıdaki resimde soldan sağa) Merkür, Venüs, Dünya,
Mars, Jüpiter, Satürn, Uranüs, Neptün, Plüton ve 2003-UB313*'dur. 2 Venüs
gezegeninin kendi çevresinde dönme yönü, diğer gezegenlere zıttır.
2003 UB313 adlı Plüton'dan büyük bir kütlenin varlığı keşfedilmiştir. 10.
gezegen olarak adlandırılması araştırılmaktadır. Gezegen olarak daha
tanımlanmadığı için bir isim konmamıştır.
Güneş Sistemi'nin Yörüngesi
Güneş Sistemi, sarmal bir galaksi olan Samanyolu'nun bir parçasıdır.
Samanyolu'nda yaklaşık 200 milyar yıldız olduğu tahmin edilmektedir;
bunların arasında Güneş, Dünya'ya en yakın yıldız olması dışında, bir
yıldızda bulunan ortalama özelliklere sahiptir.
Samanyolu'nun çapı yaklaşık 100 000 ışıkyılıdır. Güneş sisteminin
Samanyolu'nun merkezinden 25-28 bin ışıkyılı kadar uzaklıkta olduğu
sanılmaktadır.
Güneş sisteminin yörüngesi oldukça ilginç özelliklere sahiptir. Bu yörünge
hem neredeyse çembersel, hem de sarmal kolların oluşumuna yolaçan basınç
dalgalarıyla aynı hızdadır. Bu nedenle Dünya'da yaşamın varolduğu dönemde,
Güneş Sistemi sarmal kolların içinde değil aralarında kalmıştır. Sarmal
kollarda sık sık meydana gelen süpernova patlamalarından gelecek ışıma,
kuramsal olarak, bir gezegendeki yaşamı ortadan kaldırabilir. Bu yörüngesi
sayesinde, Güneş Sistemi hayatın ortaya çıkması ve süregelmesi için uygun
şartlara sahiptir.
Güneş sistemindeki gezegenler her zaman aynı yörünge üzerinde aynı zaman
içerisinde hareket ederler. Bunu bulan ilk kişi Kepler'dir. Bu yasaya
sonradan Bode yasası adı verilmiştir.
GALAKSİLER
Gökada
veya Galaksi yıldızlar, yıldızlararası gaz ve toz, plazma
ve (büyük ihtimalle de)görülmeyen karanlık maddeden oluşan dev sistemlere
verilen isimdir. Tipik bir gökada 10 milyondan bir trilyona kadar yıldız
barındırır. Bu yıldızların hepsi aynı çekim merkezini çevreleyen
yörüngelerde dönerler. Gökadalar şekillerine göre üç ana grupta toplanırlar:
Gökyüzünün diğer kısımlarına
nazaran çok daha parlak olan bu yıldızlar topluluğu, bizim galaksimiz
samanyolundan başka bir şey değildir. Ancak görülebilen, Samanyolunu meydana
getiren kollarından birisidir.
Uzayda yer alan galaksiler içinde
en çok bilineni Samanyoludur. Yaklaşık olarak yüz bin ışık yılı (ışık yılı;
ışığın bir yılda gittiği yoldur) ki, 96·1010 km çapında olan Samanyolu
galaksisi ortalama 200 milyon yıldızdan teşekkül etmiştir. Galaksi disk
şeklindedir ve bu şekil çıplak gözle bile fark edilebilir. Samanyolunun
ekvatoru boyunca çevreye göz gezdirilirse, yıldızlar arası madde (plazma) ve
yıldızlar açıkca görülebilir. Yukarıda belirtildiği gibi bu galakside
bulunan 200 milyon yıldızın büyük çoğunluğu, diskin merkezinde toplanmıştır.
Yaklaşık otuz bin ışık yılı çapında olan bölgeden çevreye doğru uzaklaştıkça
yıldız küresinin ve parlaklığının azaldığı görülür. Galaksilerin yaklaşık %
80 kadarı disk biçimlidir.
Bu disklerin
içerisinde bulunan yıldızlar, genellikle iki şekilde sıralanmıştır. Bu
sıralama ya düzenli bir şekildedir veya spiral biçimde bir kol üzerinde
dizilmiştir. Mesela galaksimizde bu spiral şekil açıkça göze çarparken, bazı
galaksiler hiçbir şekle girmemekte ve nizam dışı bir diziliş göstermektedir.
Diğer galaksi tipleri başlıca; çubuk şeklinde galaksiler, eliptik galaksiler
(bütün galaksilerin yaklaşık % 20'si) ve düzensiz (irregular)
galaksilerdir. Galaksiler genellikle, galaksi kümeleri olarak
gruplanmışlardır. Bu kümeler içinde en çok bilineni Başak Takım Yıldızı
içindeki Virgo kümesidir.
Sistemimizin yıldızı olan Güneş'in
Samanyolundaki yeri de her zaman merak konusu olmuştur. Galaksimizin
merkezinden oldukça uzakta yer alan güneş, kendi merkezi çevresinde
dönmektedir. Güneş sistemimizin bulunduğu mevkide galaksinin kalınlığı 3000
ışık yılı civarındadır.
Samanyolu
galaksisinin dışına çıkılıp birkaç milyon ışık yılı gidildiğinde, bu gibi
başka gök adalara da rastlanılır. Biçimleri ve büyüklükleri değişiktir.
Birbirine az çok benzeyenler varsa da eş olanı yok gibidir. Küçük
dürbünlerle gökyüzünü taradığı zaman, ışık veren gaz bulutu gibi gözükürler.
Onun için çoğuna nebülöz denmiştir. Büyük teleskoplarla,
bazılarının yıldızları tek tek ayırt edilebilir.
Dünyadan 1,5 veya 2 milyon ışık
yılı uzaklığındaki Andromeda nebölozu gerçekte bir galaksidir. Üstelik boy
ve biçim bakımından bizim galaksimiz Samanyoluna çok benzer ve yaklaşık 300
milyon yıldızdan meydana gelmiştir.
Galaksilerin uzayda rastgele
dağıldıklarını ileri süren teoriler, modern araçlarla yapılan gözlemler
neticesinde önemini kaybetmiş, hepsinin belli bir intizam içinde yer
aldıkları, ayrıca galaksileri teşkil eden yıldızlar ve diğer gök
cisimlerinin de hepsinin belli bir kanun içinde hareket ettikleri, içinde
bulunduğumuz Samanyolu galaksisi gibi milyonlarca galaksinin var olduğu,
bütün bunların saniyede binlerce kilometre hızla hareket ettikleri
anlaşılmıştır. Günümüzde imal edilen geliştirilmiş uzay aletleriyle yapılan
gözlemlerde, galaksilerin spektrumunda görülen kırmızıya yakın kayış, bu
kaçışın devam ettiğini göstermektedir. Bu gök adalarının spiral şekli, söz
konusu kaçışı açıkça ifade etmektedir.
Astrofizikçilerin yapmış olduğu son
araştırmalarda galaksilerin milyarlarca yıllarla ölçülen ömürleri içinde
birbirleriyle çarpıştıkları açıklanmıştır. Çekim güçlerinin galaksileri
birbirine yaklaştırması neticesinde meydana gelen bu dev kozmik olay
sonucunda spiral eliptik galaksilere dönüştüğü ileri sürülmektedir. Diğer
bir görüşe göre de eliptik galaksiler, çoğu büyük galaksi kümeleri içinde
bulunurlar. Bu gruplar içindeki yalnız galaksiler diğer galaksilerce hızla
çekilir. Bu durumda bir galaksi diğerine çarpmaktansa yanından geçmeyi
tercih eder.
Son zamanlarda
bir Amerikan astronom grubu, dünyadan 150 milyon ışık yılı uzaklıkta yeni
bir galaksi gruplaşmasının (çapı 250 milyon ışık yılı), çok büyük bir kütle
çekimi uyguladığını buldu. Öyle ki, aralarında Samanyolu ve Andromeda'nın da
bulunduğu binlerce galaksi bu merkeze doğru çekilmektedir. Bu merkez ve
çevresindeki galaksiler sisteminin hepsine Uzayın büyük çekim merkezi
adı verilmiştir. Ancak bu akıl almaz büyüklükteki çekim merkezi, uzayın
kestirilen kütlesinin ancak binde biri kadardır
Başlıca galaksiler:
Galaksi |
Uzaklığı
(1000 ışık yılı) |
Çapı
(ışık yılı) |
Yıldız Sayısı
(1000 adet) |
Samanyolu |
(-) |
100.000 |
200.000 |
Andromeda |
2.250 |
130.000 |
300.000 |
LMC |
170 |
30.000 |
25.000 |
SMC |
190 |
25.000 |
6.000 |
Fornox Sistemi |
650 |
20.000 |
20 |
NGC 598 |
2.350 |
60.000 |
40.000 |
Maffei I |
3.300 |
100.000 |
200.000 |
NGC 6822 |
1.630 |
10.000 |
350 |
NGC 205 |
2.250 |
16.000 |
3.000 |
Güneş
ve Ay Tutulmaları
Ay
dünya etrafındaki yörüngesini tamamlarken belli zaman aralıklarında dünya
ile güneş arasına girebilir. Bu durumda dünya yüzeyinde belli bölgelere
düşen güneş ışınları ay tarafından engellenmiş olur. Açık bir havada
rahatlıkla gözlene bilinen bu olaya Güneş tutulması adı verilir. Dünya ve ay
yörüngeleri farklı düzlemlerde bulunan elipsler oldukları için, dünya, ay ve
güneş arasındaki uzaklıklar devamlı olarak değişir. Bu değişme güneş
tutulmalarının tam güneş tutulması, halkalı güneş tutulması ve parçalı güneş
tutulması gibi çeşitli şekillerde oluşmasına neden olur. Dünya, ay ve güneş
arasındaki mesafe nedeniyle, dünya yüzeyinde tam güneş tutulmasının gözlene
bilindiği bölge daima 300 Km den küçüktür. Bu alan çevresinde ayın penmulası
içine düşen 500 Km 'lik bir bölgede, kısmi güneş tutulması gözlene bilinir.
Güneş Tutulması |
Halkalı Güneş tutulması |
Ay ekliptiğe göre eğik
bir yörüngede dolaşır, dünyanın da bu yörünge düzlemine dik olmayan bir
eksen etrafında dönmesi, güneş tutulmasının gözlenebildiği alanın dünya
üzerinse bir yol çizmesine neden olur. Umbra (gölge) ve halka kolonisinin
dünya üzerinde çizdiği bu yola "tam tutulma yolu" adı verilir.
Ay dünya etrafındaki
yörüngesini tamamlarken, dünyanın güneş ve ay arasında kalmasına neden
olabilir. Bu durumda ay yüzeyine düşen güneş ışınları dünya tarafından
engellenmiş olur. Karanlıkta kalan ay kısa süreli de olsa dünyadan
gözlenemez bu olaya ay tutulması adı verilir. Bulutsuz bir gecede çıplak
gözle rahatlıkla fak edilebilen bu olay, güneş tutulmasına göre, dünya
yüzeyinde daha geniş bir alandan gözlenebilir. Ay tutulmasının dünya
yüzeyinden gözlenebildiği alan dünyanın yarısından 24º kadar fazladır.
Ay Tutulması Resim
Ay ve
Güneş tutulmaları nadir gözlenen doğa olayları oldukları için bu olaylar
üzerine bir çok efsane yazılmış ve bir çok insan için kötülüğün habercisi
olarak kabul edilmiştir. Günümüzde bazı bilim adamlarına göre tutulmalar
dünya üzerinde değişik etkilere neden olmaktadır. Örneğin; "güneş tutulması
sırasında dünyanın aynı yarım küresinin, aynı anda güneş ve ayın çekim
kuvvetine tabi kalması deprem ve benzeri doğal olayları etkilemektedir".
Tabi ki şimdilik bu düşünceler kanıtlanmış değil fakat yinede tutulmaların
ufakta olsa dünya üzerinde var olan etkileri bilinmektedir.
Astronomi
Nebula Resimler
Astrophotography
Galaxy Resimler
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları
Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 - Turkiye / Denizli
Ana Sayfa /
index /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL/Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri /UFO Technology/Duyuru
Kuantum Teleportation /Kuantum Fizigi
/Uçaklar(Aeroplane)
New World Order(Macro Philosophy)
|
|