|
Zaman
Yolculuğunu Araştırma Merkezi © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 - Turkey / Denizli
EPR Deneyi
Albert Einstein, 1930'da öne sürdüğü
Kutudaki Saat deneyinden sonra Kuantum kuramının Kopenhag yorumuna karşı son
büyük çıkışını 1935 yılında yaptı. Einstein, kuantum kuramının temelde
eksik,tamamlanması gereken,nesnel gerçek anlayışımızla bağdaşan,belirsizlik
ilkesinin aşıldığı bir niteliğe bürüneceğini düşündü."Sağ duyuyu
parçalamak,atomu parçalamaktan zordur" diyen büyük dahi,en sonunda sağ duyunun
girdaplarını aşamadı.
Einstein, Boris Podolsky ve Nathan Rosen tarafından
1935'te öne sürülen bir düşünce deneyi vardır. Bu deney,üç yazarın soyadlarının
baş harfleriyle anılır: EPR Deneyi. Düşünce deneyi, bilim ve felsefe dünyasında
büyük tartışmalara yol açtı. Bir radyoaktif atomun bozunduğunu ve zıt
yönlerde,zıt spinlere sahip iki parçacık saldığını düşünelim. Parçacıklardan
yalnızca birine bakan bir gözlemci,onun sağa mı yoksa sola mı döneceğini
öngöremez. Ancak gözlemci örneğin sağa döndüğünü ölçerse,diğer parçacığın sola
döneceğini ve bu parçacığın sola doğru döndüğünü ölçerse,diğer parçacığı sağa
doğru döneceğini kesinlikle öngörebilir. Einstein'a göre bu deney, kuantum
kuramının saçmalığını gösteriyordu. Çünkü diğer parçacık o sırada galaksinin
öbür tarafında olsa bile döndüğü yön hemen bilinebilirdi. Burada iki parçacığın
birbirine bağlı olduğunun ve aralarında iletişim kurulduğunun düşünülmesi
yatmaktadır. İki parçacık arasında nedensel bir ilişki kurulmaya kalkışılırsa
onların ışık hızını aşan bir hızla telepati kurdukları sonucuna varılır. Bu da
saçmalıktır. Burada sorun yine ölçme sorununa gelmektedir. Acaba biz diyelim ki
bize doğru ışık hızıyla gelen parçacığın spinini ölçebilir miyiz?Hayır,bizim
önümüzden geçen parçacığın spininin sağa mı sola mı doğru olduğunu
ölçemeyiz!
Bununla
birlikte bilim adamlarının çoğu şaşıranın kuantum kuramı değil, Einstein
olduğunda hemfikirdi. Einstein- Podolsky-Rosen düşünsel
deneyi,ışıktan hızlı bilgi gönderilebileceğini kanıtlamaz. Aksi
taktirde asıl saçmalık bu olurdu. Hawking
şöyle diyor:" Bir kişi kendi parçacığında yapılan ölçüm sonucunda, spinin
sağa doğru olmasını seçemeyeceğinden,uzaktaki bir gözlemcinin parçacığında
yapılan ölçümün sonucunda da spinin sola doğru çıkmasını öngöremez. Bu düşünsel
deney, aslında tam olarak kara delik ışımasında gerçekleşen şeydir. Sanal
parçacık çiftinin,ikisinin kesinlikle zıt spinleri olacağını öngören bir dalga
fonksiyonu bulunacaktır. Ancak parçacıklardan biri kara deliğe düşerse geriye
kalan parçacığın spininin kesin olarak öngörülmesi olanaksızdır. Bizim asıl
yapmak istediğimiz ise giden parçacığın spinini ve dalga fonksiyonunu
öngörmektir; bunu karadeliğe düşen parçacığı gözlemleyebilirsek
gerçekleştirebiliriz. Ancak bu parçacık artık karadeliğin içindedir;burada spini
ve dalga fonksiyonu ölçülemez. Bu nedenle kaçak parçacığın spini veya dalga
fonksiyonu öngörülemez. Bu parçacık, farklı olasılıklarla,farklı spinlere ve
farklı dalga fonksiyonlarına sahip olabilir. Ancak eşsiz bir spine veya dalga
fonksiyonuna sahip değildir. Böylece,geleceği öngörme yeteneğimiz daha da
azalmış görünür. Belirsizlik ilkesi,parçacıkların konum ve hızlarının birlikte
kesin olarak öngörülemeyeceğini gösterdiğinden,hem konumların,hem de hızların
öngörülebileceği hakkındaki Laplac'a ait klasik düşüncenin değiştirilmesi
gerekiyordu."
Bizim için
bugüne dek bilimsel çalışmalarımıza ve düşüncelerimize temel oluşturmuş olan
imgelerden vazgeçmenin ne kadar zor olduğunu bir kez daha anladım. Einstein.tüm
yaşamını sağlam,değişmez yasalara göre işleyen,bizden bağımsız,dışarıda uzay ve
zamanda geçen fiziksel fenomenlerin objektif dünyasına adamıştı. Kuramsal
fiziğin matematiksel sembolleri,bu objektif dünyayı çizmek ve böylece bu dünyada
gelecekte olabilecek fenomenler hakkında önceden tahminde bulunmayı mümkün
kılmalıydı. Şimdi ise atomlara kadar inildiğinde,zaman ve uzayda böylesine
objektif bir dünyanın asla olmadığı ve kuramsal fiziğin matematiksel
sembollerinin gerçek olanı değil, mümkün olanı verebileceği iddia ediliyor.
Einstein, ayakları altındaki zeminin çekilmesine hazır değildi. Ama daha sonra
kuantum kuramı fiziğin önemli bir bölümünü oluşturduğunda Einstein görüşünü
değiştiremedi. O, kuantum kuramını atomsal görüngülerin geçici,kesin olmayan bir
açıklaması olarak gördü. "Tanrı zar atmaz" cümlesi Einstein'in hiçbir şekilde sarsılmasına
izin vermediği bir ilkeydi. Bohr buna sadece şöyle yanıt verebiliyordu: "Ama
tanrının dünyayı nasıl yöneteceğini göstermek bizim gücümüz
değildir."
Einstein, Podolsky ve Rosen
1935 yılında Albert Einstein, Boris Podolsky ve Nathan
Rosen,Physical Review 'de Fiziksel Gerçekliğin Kuantum Mekaniksel
Açıklaması Tamamlanmış Olarak Düşünülebilir mi?adlı bir inceleme
yayımladılar. İnceleme, birleşik çok parçacıklı sistemlerde parçacık
ilişkilerini tatırtışmaya açtı. EPR bu tip sistemlerin kuantum açıklamasının
doğruluğunu değil tamamlanmaşı olmasını sorgulamak için tartıştı.
John Bell, 1964'te EPR düşüncesinin David Bohm versiyonunu kullanarak
onlara karşı çıktı: EPR'nin yerellik düşüncesi yanlıştır ve bu da kuantum
kuramını tutarsızlıktan kurtarır.
Kuantum mekaniğinde yerellik hala tartışılmaktadır.
- EPR gerçekçi olmayan bazı kuantum mekaniği düşünürlerini
utandırmayı hedefliyordu. Başlangıçta birleşik ama rastgele ayrılan iki
parçacıklı bir sistemi ele almayı önerdi.
EPR'in çıkış noktası ve temel düşüncesi,bizim çiftin birinin bir
özeliğini ölçebileceğimiz ve ardından da ikincinin benzer bir özelliğini
ölçmenin sonuçlarını öngörebileceğimizdir.
EPR'ye göre ikinci
parçacığın özelliği,birincinin ölçülmesinden sonra öngörülebilir(tahmin
edilebilir) olduğundan "gerçek"tir. (EPR parçacıklarının
özellikleri,Bell'in iş arkadaşı olan Dr. Bertlemann'ın mutlaka
uyumsuz olan çoraplarına benzetilebilirdi. Dr. Bertelemann'ın çorabının
tekini gördüğünüzde,çorapların gerçek olması gereçeğine dayanarak,diğer
benzeriyle iligili tahminler yapabilirsiniz: biri pembeyse öteki değil
gibi
|
|
EPR'nin iddiası: Birinci parçacığın başka bir özelliğini,belki de
ters,çelişen bir özelliğini bile ölçebiliriz ve böylece çiftin diğer teki olan
ikinci parçacığın ilgili özelliğini bilebiliriz. İkinci parçacığın bu "ilgili
diğer özelliği" "gerçek" olacaktır.
Yerellik varsayımı: Önce belki de şu anda galaksinin diğer
ucunda olan ikinci parçacığa hiç bulaşmıyoruz. Başlangıçta sadece birinci
parçacığı ölçüyoruz. EPR'ye göre birinciyi ölçerek tabii ki kesinlikle uzakta
olan ikincinin gerçek durumunu değiştiremeyiz. Birinci parçacığın her iki
ölçümünü de yapabildiğimiz için ve yerellik varsayımıyla bu sadece kendi
başına ikinci parçacığı etkilemeyeceğine göre,ikinci parçacığın,her iki olası
özelliği için birinci parçacığın ölçümlerine dayanan önceden ayarlanmış gerçek
değerler olmalıdır.
Kuantum kuramına göre birbirini tamamlayan değişkenler
olduğunda(momentum,konum;enerji ve zaman gibi) iki özellik aynı anda
varolamaz. Oysa EPR bu sonuca varmıştır:Dünyanın kuantum kuramında bile
belirtilmeyen gerçek özellikleri olduğu için kuram,"tamamlanmamıştır"
III.EPR'nin vardığı bu sonuç yerellik varsayımına dayanır ve kuantum
kuramının tamamlanması için yerel değişkenler kullanılmasını önerir.
EPR'nin savunduğu çizgi, 1964'te Bell Eşitsizliği
tatarafından deney düzeyine taşındı. Bell, Yerellik varsayımının kuantum
mekaniğinin öngördüğü gerçeklere ters düştüğünü göstermesiyle tartışma yeniden
alevlendi. Bell şöyle özetlemişti: " EPR şöyle bir düşünce olarak gelişti:
Kuantum kuramı,tamamlanmış bir kuram olamaz ve ek değişkenlerle
desteklenmelidir. Bu ek değişkenler,kuramın yerelliğini ve nedenselliği
oluşturmak içindir. Bu düşünce matematiksel olarak formüle edilecek ve
kuantum mekaniğinin istatistiksel tahminleri ile uyumsuz olduğu
gösterilecekter."
Kuantum özellikle artık Dr. Bertlemann'ın çorapları gibi değildi.
Sonunda bu yerel olmayan tahminler deneysel olarak doğrulandı.
Kaynakça
1.Hawkingi, Stephen;Ceviz Kabuğundaki Evren(2001)Çev: Kemal
Çömlekçi,Alfa Yayınları(2002)
2.Pagels, Heinz R.; Kozmik Kod:Doğanın Dili/Kuantum Fiziği (1981),
Çeviren: Nezihe Bahar, Sarmal Yay( Ekim 1993)
3.Kochen and Specker,
www.nonlocal.com/hbar/epr.html
Alıntı: sayfayı hazırlayan:Ramazan Karakale
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca
bu bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL' a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden
alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005 Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa /index /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL/Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri /UFO Technology/Duyuru
Kuantum Teleportation /Kuantum Fizigi
/Uçaklar(Aeroplane)
New World Order(Macro Philosophy)
/Astronomy
|
|