Zamanda yolculuk...
Belki de
birinci soru bu olmalıydı. Karanlık maddeyi ve
kuvantum kütle çekimini unutun. Herkesin
yanıtlamaya can attığı bir soru,
bu.
Zamanda yolculuk, H.G. Wells'in
olağanüstü romanı ‘‘Zaman Makinesi''nden beri en
gözde bilim kurgu konusu oldu. Örneğin,
gelecekte ileriye doğru yolculuk yapmak
kanıtlanmış bir olay. Einstein'ın görelilik
kuramı, dünyayla göreli hareket eden bir
izleyicinin, dünyanın geleceğine geçebileceğini
öne sürer ve bu etki, atomik saatler yardımıyla
da doğrulandı. Etkili zaman bükülmeleri, ışık
hızına yakın bir hız gerektirir. Bu hızı
yakalamak ilke olarak mümkün, ancak
mühendisliğin büyük bir ilerleme kaydetmesi ve
bir o kadar da para bulunması
gerekir.
Geçmiş zamana gitmekse çok
daha zor. Görelilik, bir izleyicinin, uzayzaman
içinde yolculuk yapması ve geçmişine geri
dönmesi fikrine karşı çıkmıyor. Ancak, şimdiye
kadar önerilen tüm senaryolar, alışılmamış
şartlar gerektiriyor.
Zaman içinde geri
gitmenin bir yolu, uzayda delikler bulmaktır.
Kuramcılar, uzayzamanda iki noktayı birleştiren
bir tünelin (yıldız geçidinin) gerçekten
varolabileceğini öne sürüyor. Bunlardan birini
bulduğunuzda, içine atlayıp kendinizi evrenin
başka bir zamanında, hatta başka bir yerinde
bulabilirsiniz. Kuramcılar, böyle bir deliğin
bulunması durumunda, zaman makinesinin de
yapılabileceğine inanıyorlar.
Geçmişe gitmek
olanaklı olsaydı, tüm paradokslar da ardından
gelirdi: yolcunun, geçmişe giderek annesini
bebekken öldürmesi gibi. Neden-sonuç ilkesine,
hiçbir şeyin karşı gelemeyeceğinde ısrarcı
olunduğu takdirde, paradokslardan kaçınılabilir,
ancak zamanda çift yönlü yolculuk, hala
alışılmadık bir fikir.
Bazı fizikçiler,
zaman içinde yolculuğun kesinlikle mantık dışı
olarak görüyor. Stephen Hawking, fiziksel
nesnelerin, zaman içinde atlamalarını önlemek
için bir şeylerin müdahale edeceğini varsayan
‘‘kronoloji koruma varsayımı''nı geliştirdi. Bu,
zaman makinesi yapılmasında karşılaşılan temel
fiziksel engeller nedeniyle ortaya çıkabilir:
örneğin, kuantum vakum enerjisi, uzaydaki
deliğin hemen önünde toplanarak, deliği
kapatabilir.
Zaman içinde yolculuk, henüz
çözülemedi, ancak hala birçok insan buna
zamanını ve emeğini harcıyor. Hawking, bu
araştırmalar için kaynak bulmanın zor olduğunu
vurguluyor.
KOZMİK BİR KEVGİR
İÇİNDE Mİ YAŞIYORUZ?
Kara delikler
artık bilinse de, kuramcı fizikçiler için hala
sürprizlerle dolu. Kara delik, büyük bir
yıldızın sönmesi sonucu oluşur. Yıldız, kendi
büyük kütle çekimiyle parçalara ayrılır ve
çekirdek de o anda yıkılır. Madde tamamen küre
şeklinde olsaydı, simetrik olarak tüm madde,
çekirdeğin geometrik merkezindeki bir noktaya
doğru düşer ve böylece oradaki yoğunluk ve kütle
çekim alanı sonsuzluğa ulaşırdı. Kütle çekimi,
kendini uzayzamanın geometrisinde eğrilip
bükülme olarak gösterdiğinden, uzayzamanın
eğriliği de, zaman veya uzaya bir tür sınır
oluşturarak sonsuz olur. Matematikçiler bunu
‘‘tekillik'' olarak
adlandırır.
Tekilliklerle neler
yapılabildiği henüz bilinmiyor. Uzayzaman
gerçekten orda bitiyor mu yoksa tekillikler,
kuramın çürütüldüğünü mü işaret ediyor?
Uzayzamanın gerçekten bir sınırı varsa, bunun
sonucunun ne olacağını kestirmek olanaksızdır.
Varsayımlar ve determinizm, dünyanın tüm
mantıksal ve bilimsel resminin temelini
oluşturduğundan tekillikler, bilimin ötesine
adım atamayacağı bir çizgi çeker.
Öte yandan
tekillikler, kara delikler kadar bilinmedik ve
tehlikeli değildir. 1967'de Roger Penrose, kütle
çekiminin bükülmesiyle oluşan tüm tekilliklerin,
bir kara delik tarafından yeterli bir şekilde
kaplandığını ve bu nedenle de gözlemlenemediğini
içeren ‘‘kozmik yasaklama hipotezi''ni açıkladı.
Alternatif olarak sunulan, hiçbir mantıksal
nedeni olmayan olaylara neden olan ‘‘çıplak''
bir tekilliğin varlığını içeren görüşse büyük
oranda beğenilmedi.
Bundan birkaç yıl
sonraysa Stephen Hawking, soruna başka bir bakış
açısı getirdi. Hawking, kara deliklerin ısı
radyasyonu yaydıklarını ve yavaşça
buharlaştıklarını keşfetti. Kuramcılar, kara
deliklere sonunda ne olacağı üzerine zihin
yordular: buharlaşma, eninde sonunda kara
deliklerin temelindeki tekilliği ortaya mı
çıkaracak?
Konu, enformasyon kuramının
kavramları çerçevesinde yeniden ele alındı. Bir
yıldız, kara delik oluşturmak üzere söndüğünde,
‘‘kaç tane ve hangi türde parçacık içeriyor''
gibi yıldızın içindeki bilgilere, dışarıdaki bir
izleyici ulaşamaz.
Kara delik
buharlaştığında, bu bilgi, Hawking'in
radyasyonlarına bir şekilde kodlanarak geri mi
veriliyor? Yoksa, bilgiler tekillik deliğinden
geçerek, tamamen yok mu oluyor? Kara delikler,
evrende aynı anda birçok yerde bulunabilirler.
Tekilliğin, uzayzaman içinde bir delik
belirlemesi durumunda, evren, kozmik bir kevgir
gibi bilgi mi sızdıracak? Bu doğruysa, tüm
bilgiler nereye gidecek?
Kaynak: New Scientist,
21 Eylül 2002
Alıntı:
Ceviz.Net
Hiçbir
yazı/ resim izinsiz olarak kullanılamaz!! Telif hakları uyarınca bu
bir suçtur..! Tüm hakları Çetin BAL'
a aittir. Kaynak gösterilmek şartıyla siteden alıntı yapılabilir.
The Time Machine Project © 2005
Cetin BAL - GSM:+90 05366063183 -Turkiye/Denizli
Ana Sayfa /index /Roket bilimi /
E-Mail /CetinBAL/Quantum Teleportation-2
Time Travel Technology /Ziyaretçi
Defteri /UFO Technology/Duyuru
Kuantum Teleportation /Kuantum Fizigi
/Uçaklar(Aeroplane)
New World Order(Macro Philosophy)
|